Paylaş
Geçtiğimiz Ağustos ayında “İnsan yaşlandıkça hayat giderek zorlaşıyor” başlıklı bir yazı kaleme almıştım. O yazıda ilerleyen yaşımızın sevdiklerimizin acılarını da beraberinde getirdiğinden söz etmiştim.
Geçen ay, ben hastanenin yoğun bakım servisinde kendimi bilmeden yatarken meğer bir sevdiğimi daha kaybetmişim. Uzun süre haberim olmadı bu kayıptan. Ama sonunda öğrendim sevgili Nimet Ablamın artık yaşamadığını. Şimdi, “Nimet Abla da kim diyeceksiniz?” Anlatayım:
Annem üç çocuklu bir ailenin tek kızıydı. Yani benim teyzem yok. İki dayım vardı ki birini kaybettiğimde lise öğrencisiydim. Babamı ise benim hayranı olduğum tek bir erkek kardeşe sahipti. Yani halam da yoktu. Annem ben 24 yaşındayken hayata veda etti. Aradan beş yıl geçtikten sonra babam yeniden evlendi. İkinci eşi, “Sevgili Münevver Ablamız” biz üç kardeşin de gönlünde taht kurdu.
Nimet Abla Münevver Abla’nın bir yaş büyüğüydü. Öyle sevecen, öyle iyi yürekli bir kadındı ki kısa bir süre içinde kalplerimizdeki “anne yarısı teyze” boşluğunu doldurmayı başardı. Babamı Münevver Abla ile evlendikten dokuz yıl sonra, 1991 yılında kaybettik. Münevver Abla ise hâlâ hayatımızda.
Yıllar boyunca, Münevver Abla annemizin yerini almaya çalışmadan onun acısını paylaşırken bizlerle, Nimet Abla da gerçek teyzemiz oluverdi sanki. Üçümüzü de sardı, sarmaladı.
Oturduğu ev merdivenliydi. İlk tanıştığımız yıllarda rahatça çıkabildiğim o merdivenleri, gün geldi çıkamaz oldum. Ama her özlediğimde ve bunu ona söylediğimde hiç üşenmeden görmeye geldi beni. Onu hep çok sevdim. Sanıyorum, kendisi de bunu biliyordu.
Çok güzel dantel örerdi Sevgili Nimet Ablam. Elini hiç boş görmedim onun. Gelinleri, torunları ve bizler için sürekli farklı modeller üretmeye çalışırdı. Evimin her köşesi onun ördüğü dantellerle bezeli. Yani kalbimde sevgisi, eşyalarımda da imzası var.
Nimet Abla yaşama veda etmeden önce kısa bir rahatsızlık geçirmiş ve anlaşılmış ki böbrekleri iflas etmiş. Tıpkı düşlediği gibi, “üç gün yatak, dördüncü gün toprak” misali, kimseye yük olmadan sessiz sedasız gidivermiş.
Ben bütün bunları öğrendiğimde her şey için çok geçti. Cenaze çoktan kalkmıştı. Ne kadar çok üzüldüğümü anlatmaya yetecek kelime bulamıyorum. Elimden yalnızca melek gibi yaşayıp, melek gibi ebediyete kavuşan bu güzel insan için dua etmek geliyor.
Mekânın cennet olsun Canım Ablam. Kalbimde sonsuza dek yaşayacaksın…
Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz bir yaşam dileği ile…
Paylaş