Ayşegül Domaniç Yelçe
Ayşegül Domaniç Yelçe
Ayşegül Domaniç YelçeYazarın Tüm Yazıları

Müzik dolu bir yaşamdan kalanlar…

Merhabalar sevgili okurlar.

Haberin Devamı

1 Ekim benim yaşamımın en önemli günlerinden biri. 51 yıl önce bugün, 16 yaşındayken tanışıp âşık olduğum sevgili eşim Özer Yelçe ile hayatımızı birleştirdik. Birlikte yürümeyi hayal ettiğimiz uzun bir yolun ilk adımlarını attık. 

Nikahımız, o zamanlar Kadıköy İskelesi bitişiğinde, denize nazır bir binada yer alan evlendirme dairesinde kıyıldı. Öylesine kalabalık bir davetli grubu vardı ki, yaptırdığımız 500 adet nikah şekeri yeterli olmadı. Eniştem en yakın arkadaşlarımdan biri ile birlikte Kadıköy’deki bütün pastaneleri dolaşarak numunelik şekerleri toplamış ve davetliler dağılmadan salona yetiştirmişti.  

Nikahtan sonra eşimin ablası evinde hazırladığı bir çay sofrasında ağırladı nikaha katılan akrabalarımızı. Daha sonra da sevgili arkadaşım Verda’nın annesi Cevza Teyze’nin arkadaşlarımızla birlikte eğlenebilmemiz için düzenlediği kutlamaya katıldık. Bu davet bize düğün yapamamış olmanın eksikliğini unutturup, gelinliğimle uzun bir gece geçirme ve mutluluğumu arkadaşlarımla paylaşma olanağı vermişti. Bizim bu özel günümüzü daha da güzelleştirmek için emek veren Ali Enişte ve Özden Abla ne yazık ki artık hayatta değiller. Sevgili Cevza Teyze ise bugünlerde biraz rahatsız, O’na şifalar diliyorum. Kaybettiğim sevgili ablam ve eniştemi de rahmetle anıyorum. 

Haberin Devamı

1 Ekim 1970 tarihinde çıktığımız yolda biz de herkes gibi pek çok sorunla karşılaştık. Ancak her seferinde sorunları çözebilmeyi başardık. Benim ortaya çıkan kas hastalığım bizi her şeyden daha çok üzdü. Çünkü yapabileceğimiz hiçbir şey yoktu. Gittiğimiz doktorlar bize en küçük bir ümit bile vermediler. Hatta bu doktorlardan biri, birkaç yıl içinde yatalak olacağımı ima etti. Bu doktorun yanından ağlayarak çıktığımızı ve içimizin ne denli acıdığını hiç unutmadım.  

Sonraki yıllarda eşim de ben de bu hastalığı kabullenmeyi öğrendik. Bu durum artık bizim normalimiz olmuştu. Birlikte yaşamın güzel yanlarına bakmaya ve tüm olumsuzlukları unutarak bu güzelliklerden, belki de herkesten daha fazla, zevk almaya başladık. Gündelik masraflardan arttırdığımız para ile plak alıyor, her akşam birlikte müzik dinliyorduk. Eşimin müzik bilgisi oldukça derindi. Bana dinlediğimiz senfoniler, konçertolar ve sonatlar hakkında bilgiler veriyor; bu eserlerin bestecilerinin hayatlarını ve bestelerini hangi duygularla yaptıklarını anlatıyordu. Yıllar içinde ben de O’nun anlattıklarından öğrendiklerim, konu ile ilgili olarak okuduklarım ve yaptığım araştırmalar sonucunda hem bilgilendim hem de iyi bir dinleyici oldum. Sonraki yıllarda eşim NTV Radyo’da “Müzik Klasikleri” ve “Çalgıların Öyküsü” adlı programları yaptı. Bu programlarda önce eserle ilgili bilgi veriyor, ardından müziği dinletiyordu. Kızım ve ben uzun yıllar her pazar sabahı bu programları severek ve gururla dinledik. 

Haberin Devamı

Eşimle ortak hayalimiz birlikte yaşlanmaktı. Ama ne yazık ki gerçeğe dönüşemedi bu hayal. O’nu erken kaybettim… Bugün benim yalnız geçirdiğim 11’inci 1 Ekim. O’ndan bana NTV Radyo’da yayınlanan programlarda kullanılan bir dolabı dolduracak sayıda CD, yüreğimi hâlâ ısıtan derin bir sevginin anısı ve tabii ki Sevgili Kızım kaldı… 

Bugün, bana müzikle dolu ve müzik kadar güzel bir hayat veren Kıymetli Eşim’ i derin bir sevgiyle anıyorum. Yaşamıma ise bir gün, bir başka dünyada, onunla yeniden buluşacağımıza yürekten inanarak devam ediyorum... 

Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz bir yaşam dileği ile…

Yazarın Tüm Yazıları