Paylaş
4857 Sayılı İş Kanunu, işçi ve işverenlerin çalışma ortamlarındaki haklarını ve sorumluluklarını düzenlemek amacı ile 2003 yılında yürürlüğe girmiş, zaman içerisinde üzerinde bir takım değişiklikler yapılmış bulunuyor.
Bu Kanun’da yapılan son düzenlemeye göre iş ilişkisinin kurulmasında, devamında ve sona ermesinde işveren engellilere eşit davranmak zorunda olacak. Örneğin engellilik nedeniyle engelli bir çalışanı işten çıkaran işveren, işten çıkarılan engelliye dört aylık ücreti tutarında tazminat ödeyecek. Bu tazminattan ayrı olarak işveren ihbar ve kıdem tazminatı da ödemek zorunda kalacak. Ayrıca ayrımcılık yaptığı işçi başına 134 TL para cezası ödeyecek.
İş ilişkisinde ve diğer alanlarda doğrudan ve dolaylı ayrımcılık dâhil olmak üzere engelliliğe dayalı her türlü ayrımcılık 6518 sayılı Kanunla yasaklandı. 6518 Sayılı “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un 64. Maddesi:
“5378 sayılı (Engelliler Hakkında) Kanunun 4 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Madde 4 – Bu Kanun kapsamında bulunan hizmetlerin yerine getirilmesinde;
a) Engellilerin insan onur ve haysiyetinin dokunulmazlığı temelinde, kendi seçimlerini yapma özgürlüğünü ve bağımsızlığını kapsayacak şekilde bireysel özerkliğine saygı gösterilmesi esastır.
b) Engelliliğe dayalı ayrımcılık yapılamaz, ayrımcılıkla mücadele engellilere yönelik politikaların temel esasıdır.
c) Engellilerin tüm hak ve hizmetlerden yararlanması için fırsat eşitliğinin sağlanması esastır.
d) Engellilerin bağımsız yaşayabilmeleri ve topluma tam ve etkin katılımları için erişilebilirliğin sağlanması esastır.
e) Engellilerin ve engelliliğin her tür istismarının önlenmesi esastır.
f) Engellilere yönelik hizmetlerin sunumunda aile bütünlüğünün korunması esastır.
g) Engeli olan çocuklara yönelik hizmetlerde çocuğun üstün yararının gözetilmesi esastır.
h) Engeli olan kadın ve kız çocuklarının çok yönlü ayrımcılığa maruz kalmaları önlenerek hak ve özgürlüklerden yararlanmalarının sağlanması esastır.
i) Engellilere yönelik politika oluşturma, karar alma ve hizmet sunumu süreçlerinde engellilerin, ailelerinin ve engellileri temsil eden sivil toplum kuruluşlarının katılımının sağlanması esastır.
j) Engellilere yönelik mevzuat düzenlemelerinde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının görüşü alınır.
diyor.
Aynı Kanunun 65. Maddesi ise şöyle:
“Madde 65 – 5378 sayılı Kanuna 4 üncü maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 4/A maddesi eklenmiştir.
AYRIMCILIK
Madde 4/A – Doğrudan ve dolaylı ayrımcılık dâhil olmak üzere engelliliğe dayalı her türlü ayrımcılık yasaktır.
Eşitliği sağlamak ve ayrımcılığı ortadan kaldırmak üzere engellilere yönelik makul düzenlemelerin yapılması için gerekli tedbirler alınır.
Engellilerin hak ve özgürlüklerden tam ve eşit olarak yararlanmasını sağlamaya yönelik alınacak özel tedbirler ayrımcılık olarak değerlendirilemez.”
Yine 4857 Sayılı İş Kanunu’na göre; 50 ve üzerinde işçi çalıştıran özel sektör işverenleri %3, Devlete ait işyerleri ise %4 oranında engelli işçi çalıştırma yükümlülüğü bulunuyor. 50 sayısının tespitinde aynı işverenin aynı il sınırları içerisindeki bütün işyerlerinde çalıştırdığı toplam işçi sayısı dikkate alınıyor. Örnek verecek olursak: A işvereni İstanbul ili Kadıköy ilçesinde 25, Beşiktaş ilçesinde de 25 işçi çalıştırıyorsa bu iki işyerindeki işçiler toplanır. Her iki işyerindeki toplam işçi sayısı 50 olduğundan A işvereninin %3 oranında engelli çalıştırması gerekiyor. 50’nin %3’ü 1,5 olduğundan bu sayı 2’ye tamamlanır. Buna göre A işvereninin 2 engelli işçi çalıştırma zorunluluğu bulunuyor. İşyerinde engelli çalıştırması gerektiği halde engelli çalıştırmayan işverenlere çalıştırılmayan her engelli ve çalıştırılmayan her ay için 2015 yılında 2.095 TL ceza uygulanacak.
Bir işyerinde çalışırken malulen ayrılmak zorunda kalıp da sonradan maluliyeti ortadan kalkan işçiler eski işyerlerinde tekrar işe alınmalarını istedikleri takdirde; işverenin bunları eski işleri veya benzeri işlerde boş yer varsa derhal, yoksa boşalacak ilk işe başka isteklilere tercih ederek, o andaki şartlarla işe alması gerekiyor. Aranan şartlar bulunduğu halde işveren iş sözleşmesi yapma yükümlülüğünü yerine getirmezse, işe alınma isteğinde bulunan maluliyeti geçmiş eski işçiye altı aylık ücret tutarında tazminat ödeyecek.
Tüm bunlar olumlu gelişmeler… Tabii uygulanırlarsa… Bana kalırsa, tespit edilmiş bulunan para cezaları caydırıcı değil. Bu yüzden, uygulama konusunda çok emin değilim Umarım yanılıyorumdur…
Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz bir yaşam dileği ile…
Paylaş