Paylaş
Geçtiğimiz günlerde otizmli bir çocuğun annesinin mektubundan bahsetmiştim. Bu sefer yine bir annenin mektubundan ve bu mektubun nelere kadir olduğundan söz etmek istiyorum.
Pearl, serebral palsili küçük bir kız çocuğu. Annesi Natalia “ne kaybederim ki, alt tarafı ilgilenmiyoruz derler” düşüncesiyle New York Şehir Balesi’ne kısa bir mektup göndermiş. Natalia, kızının topluluğun çocuklara yönelik bale atölyesine katılmasını arzu ediyormuş. Atölye çalışmalarında çocuklar matinelerden önce dansçılarla birlikte 45 dakika çalışarak sergilenecek olan balenin müziğini, hareketlerini ve temalarını keşfediyorlar. Fakat serebral palsi hareketleri, kas kontrolünü ve koordinasyonunu etkileyen bir durum olduğundan Natalia diğer çocuklarla aynı sınıfta olmasının kızını nasıl etkileyeceği konusunda endişelendiğini belirterek Pearl’i özel bir seansa kabul edip edemeyeceklerini sormuş.
New York Şehir Balesi, Pearl için dört atölye çalışması düzenlediği gibi bu çalışmalara serebral palsili başka çocukları da davet etmiş. Topluluk bu kadarla da kalmayıp işi bir adım daha ileri götürmüş. Programı daha da geliştirmek üzere Columbia Üniversitesi Weinberg Serebral Palsi Merkezi’nin uzmanlarından Dr. Joseph Dutkowsky ile işbirliği yapmış. Dr. Dutkowsky, “dans bu, terapi değil,” deyince çocukların kullandığı her türlü destekleyici ekipman üzerlerinden çıkarılmış. Böylece çocuklar kısıtlayıcı hiçbir unsur olmadan özgürce dans edebilmişler. Zaten çekilen kısa filmde de en çok özgürlük sözcüğü geçiyor. Atölye çalışmalarına katılan çocuklar sonunda ailelerine ve yakınlarına bir de performans sergilemişler. Atölye çalışmaları boyunca çocuklar ne kadar eğlendiyse, performans sırasında da ailelerin bir o kadar mutlu olduklarını görmemek mümkün değil. (https://www.youtube.com/watch?v=wp6LeOIkUuQ adresinden, çekilen kısa filmi izleyebilirsiniz.)
Dansçılar önce nasıl davranacaklarını bilememişler. Örneğin; Baş Balerin Maria Kowrowski fazla duygusallaşıp çocuklara farklı davranmaktan korkmuş başlarda. Ama sonra, bu korkusunun yersiz olduğunu fark etmiş.
1948’de kurulan New York Şehir Balesi dünyanın en iyi bale topluluklarından biri sayılıyor. Topluluk, faaliyetlerini Lincoln Center kompleksinin içinde yer alan David H. Koch Tiyatro Binası’nda sürdürüyor. Buranın bedensel ve işitsel engelliler için tamamen erişilebilir olduğunu söylemeye bile gerek yok.
Natalia’nın ve onun yazdığı mektup sayesinde bale yapabilen 19 serebral palsili çocuğun hikâyesinden Adam Mordecai’nin yazdığı bir yazı sayesinde haberdar oldum. Sizlerle de paylaşmak istedim. Belki bizim ülkemizde de vardır benzer programlar benim henüz duymadığım. Umarım yakında duyarım…
Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz bir yaşam dileği ile…
Paylaş