Ayşegül Domaniç Yelçe
Ayşegül Domaniç Yelçe
Ayşegül Domaniç YelçeYazarın Tüm Yazıları

Nihayet sağlığıma kavuştum…

Merhabalar sevgili okurlar.

Haberin Devamı

 

Geçtiğimiz bir ayda, elimde olmayan, sağlık sorunları nedeniyle Gazetem’ den ve Sizler’ den ayrı kalmak zorunda kaldım. İyileşip yeniden sizlerle buluşabileceğim günleri ne denli büyük bir özlemle beklediğimi anlatamam.  

21 Haziran 2022 tarihinde yayımlanan “Yarın İçin Şimdi” başlıklı yazımı kaleme aldıktan sonraki gün, yemek yerken yutmakta zorlandım. Sanki yediklerim yanlış bir yere gitti. Sonraki üç gün sürekli boğazımdaki rahatsızlığın düzelebilmesi için öksürmeye çalıştım. Ancak kas rahatsızlığım nedeniyle öksürmekte de zorlanıyordum. Sonunda, doktorumun önerisi ile Koç Üniversitesi Hastanesi’ne müracaat ettim.  

Acil Servis’ te yapılan ön müdahalenin ardından yatarak tedavi edilmem uygun görüldü. Aynı gün hastaneye yattım. Önce rutin testler uygulandı, ardından akciğer filmi ve tomografisi çekildi. Sonraki gün endoskopi ve bronkoskopi yapıldı. Akciğerime kaçan kırıntılar temizlendi. Daha sonra da Baryum Yutma Testi’ ne tabi tutuldum. Diğer adıyla Esofagogram olan bu test, üst gastrointestinal (GI) sistemde herhangi bir problem olup olmadığını belirlemeye yarayan bir görüntüleme testi. Üst gastrointestinaI sistem içerisinde ağız, özofagus/yemek borusu, mide ve ince bağırsağın ilk kısmı yer alıyor. Bu testte floroskopi denilen özel tipte bir X-Ray tekniği kullanılıyor. Bu teknikle iç organ aktivitesi gerçek zamanlı olarak görülebiliyor. Test yapılmadan önce baryum içeren kireç tadında bir sıvı içilmesi gerekiyor. Baryum, vücudun belirli kısımlarının X-Ray altında daha net görülmesini sağlayan bir madde. Baryum içeren sıvı, yutmayı kolaylaştırmak için, çikolata ya da çilek aromaları ile karıştırılmış olarak veriliyor. Hastalar bu sıvıyı yutarken, kendileri ile ilgilenen radyolog baryumun boğazdan üst GI sisteme geçişini görüntülüyor. Görüntüleme sırasında, zaman zaman, nefesin tutulması isteniyor. Nihayet sağlığıma kavuştum…
YUTMA TESTİ SIRASINDA  

Haberin Devamı

Bir sonraki gün yutma testi sonuçlarını doğrulamak için üst gastrointestinal sistemin tomografisi çekildi. Sonuçta, yemek borusunun genişlediği, yanlarında cepler oluştuğu, yemeklerin bu ceplerde birikerek reflüye neden olduğu belirlendi. Bu durumun en önemli sebebi ise, kas hastalığım. Tek çaresi de yiyecekleri tam dik oturarak, çok yavaş tüketmek.  

Haberin Devamı

Bu teşhislerin ardından hastaneden ayrıldım. Ancak aradan üç gün bile geçmeden bağırsak enfeksiyonuna yakalandım. Durumum o kadar kötüleşti ki tekrar hastaneye yatmak zorunda kaldım. Hastanede, CRP oranın çok yükseldiği görüldü ve hem damar yolundan hem ağızdan antibiyotik yüklemesi yapılmaya başlandı. Dört günlük yoğun bir tedavinin ardından CRP oranı düşmeye başlayınca, tedaviye evde devam etmek üzere taburcu oldum.  

Evde beni hiç de kolay günler beklemiyordu. Bu kadar ağır bir bağırsak enfeksiyonunu ilk kez yaşıyordum. Bir hafta süreyle mide bulantısından dolayı hiç yemek yiyemedim. Bunun üzerine, doktorum antibiyotiği kesmemi önerdi. Antibiyotiği bıraktıktan sonra bir hafta kadar yalnızca patates haşlaması ve pirinç lapası ile beslendim. Sonunda diyare sona erdi. Ancak ben kolumu bile kaldıramayacak ölçüde güçsüz düştüm. Bu nedenle geçtiğimiz Çarşamba günü serum almaya başladım ve gücüm yavaş yavaş geri geliyor.  

Haberin Devamı

Her hastalığımda olduğu gibi bu rahatsızlığımda da insanın en önemli organının beyin olduğunu bir kez daha anladım. Dünya Nöroloji Federasyonu’nun kuruluş tarihi olan 22 Temmuz “Dünya Beyin Günü” olarak anılıyor. Yani dün, ben bu yazıyı kaleme alırken, Dünya Beyin Günü idi. Bu özel günde beyin sağlığı ve zihinsel gelişime dikkat çekilen etkinliklerle farkındalık yaratılmaya çalışılıyor. Umarım, beynim beni yaşamımın son anına kadar terk etmez. 

Geçirmiş olduğum rahatsızlık sürecinde desteğini arkamda hissettiğim Gazetem’ e, beni iyileştirmek için canla başla çalışan ve sağlığıma kavuşturan Değerli Doktorlarım’ a, beni en iyi şekilde ağırlayan Koç Üniversitesi Hastanesi’ ne ve hastanede de evde de başımdan hiç ayrılmayan Sevgili Mercan’ a yürekten teşekkür ediyorum. Ve artık Siz Okuyucularım’ dan ayrı kalmak istemiyorum… 

Haberin Devamı

Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz günler dileğiyle… 

Yazarın Tüm Yazıları