Paylaş
Kızımın akülü tekerlekli sandalye almak için sağlık kurulu raporu işlemlerine giriştiğini, bu deneyimi onunla beraber giderek gözlemlediğimi, işlemlerin sonuna kadar yaşadıklarımızı ve çözüm önerilerimi sizlere de aktaracağımı yazmıştım. 10 Haziran’dan bu yana yaşadığımız rapor çilesi hâlâ sürmekte.
Sizlere anlatırken bıraktığım noktada, iki günlük hastane mesaimizin sonunda psikiyatri muayenesi yapılamadığı için işlemler tamamlanamamıştı. 17 Haziran’da, üçüncü kez hastaneye giderek, psikiyatri hekimine de göründükten sonra imzalar nihayet sonlanmıştı.
Dört ayrı hekim tarafından imzalanan kurul listesini daha önce aynı hastaneden heyet kararıyla, yani benzer bir süreçten geçerek, alınmış olan engelli sağlık kurulu raporunu ve kimlik fotokopisini istendiği gibi teslim ettik. Heyet günü verildi, 13.30’da orada olup adımız çağrılıncaya kadar beklememiz gerektiği bildirildi. Heyet günü geldiğinde zamanında oradaydık. Ne kadar bekleyeceğimiz konusunda ise hiçbir fikriniz yoktu. Bu yüzden dönüş için araç da ayarlayamamıştık. Zeynep'in ismi çok kısa bir süre içinde anons edilince şansımız yaver gidiyor galiba diye düşündüm. Kızım 5 dakika sonra geri geldi. Heyette tekrar bir muayene yapılmış. Aynı hastaneden bir heyet tarafından verilen, hastalığın tanısını ve süreğenliğini içeren engelli raporu işlemler için yeterli değilmiş. Hastanın durumu hakkında daha fazla bilgi gerekiyormuş. Şimdi takip altında olduğu Koç Üniversitesi Hastanesi'nden durum raporu gelecek, tekrar heyete sunulacak ve heyet ona göre karar bildirecek. Bu da demek oluyor ki bize beşinci kez hastane yolu görünüyor.
Neresinden başlayayım bilemedim…. En iyisi sondan başlamak galiba.
Heyete girmek için dört ayrı hekime muayene olmak gerekiyor. Bu hekimler hastanın durumunu bizzat değerlendirmiyorsa, hasta neden kapı kapı dolaşıp hem kendi perişan oluyor hem de hekimlerin zamanını alıyor? Bu hekimlerin muayenesi yeterli görülmüyor ve ek evraka gerek duyuluyorsa, bu hekimlerden en az biri neden hastayı uyarmıyor? Kızımın muayene olduğu her hekime, ayrıca kayıt ve evrak teslim birimlerine başka bir şey lazım olup olmadığını özellikle sorduğumuz halde başımıza gelen bu. Oysaki hekimlerin gerçekleştirdiği muayenelere güvenilmesi ve hastanın önceden bilgilendirilmesi hem hastaların defalarca gelmek zorunda kalmasını hem de heyetin aynı kişilerle defalarca zaman harcamasını engelleyebilir.
Süreç öncesinde, esnasında ve sonrasında bilgi alınabilecek bir merci yok. Sorusu olanlar kayıt odasındaki görevlileri yakalamaya çalışıyor. Oysa sürecin nasıl işlediği hakkında büyük bir bilgi panosu hazırlanarak bekleme salonuna asılabilir.
Kayıt sırasında oluşan yığılmalar organizasyona yönelik çok basit ve masrafsız çözümlerle asgariye indirilebilir. Meselâ, kayıt esnasında doldurulacak formlar internetten doldurularak önceden sisteme girebilir. İnternet kullanmayan hastalar için ise formlar girişte bir kutuya konularak kayıt esnasında değil de, öncesinde doldurulması sağlanabilir. Kayıt biriminde sırası gelen kişinin formu işlendikten sonra farklı bir yere mühür bastırmaya gönderilmesi yerine kayıt görevlilerine mühür verilebilir ve bu işlemi doğrudan kayıt görevlileri yapabilir. Bu şekilde bir hastanın kayıt odasına üç kez girmesi gerekmez.
Kayıt birimleri veya randevu saatleri rapor türüne göre ayrılabilir. Böylelikle hem hastalar uzun ve belirsiz süreler boyunca beklemek zorunda kalmaz hem de kayıt görevlileri belli bir konuya odaklanabilir ve süreç çok daha hızlı ilerleyebilir.
Kayıt esnasında hastalara verilen hekim listeleri ziyaret etmeleri beklenen bölüm sırasına göre düzenlenebilir, böylece hastalar katlar arasında gereksiz koşturmadan kurtulmuş olurlar. Aynı şekilde hekimler de her hasta ile iki kez ilgilenmek zorunda kalmazlar.
Bir de değişmesi gereken tavır ve davranışlar var. Bu noktada biz hastalara da iş düşüyor. Sıramızı sessizce beklemek, kapı önlerinde yığılmamak, hekimin odasında hasta varken içeriye girmemek, diğer hastalara rahatsızlık vermemeye çalışmak gibi… Hekimlerin de karşılarına gelen hastaya gereken saygıyı göstermesi, herkesin zamanının kıymetli olduğunu kabul etmesi, hasta veya engelli biri için iki günde bir hastaneye gelmenin hiç de kolay olmadığını anlaması gerekiyor.
Karşılıklı saygı ve anlayışla üzerinden gelinemeyecek sorun olmadığını düşünüyor, söz konusu aksaklıkların üstesinden ancak bu şekilde gelebileceğimize inanıyorum.
Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz bir yaşam dileği ile…
Paylaş