Ayşegül Domaniç Yelçe
Ayşegül Domaniç Yelçe
Ayşegül Domaniç YelçeYazarın Tüm Yazıları

Terörün bir başka yüzü…

Merhabalar sevgili okurlar.

Haberin Devamı

Önceki yazılarımdan birinde manevi oğlumdan ve onun bana “babaanne” diye seslenen dört buçuk yaşındaki güzeller güzeli kızı Nil Deniz’den söz etmiştim sizlere. Anne ve babası ile birlikte bayramda ziyaretime geldi Nil Deniz. Annesi bir ara kulağıma eğildi ve haberlere bakmak istediğini söyleyerek evdeki wifi şifresini sordu. Haberleri izlemesi için televizyonu açmak istedim ve bakın nasıl bir cevap aldım:

 

“Son günlerde hiç televizyon izlemiyoruz. Çünkü geçenlerde Nil Deniz, ‘Anne neden televizyonda hep ölümü anlatıyorlar?’ diye sordu bize. Ne cevap vereceğimizi bilemedik. Çareyi televizyonu açmayıp haberleri internetten izlemekte bulduk.”

 

Terör hepimizi büyük bir travma ile yaşatır oldu. Bu travma her ne kadar tüm halkı etkiliyor olsa da, çocuklar bu durumun en büyük mağdurları. Onların küçücük bedenleri içindeki tertemiz kalplerinin her gün yaşadığımız ölüm acılarını kabul edebilmesi mümkün değil. Bu nedenle içinde bulunduğumuz durumu onlara açıklayabilecek bir yol bulabilmek çok zor. Aslına bakarsanız, bunca ölümü normal gösterecek nasıl bir sebep bulunabilir ki?

 

Haberin Devamı

Meydana gelen terör olaylarının çoğuna yayın yasağı getiriliyor. Bu yasakların haklı sebepleri olabilir. Ancak, bir başka açıdan bakıldığında da halkın haber alma hürriyetinin engellendiği düşünülebilir. 28 Haziran 2016 tarihli Atatürk Havalimanı saldırısında 45 kişi hayatını kaybederken yaklaşık 240 kişi de yaralandı. Bu yaralılardan kim bilir kaç kişi kolunu ya da bacağını kaybederek engelli nüfusa eklendi. Saldırının gerçekleştiği anlarda havaalanında bulunanlar kim bilir nasıl etkilendi bu durumdan? Yaşadıkları bu travma nasıl unutturulacak onlara? Havaalanında bulunup da saldırı anını birebir yaşayan çocukları acaba yeniden uçakla seyahat ettirmek mümkün olabilecek mi?

 

İstanbul’da yaşayan, şimdiye kadar herhangi bir saldırı ortamında hiç bulunmamış Nil Deniz’in bile haber bültenlerinin içeriğinden rahatsız oluşunu dikkate alacak olursak; Güneydoğu’da terör olaylarının içinde yaşayan çocukların ve/veya bulundukları yerde herhangi bir saldırıya şahit olanların ne derece etkilendiklerini kolaylıkla anlayabiliriz. Bu etkilerin çocuklarımıza uzun vadede vereceği zararları önleyebilmek ya da en azından hafifletebilmek için psikolojik destek şart. Sözünü ettiğim psikolojik destek aslında yalnızca çocuklar için değil, biz yetişkinler için de gerekli. Yaşamdan keyif almak neredeyse imkânsız hale geldi. Sokaklarda yüzü gülen insanlar göremez olduk. Sanki hemen herkes zoraki yaşıyor.

 

Haberin Devamı

Bu durumdan kurtulabilmenin tek yolu, hep birlikte barış içinde yaşayabileceğimiz günlere kavuşmak. Tabii ki bunun için terörün sonlanması gerekiyor. Devletimiz bu amaçla çıktığı yolda emin adımlarla ilerliyor. Ancak, bu yolun ne kadar süreceğini biz vatandaşlarına bildirmiş değil. Bu yüzden, çoğumuz tedirginiz. Hatta bazen “takip ettiğimiz yol acaba yanlış mı?” diye düşündüğümüz bile oluyor. Tedirgin yaşamak çok şey götürüyor insandan. Bu yüzden bir an önce kurtulmamız gerekiyor bu tedirginlikten. Psikolojik destek almaya çalışmalı; bir yandan da içimizdeki sevgiyi öne çıkarmalı ve onun gücüne inanmalıyız. Her ne olursa olsun nefret barındırmamalıyız yüreklerimizde. Zira nefret hiçbir derde deva olamaz. Oysaki sevgi, pek çok mucizeye kapı açabilir. Şahsen ben, ancak, etrafımdaki herkesi kucaklayarak ve onları hiçbir ayırım yapmadan severek başarabiliyorum ayakta kalmayı. Daima karşımdakinin gözleriyle bakabilmeye ve onun hissettiklerini anlayabilmeye çalışıyorum. Bunu başarabildiğim zaman her şey kolaylaşıyor. O zaman içimde kızgınlıktan eser kalmıyor. Benliğim sanki hoşgörü ile dolup taşıyor…

 

Haberin Devamı

Devletimizin kendi imkânları ile psikolojik desteğe ulaşamayan vatandaşları için bir program hazırlamasının ve bu programı bir an önce uygulamaya koymasının, yaşamakta olduğumuz bu travmayı hafifletmeye yardım edebileceğini düşünüyorum. Ve yetkililerimizin de aynı düşünceyi paylaşmalarını umuyorum.  

 

Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz bir yaşam dileği ile…

Yazarın Tüm Yazıları