Paylaş
Günümüzde, dünya genelindeki engelli kişi sayısı yaklaşık bir milyarı bulmuş durumda. Dünya nüfusunun %15’ine denk gelen engelli sayısının nüfusun yaşlanması ile birlikte daha da artması, 2050 yılında iki milyara ulaşması bekleniyor.
Türkiye’de ise, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre yaklaşık beş milyon engelli bulunuyor. Engellilerin %42,8’ini erkekler, %57,2’sini ise kadınlar oluşturuyor. Çalışan engelli erkeklerin oranı %35,4, çalışan engelli kadınların oranı %12,5. Engellilerin iş hayatına katılımının düşük kalmasının en önemli nedenleri yolların ve kaldırımların, engellilerin kullanımına uygun olmayışı. Tekerlekli İskemle’nin kurucusu Mert Kök geçtiğimiz günlerde yapmış olduğu basın duyurusunda, “Engellilerin %66,9’unun yolların ve yaya kaldırımlarının, %66,3’ünün konutların, %59,5’inin alışveriş merkezlerinin, %58,4’ünün nün ise kamu binalarının engelli kullanımına uygun olmadığını” ifade etmiş bulunuyor. Mert Kök, ortopedik engellilerin %32’sinin fiziksel çevre düzenlemelerinin yetersizliği nedeniyle sokağa çıkamadığını, % 29’unun sosyal ve kültürel etkinliklere katılamadığını söylüyor.
Engelliler, dünya genelinde, hayatlarını kolaylaştıran yardımcı araçlara ulaşmakta zorluk çekiyorlar. Ülkemizde de ortopedik engellilerin büyük çoğunluğu, ne yazık ki, bu yardımcı araçlara ulaşamıyor. SGK güvencesindeki engelliler kâğıt üzerinde hakları olan tekerlekli sandalye ödeneğini alabilmek için defalarca hastaneye gitmek durumunda kalıyorlar. Kabul edilmesi gerekir ki, engelli bir bireyin hastaneye götürülmesi pek kolay olmuyor. Zira bir engelliyi, hele de sandalyesi olmayan bir engelliyi bir yerden bir yere toplu taşıma araçları ile nakletmek mümkün değil. Bu durumda ailenin engelli bireyin nakli için özel araç dışında bir seçeneği kalmıyor. Türkiye’de yaşayan engelli nüfusun çoğunluğu ise düşük gelir düzeyi grubunda yer alıyor. Bu nedenle engelli bireyin hastaneye her gidiş gelişi ailenin bütçesini sarsıyor.
Tekerlekli sandalyelerin yaş, beceri ve sağlık durumlarına göre tasarlanmış olması gerekiyor. Ancak, konu ile ilgili kesin bir bilgim olmasa da, ülkemizde bu kıstaslara uygun sandalyeye ulaşabilen engelli sayısının çok düşük kaldığını düşünüyorum. Zira ben bile kendi şartlarıma uygun bir sandalyeye sahip değilim.
Ortopedik engelliler kâğıt üzerinde hakları olan sandalyelere yasal yollardan ulaşmakta zorlandıkları için onları sandalye sahibi yapmak yardım derneklerine düşüyor. Hak temelli çalışması ve engelli bireyleri kendi hakları konusunda bilgilendirmesi gereken dernekler, halktan da destek alarak, engelli bireyleri sandalyeye kavuşturuyor. Bu derneklerin bir kısmı dağıtacağı sandalyelerin tahsis edilecek engelliye uygun olmasına büyük özen gösteriyor. Onların dağıttıkları sandalyeleri kullanan engelliler, ister istemez, diğerlerinden daha şanslı konuma gelmiş oluyor.
Ben her ortopedik engellinin kendisine uygun bir sandalye edinebilmesinin sosyal bir devletin görevleri arasında bulunduğunu düşünenlerdenim. Derneklerin ise hak temelli çalışarak, çalıştıkları konu ile ilgili olarak, halkımızı bilinçlendirmelerinin daha doğru olacağına inanıyorum.
Umarım, tüm engelli bireylerin doğru sandalyelerde oturduklarını göreceğimiz günler çok uzakta değildir…
Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz bir yaşam dileği ile…
.
Paylaş