Paylaş
24 Kasım 1928, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün "Millet Mektepleri’ nin Başöğretmenliği" ni kabul ettiği gün. Atatürk'ün 100. doğum yıl dönümü olan 1981 yılında, onun "başöğretmen" oluşunun yıldönümlerinde ülke çapında “Öğretmenler Günü” kutlanmasına karar verildi. O tarihten beri, ülkemizde her 24 Kasım’da “Öğretmenler Günü” kutlanıyor.
Ve bugün “Öğretmenler Günü”. Öncelikle tüm öğretmenlerimizin bu özel gününü yürekten kutluyorum.
Bir çocuğun ailesinden öğrendikleriyle başlayan gelişimi, ilk ve orta öğretimi boyunca öğretmenlerinin verdiği bilgiler ve onlardan alarak kendisine uyguladığı örneklerle pekişiyor. Her çocuğun hayatında ise, hemen hemen mutlaka, çok önemsemiş olduğu bir ya da bir kaç öğretmen bulunuyor. Tabii, benim hayatımda da…
Öncelikle ben bir öğretmen kızı ve bir öğretmen torunuyum. Annem edebiyat, dedem ise tarih öğretmeniydi. Şimdilerde de kızım Sabancı Üniversitesi’ nde öğretim görevlisi.
Ama ben bu yazımı, yaşamımı derinden etkileyen, hatta kişiliğimin oluşmasındaki en büyük paya sahip olan Sevgili Öğretmenim Fatma Ramazanoğlu Torun Reid’ e ithaf etmek istiyorum.
Fatma Ramazanoğlu’ nu ilk kez Üsküdar Amerikan Lise’ndeki öğrenim yıllarım sırasında, 1967 yılının Eylül Ayı’ nda, tanıdım. O ders yılında, kendisi Psikoloji Öğretmenimiz’ di. Psikoloji dersini mi çok sevmiştim, yoksa o dersi bana çok sevdiren çiçeği burnunda öğretmenimi daha da mı çok sevmiştim uzun zaman düşünüp durdum. Ama artık biliyorum… Ben, önce bizlerden yalnızca 13 yaş büyük olan Sevgili Öğretmenim’ i ve O’nun sayesinde de ‘psikoloji’ ve ‘felsefe’ derslerini sevmiştim. Zira Sevgili Fatma Ramazanoğlu, bir sonraki yılda da ‘felsefe’ öğretmenimiz olmuştu.
Fatma Ramazanoğlu Torun Reid, Üsküdar Amerikan Lisesi’nden mezun olduktan sonra, üniversite lisans ve uzmanlık eğitimini psikoloji ve felsefe dallarında Amerika Birleşik Devletlerinde, Kuzey Carolina Üniversitesi’nde tamamlamıştı. Ayrıca uzmanlık sonrası, Londra Tavistock Kliniği’nde kişilik testleri üzerinde, New York Fordham Üniversitesi’nde çocuk ve ergen terapisinde, New York Masterson Enstitüsü’nde kişilik bozuklukları konularında eğitim görmüştü.
Meslek hayatının ilk on yılında psikoloji ve felsefe öğretmenliği ile okul psikologluğu yapan Fatma Ramazanoğlu Torun Reid, ne mutlu ki o dönemde bizlerin de öğretmeni ve yol göstericisi oldu. 1979 yılında Türkiye’nin ilk psikolojik danışmanlık merkezi olan “AŞAM Çocuk ve Aile Gelişim Merkezi” ni kuran Sevgili Öğretmenimiz, bu Merkez’ de uzun yıllar bireysel, grup, aile ve çift terapisi alanlarında çalıştı ve pek çok kişinin hayatına dokundu.
Orta Doğu ülkelerinde, Türkiye ve New York’ta UNİCEF danışmanlığı yapmış olan Fatma Torun Reid; ayrıca, Türk Transaksiyonel Analiz Derneği’nin Kurucu Başkanlığı ve Uluslararası Aile Terapisi Derneği (IFTA) Başkanlığı görevlerinde de bulundu. Çift ve Aile Terapisi Derneği'nin kurucularından olan Sevgili Öğretmenimiz, aynı zamanda, Transaksiyonel Analiz Derneği'nin kurucusu ve Onursal Başkanı ve YÖRET Vakfı'nın da kurucularındandı.
Ben Üsküdar Amerikan Lisesi’ nden mezun olduktan sonra da hiç birbirimizden kopmadık Sevgili Fatma Öğretmenim ile. Kas hastalığım başladıktan sonra hep kendisi gelirdi beni görmeye. Ta ki bir yıl kadar önce kendisi hasta oluncaya kadar… Ondan sonra da ben başladım O’nu görmeye gitmeye.
Öğrenim hayatım boyunca sevdiğim başka öğretmenlerim de oldu. Ama O başkaydı… Benim idolümdü… Psikolojiye O’nun sayesinde merak saldım… O’nun sayesinde onlarca psikoloji kitabı okudum… Ve O’nun sayesinde insanları tanıyabilmeyi ve onlarla doğru ilişkiler kurabilmeyi öğrendim.
Ama ne yazık ki, bilgeliğiyle olduğu kadar zarif ve mütevazi kişiliğiyle de öne çıkan Güzeller Güzeli Öğretmenimiz’ i geçtiğimiz günlerde yitirdik. O’nu, 2 Kasım 2024 tarihindeki cenaze töreninin ardından, gözyaşları içinde ebediyete uğurladık.
Fatma Ramazanoğlu Torun Reid’ in bu denli etkilediği tek öğrencisi ben değildim tabii ki. Şimdi, O’nu kaybettikten sonra duygularını mısralarına yansıtan Sevgili Arkadaşım Prof. Dr. Gülay Hergenç’ ın dizelerine yer vermek istiyorum.
Lord Byron’dan uyarladığı iki cümle ile başlıyor Gülay yazmaya:
(She walked in beauty like the day of couldless climes and sunny skies
And all that's best of light and bright met in her aspect and her eyes)
“Bulutsuz ve güneşli günler gibi güzellikler içinde yürürdü
Işığın ve parıltının bütün güzellikleri tavırlarına ve gözlerine yansımıştı
Ah değerli Hocam
Ah sevgili arkadaşım
Ah güzel ablam
Zarafetin, kibarlığın sakinliğin, bilgeliğinle, ışığınla
Hepimizin ruhuna dokundun
Işık saçıp bizi huzurla doldurdun.”
Ve Irving Yalom’ dan bir alıntıyla bitiriyor sözlerini Sevgili Gülay:
"İnsanlar anıldıkça yasamaya devam ederler."
Sevgili Fatma Ramazanoğlu Torun Reid’ de her birinin hayatına ayrı ayrı dokunmuş olduğu öğrencileri ve danışanları tarafından anıldıkça hiç ölmeyecek…
Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz bir yaşam dileği ile…
Paylaş