PaylaÅŸ
İlk kez 1969 yılına girerken birlikte kutlamıştık yeni yılı Özer’le. Şeffaf bir kutu içinde tek bir kımızı gül hediye etmişti bana. Gülün yaprakları arasında küçücük bir kırmızı kutu, kutunun içinde de inci bir kolye vardı. On altı yaşında bir genç kız için inanılmaz bir hediye idi. O gün, yalnızca on beş dakika görüşebilmiştik. Hayatım boyunca hiç unutmayacağım bir on beş dakika…
Sonraki yıllarda, hep birlikte karşıladık yeni yılı, ta ki bu yıla kadar...Â2012 yılına yanımda Özer olmadan girdim. YaÅŸadığım sürece, bundan sonraki yıllara da hep yanımda O olmadan gireceÄŸim. KeÅŸke bu durum deÄŸiÅŸebilecek olsa… Ama deÄŸiÅŸmeyecek… Belki ben alışacağım bu duruma, hepsi o kadar.
Özlemek güzel bir duygu aslında. Ama hiç gelmeyeceğini, daha doğrusu gelemeyeceğini bildiğiniz birini özlemek acı veriyor insana. İşte bu acıya sığınarak özür diliyorum sizlerden bugün, istediğim gibi bir yazı yazamadığım için.
Engellerimizi hissettirmeyecek, engelsiz bir yaşam dileği ile, MUTLU YILLAR…
Â
PaylaÅŸ