Paylaş
Dün, Cumhuriyetimiz’ in 98’inci yaşı ülke genelindeki etkinliklerle büyük bir coşku içinde kutlandı. Bu özel ve güzel günde yediden yetmişe tüm yurttaşların, ama özellikle de çocukların sevinci ve coşkusu yüzlerine yansıdı.
Ancak “29 Ekim” tarihinin önemli bir anlamı daha var. Ekim ayının 29’u, 2006 yılında, Dünya İnme Organizasyonu (World Stroke Organization-WSO) tarafından “Dünya İnme Günü” olarak ilan edilmiş bulunuyor.
Beyin damar hastalıkları dünyada en fazla fonksiyon kaybına neden olan, yaşam kalitesini en fazla etkileyen ve ölüm nedeni olarak da üçüncü sırada yer alan hastalık grubu. Dünyada bir yılda 17 milyon kişi inme geçiriyor ve 6 milyon kişi inme nedeniyle hayatını kaybediyor.
1994 yılında kurulan Türk Beyin Damar Hastalıkları Derneği, kurulduğu günden bugüne, ülkemizde inmeden kaynaklı ölüm ve kalıcı engelliliği azaltmak için mücadele ediyor. Akademik çalışmalarının yanı sıra toplumu bilgilendirmeye yönelik çalışmalar da yürüten Dernek, 29 Ekim Dünya İnme Günü’ nü halk sağlığı ile ilgili önemli bir fırsat olarak görüyor ve bugünü önemli kazanımlar elde edilecek bir tarih olarak not ediyor.
Türk Beyin Damar Hastalıkları Derneği, toplum genelinde inme farkındalığını arttırmanın inme ile mücadelede en önemli unsurlardan biri olduğunu vurguluyor. Çünkü inmeyle mücadele edebilmek için halkımızın da inme konusunda bilinçli olması gerekiyor. İnme, zamanında müdahale edildiğinde tedavi edilebilen, geç kalındığında ise ölümcül olabilen bir sağlık problemi. Kalp krizi ve kanserden sonra en sık karşılaşılan ölüm nedenleri arasında olan inme, aynı zamanda ülkemizde de kalıcı engellilik nedenleri arasında ilk sırada yer alıyor. Bu bağlamda, konu ile ilgili farkındalık çalışmalarının odağını inmenin ne olduğu ve belirtileri, inme anında yapılması gerekenler ve inmeden korunmak için yapılacaklar oluşturuyor.
İnme, beyin damarlarında tıkanma ya da kanama sonucunda meydana geliyor. Bu da beyin için gereken sağlıklı kan akışının kesilmesine yol açıyor. Zaman kaybettikçe doğal olarak olası hasar da artıyor. İnme vakasına ne kadar erken sürede müdahale edilebilirse tedavide başarı şansı da o kadar yüksek oluyor. En sık görülen inme belirtileri; ani gelişen konuşma bozukluğu, yüzde kayma ve kolda güç kaybı olarak karşımıza çıkıyor. İnme anında yapılması gereken ise hiç vakit kaybetmeden 112’yi aramak. Hastaların kendi imkanlarıyla sağlık kuruluşlarına başvurmaları önerilmiyor. Çünkü bu hem zaman kaybı hem de yanlış müdahale gibi olumsuz sonuçlar doğurabiliyor. İnme tedavisinin, bu konuda uzman ekip ve gerekli donanımın bulunduğu hastanelerde gerçekleştirilmesi son derece önemli ve 112 Acil Sağlık Hizmetleri hastayı en kısa sürede, en uygun sağlık merkezine ulaştırmak için önemli bir rol üstleniyor.
Türk Beyin Damar Hastalıkları Derneği’nin, 2020 yılı Ekim ayında “İnmede Çare Erken Müdahale” sloganı ile hayata geçirdiği farkındalık kampanyası, bir yıldır çeşitli mecralarda devam ediyor. Bu süreçte ilk olarak inme konusunda herkesin mutlaka bilmesi gereken temel bilgileri içeren “inme.org.tr” web sitesini hayata geçiren dernek, sosyal medya hesaplarından düzenli olarak yapılan paylaşımlarla halkımıza inme konusunda en doğru ve güncel bilgileri ulaştırmaya çalışıyor.
Bu yıl içinde düzenlenen “Farkında mısınız?” adlı inme temalı kısa film yarışması ise inmeye dikkat çekmek için sinemanın anlatım gücünden yararlanmayı amaçlıyor. Başvuru süreci 10 Ekim’de tamamlanan yarışmaya gönderilen filmler önümüzdeki günlerde jüri tarafından değerlendirilecek. Yarışmanın jüri üyeleri olan Türk Beyin Damar Hastalıkları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. A. Özcan Özdemir, Yönetmen Çağrı Vila Lostuvalı, Oyuncu Merve Dizdar, Oyuncu Oktay Kaynarca, Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sırrı Serhat Serter ve Gazeteci Şebnem Bursalı tarafından yapılacak değerlendirmenin ardından ödüller sahiplerini bulacak. Yarışmanın ödülleri Birinci için 9.000, İkinci için 4.500, Üçüncü için ise 3.500 Türk Lirası olarak sıralanıyor. Yarışmada Birincilik, İkincilik ve Üçüncülük ödülleri dışında ayrıca halk beğenisiyle -‘’Ben Seçtim’’ olarak adlandırılan- bir film daha ödüllendirilecek. Bu yaklaşımla, hedef kitlenin izleyici olmanın yanı sıra bizzat sürecin yöneticisi ve karar vericisi olmasının sağlanması amaçlanıyor. Bu sayede hem filmi çeken hem de izleyenlerin “inme” ve “inme anında yapılması gerekenler” hakkında doğru bilgi ve bilinç düzeyine ulaşmaları hedefleniyor.
Üç yıl önce ben de eşimin ablasını, Sevgili Özden Ablam’ ı “inme” nedeniyle kaybettim. Canım ablam geçirdiği ilk inme atağını atlatmayı başarabildi ise de ne yazık ki ikinci ataktan kurtulabilmesi mümkün olamadı.
Umarım, konu ile ilgili olarak yürütülen farkındalık çalışmaları sonucunda “inme” nin sebep olduğu ölümlerin ve fonksiyon kayıplarının en aza indirilmesi sağlanabilir.
Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz bir yaşam dileği ile…
Paylaş