Paylaş
8 Ocak 2016 tarih ve “Günlük hayatta görme engelli olmak” başlıklı yazımda change.org’da başlatılmış bulunan ev aletlerinin erişilebilir olmasına yönelik bir kampanyadan söz etmiştim sizlere. Altı Nokta Körler Derneği kadın meclis üyelerince başlatılan ve 69.019 destekçi ile değişim yaratan bu kampanya geçtiğimiz günlerde sonlandı. Arçelik A.Ş., 70 bine yakın destekçinin sesini duydu ve görme engellilerin de kullanabileceği elektrikli ev aletlerinin üretimine başladığını, Altı Nokta Körler Derneği ile birlikte yaptığı bir basın açıklamasıyla duyurdu.
Arçelik A.Ş. tarafından geliştirilecek yeni ürünlerde özel işaretlemeler, sesli ikazlar, Braille alfabeli kullanma panoları ve sesli kullanım kitapçıklarıyla çözümler sunulacak. Geliştirilen bu özel uygulamalarla, görme engelliler elektrikli ev aletlerini kimsenin yardımı olmadan kullanabilecek.
Söz konusu kampanyayı Altı Nokta Körler Derneği kadın meclis üyeleri adına koyduğu imza ile başlatan Sevgi Bulut teşekkürlerini şu sözlerle ifade ediyor:
“Şu an keşke hepinizi tek tek kucaklayabilsem, tek tek teşekkür edebilsem. Kampanyamıza imza atan siz 70 bin kişi sayesinde bugün tüm görme engelliler için tarihi bir başarıya imza attık. Bu müthiş adım ve 70 bin kişiyi duydukları için Arçelik A.Ş.’ye de ayrıca teşekkür ediyoruz. Biz eminiz ki diğer büyük beyaz eşya üreticileri de görme engellilerin sesini duyarak bu konuda adım atacaklar. Altı Nokta Körler Derneği olarak hepinize sevgi ve saygılarımızı yolluyoruz. Birbirimizin elini hiç bırakmayalım.”
Ben de Sevgi Bulut’a katılıyor ve diğer büyük beyaz eşya üreticilerinin de görme engellilerin sesini duyarak gerekli adımları atacaklarına yürekten inanıyorum.
***
Engelsiz Türkiye yolunda atılan adımlar giderek artıyor olsa da, engelli-engelsiz eşitliğinin sağlanabilmesi için daha çok yol gidilmesi gerekiyor. Bu konuda pek çok mesaj alıyorum sevgili okurlarımdan. İçlerinden birini sizlerle paylaşmak istiyorum bugün.
Ercan Yıldız, ‘bir engelli kardeşinizin merhabası’ başlığı altında, şöyle sesleniyor:
“Ben görme engelli, emekli bir hukukçuyum. Değişim dernekleri ve engellilerle ilgili hareketlerde çalışıyorum. İki çocuğum var, onları yetiştiriyorum. Sizin engellilerle ilgili konulara duyarlılığınızı biliyorum. Yazılarınızı takip ediyorum. Severekte okuyorum. Üyesi olduğum Aktif Görme Engelliler Derneği’nce, 17 mayıs 2016 tarihinde, engellilerin fiziksel erişimi ile ilgili olarak bir etkinlik yaptık. Hürriyet Gazetesi’nin eki olan Hürriyet Ankara’da etkinliğimize geniş bir şekilde yer verildi. Bu nedenle, o gün bizleri yalnız bırakmayan muhabir arkadaşımıza ve gazete yetkililerine bir görme engelli olarak teşekkür ediyorum. Ama bildiğiniz gibi ülkemizin gündemi çok yoğun ve çok çabuk değişiyor. Bu nedenle
on milyon kişiye yakın olan biz engelliler, zaman zaman, bu toplumda yokmuşuz gibi kabul görüyoruz. Gerek yazılı, gerekse de görsel basında sorunlarımızı anlatamıyoruz.
Dünyada engelli hakları son yıllarda gelişmeye başladı. Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi 2009 yılında, bizim de içinde olduğumuz çok sayıda ülke tarafından kabul edildi. Bu sözleşme engellilere bir çok konuda haklar getiriyor; sorunların çözülmesi konusunda taraf devletlere yükümlülükler veriyor. Ülkemizde de bu sözleşmeye uygun hale getirilen 2005 tarihli 5378 Sayılı Engelliler Kanunu ile bir çok hak getirilmiş durumda. Ancak biz bu haklardan yeterince yararlanabiliyor muyuz? Bu konu önemli; zira, engellilerin en büyük sorunu erişim. Erişim o kadar girift bir konu ki yetkililer bu konuda engellilerin görüş ve önerilerini almıyorlar, yapılan işlerde onlarla birlikte çalışmıyorlar. Erişim deyince öncelikle fiziksel erişim öne çıkıyor. Bence önemli bir konu. Şöyle ki; fiziksel erişimin önündeki engelleri kaldıracaksınız ki engelliler önce evlerinden çıksınlar, sokağa, okula, iş yerine, sinemaya, tiyatroya, alışveriş merkezlerine kısaca toplumsal hayatın her alanına katılabilsinler. Ama katılamıyorlar…
Sayılarla başınızı ağrıtmak istemem ama engelliler arasında eğitim yüzde on, çalışanların oranı yüzde on. Sokaklarımız, caddelerimiz, yollarımız engellerle dolu. Yerel yönetimler yaptıkları hizmetlerde engellileri göz önüne almıyorlar. Trafik ise başlı başına bir sorun. Yanlış otomobil park edilmesinden kaldırımlarda yürüyemiyoruz. Polisi arıyoruz, bize “Allah yardım etsin” diye öğüt veriyorlar. Devlet sorumluluklarını yerine getirmiyor. Halkımız da yeterince bilinçli olmadığından, koyulan engellerden habersiz. Bizleri 3 Aralık’ta ve 10 - 16 Mayıs tarihleri arasındaki engelliler haftalarında hatırlıyorlar, o kadar. Lütfen engellilerin, özellikle fiziksel erişiminin önündeki engelleri köşenizde işleyin. Engelsiz Sinema Festivali’ni köşenizde yazmışsınız, sevindik. Ama o festivallere nasıl ulaşacağız? Nasıl gideceğiz? Engelli araçları yetersiz, kaldırımlar yürünecek halde değil. Görsel ve yazılı medyanın da engellilerle ilgili konularda üzerine düşen görevleri yerine getirmesini bekliyoruz.”
Yetkililerin konuya duyarsız kalmayacaklarını umuyor, yorumu siz sevgili okurlarıma bırakıyorum.
***
Beyoğlu Belediyesi, Hasköy Sahilde ve Taksim Meydanında kuracağı Ramazan sahneleri ile İstanbullular’a unutulmaz Ramazan geceleri yaşatmaya hazırlanıyor. Taksim Meydanının yanı sıra ilçenin çeşitli noktalarında kurulacak iftar sofralarında da yaklaşık 100 bin kişi orucunu açacak. Söz konusu Belediye ilçede yaşayan hastalar, engelliler ve yaşlıları da unutmamış. Bu nedenlerle iftar vakti evlerinden çıkamayan ve bu sofralara misafir olamayan ihtiyaç sahiplerine her gün gezici iftar servisi aracıyla iftar yemeği dağıtılacak.
Bu anlamlı uygulamanın yaygınlaşmasını umuyorum.
Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz bir yaşam dileği ile…
Paylaş