Paylaş
Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk vakıflarından biri olan Vehbi Koç Vakfı, ülkemizde unutulmaya yüz tutmuş vakıf geleneğini canlandırmak amacıyla hayata geçirilmiş bulunuyor. 17 Ocak 1969’da Vehbi Koç tarafından kurulan Vakıf, çağdaş ve gelişen bir Türkiye için yaşamın en temel gereksinimleri olan eğitim, sağlık ve kültür alanlarında faaliyet gösteriyor.
Vehbi Koç Vakfı, 1996 yılında yitirdiğimiz kurucusu Vehbi Koç’u anma adına, insanların yaşam kalitesinin arttırılmasına katkıda bulunan kişi ve kurumları teşvik amacıyla, her yıl sırasıyla kültür, eğitim ve sağlık alanında ödül veriyor. ’Vehbi Koç Ödülü’ adı altında 2002 yılından beri verilmekte olan bu ödülün yeni sahibi Prof. Dr. Kamil Uğurbil. 15. Vehbi Koç Ödülü’nü insan beyninin sırrını çözmek için yaptığı çalışmalarla kazanan Uğurbil’in geliştirdiği metot insan beyninin devrelerinin görünmesini sağlıyor. ‘Beynin sırrını çözen Türk’ olarak tanınan Prof. Dr. Uğurbil’in araştırmaları Alzheimer, depresyon gibi pek çok hastalığın sebeplerinin anlaşılmasına ve çözüm üretilmesine olanak sağlıyor.
Vehbi Koç Ödülü bundan 9 yıl önce, -2007’de- o dönemde pek çok kişinin adını duymadığı bilim insanı, “DNA Onarımının Moleküler Mekanizmalarının Aydınlatılması ve Biyolojik Saatin Düzenlenmesi”nde dünya çapında çalışmaları bulunan Prof. Dr. Aziz Sancar’a verilmişti. Bildiğiniz gibi, Prof. Sancar, 2015 yılında da İsveç Kraliyet Bilimsel Akademisi tarafından verilen ‘Nobel Kimya Ödülü’nü kazandı.
19 Nisan 2015’te gerçekleşen Vehbi Koç Anma ve Ödül Töreni’nde konuşan Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Koç; Vehbi Koç Vakfı’nın eğitim, kültür ve sağlık alanlarında ulusal ve uluslararası gelişime öncülük etmiş, önemli başarılara imza atmış ve sıra dışı katkı sağlamış kişi ve kurumları ödüllendirerek hem onlara fazlasıyla hak ettikleri teşekkürü sunduklarını hem de aynı yoldan yürüyecek gençlere ışık tuttuklarını dile getirdi. Vehbi Koç Ödülü’nün bu yıl sağlık alanında verilmesi sebebiyle, Koç Topluluğu’nun bu alandaki çalışmalarıyla ilgili bazı bilgiler veren Koç şunları söyledi:
“Bildiğiniz üzere Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni 2010-2011 yılında hizmete açtık. 2014 sonunda Koç Üniversitesi Hastanesi Topkapı’da hizmete girdi. 2017 yılında tüm yatırım tamamlandığında yalnızca ülkemiz ve bölgemiz değil, dünya da müthiş bir bilim ve sağlık kurumuna kavuşmuş olacak. Bu yıl tıp fakültemiz ilk mezunlarını veriyor. 2016 yılının ülkemizin tıp eğitimi tarihinde önemli bir dönüm noktası olacağına yürekten inanıyor ve genç ‘Koç Doktorları’na da buradan başarılar diliyorum.”
Sayın Ömer Koç’un inancını ben de tüm kalbimle paylaşıyorum. Bu mükemmel hastanenin ve mükemmel ekibinin Türkiye’nin adını bütün dünyaya duyuracağına ve hepimizi gururlandıracağına eminim.
Koç Üniversitesi ile Koç Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Vehbi Koç Vakfı’nın ülkemize kazandırmış olduğu en büyük değerlerin başında geliyor. 9 Ekim 2015 ve 7 Aralık 2015 tarihlerinde yayınlanmış bulunan yazılarıma -okuyanlarınız hatırlayacaktır- söz konusu hastaneyi konu almıştım. Kasım 2015’te yapılan ameliyatla beni baştan yaratan Koç Üniversitesi doktorları bu kez de yardımcım ve manevi kızım Mercan’ın imdadına yetişti. Kulak zarlarının her ikisinin de delik olduğu ve işitme seviyesinde azalma görüldüğü belirlenen Mercan, başarı ile gerçekleştirilen endoskopik ameliyat sonucunda sağlığına kavuştu. Mercan’ın ameliyatını yapan
Koç Üniversitesi Kulak Burun Boğaz Baş ve Boyun Cerrahisi Bölümü’nden
Dr. Ozan Gökler’e
Prof. Dr. Sarp Saraç’a
Dr. İlker Koçak’a
Anesteziyoloji Reanimasyon ve Ağrı Kliniği’nden
Dr. Agâh İşgüzar’a hem Mercan hem de şahsım adına sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.
Koç Üniversitesi Hastanesi 2015 yılının son aylarından beri, belirli bir fark alarak, SGK’lı hastalara da hizmet veriyor. Verilen hizmet kalitesi tüm hastalar için aynı. Hastanenin bütün odaları standart olarak düzenlenmiş. Eşitlik ilkesi tam anlamıyla uygulanıyor bu sağlık kurumunda.
Umudum, böyle bir eşitliğin bir gün tüm Türkiye’ye hâkim olduğunu görebilmek. Umarım, çok beklemem bunun gerçekleşmesi için…
Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz bir yaşam dileği ile…
Paylaş