Paylaş
Bundan tam yüzyıl önce, 28 Ekim 1923 akşamı, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk yakın arkadaşlarını Çankaya’da yemeğe davet ediyor. Yemek sırasında da onlara, ‘yarın Cumhuriyet’ i ilan edeceğiz’ diyor…
Mustafa Kemal Atatürk’e borçlu olduğumuz Cumhuriyetimiz, Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın bir sonucu. Birinci Dünya Savaşı’nı kazanan devletlerin isteklerine, hatta dikte ettikleri dünya düzenine karşı koymak suretiyle başlayan bu savaş; tüm süreç boyunca dünyanın dikkatini üzerine çekti ve hakkında çeşitli düşünceler ileri sürüldü. Kurtuluş Savaşı’nın başlatılması ilk zamanlarda ciddiye alınmayan bir ayaklanma, bir eşkıyalık hareketi olarak görüldü; sonradan ise işin gerçek boyutu anlaşıldı ancak bunun akılsızca bir girişim olduğu ve başarıyla sonuçlanmasının mümkün olamayacağı, milletin intihara sürüklendiği ve mutlak bir felaket ile sonuçlanacağı görüşü ileri sürüldü.
Milletin uzun süren savaşlar sonucunda yoksul ve yorgun düştüğü ve yeni bir mücadele için henüz hazır olmadığı aslında çok da yanlış değildi. Kimileri ‘zararın neresinden dönersek kârdır’ düşüncesiyle, kimileri ise tamamen Milli Mücadele’ yi kendi çıkarlarına uygun görmedikleri için zorla bastırmak ve engellemek istediler. Ancak koşulların umutsuz, maddi imkânların yetersiz olmasına, giden yolun ‘çıkmaz’ gibi görünmesine karşın Milli Mücadele zaferle sonuçlandı.
Atatürk’ün en çok beğendiği devlet şekli olarak Cumhuriyet’i 1906 yılında Suriye’de bulunurken yakın arkadaşı Halil Bey ile bir konuşmasında ifade ettiği görülüyor. Halil Bey, Atatürk’ün Cumhuriyet ile ilgili bu hatırasını şu şekilde aktarıyor:
Halil bu soruya şu cevabı veriyor:
Mustafa Kemal’ in Selanik’ te tanıdığı bir Türkolog olan Ivan Malikof’ a 1907 yılında, Meşrutiyet’ ten önce söyledikleri de oldukça dikkat çekici:
Daha 1906 yılında Cumhuriyet’ i kurmaya karar vermiş olduğu görülen Mustafa Kemal, I. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı ordusunda görev yaptı. Çanakkale Cephesi' nde miralaylığa, Sina ve Filistin Cephesi' nde ise Yıldırım Ordular Grubu Komutanlığı’ na atandı. Savaşın sonunda, Osmanlı İmparatorluğu' nun yenilgisini izleyen Kurtuluş Savaşı ile simgelenen Türk Ulusal Hareketi'ne öncülük ve önderlik etti. Üç yıl süren Kurtuluş Savaşı’ nda binlerce şehit verildi, on binlerce kişi de yaralandı. Gazi Mustafa Kemal Paşa, Türk Kurtuluş Savaşı sürecinde Ankara Hükûmeti’ ni kurdu. Türk Orduları Başkomutanı olarak Sakarya Meydan Muharebesi'ndeki başarısından dolayı 19 Eylül 1921 tarihinde "gazi" sanını alan Mustafa Kemal mareşallik rütbesine yükseldi. Askerî ve siyasal eylemleriyle İtilaf Devletleri ve destekçilerine karşı yengi kazandı. Savaşın ardından Cumhuriyet Halk Partisi’ ni "Halk Fırkası" adıyla kurdu ve ilk genel başkanı oldu.
Ve sonunda 29 Ekim 1923' te, yani tam 100 yıl önce, Cumhuriyet ilanı edildi ve Gazi Mustafa Kemal Paşa ilk Cumhurbaşkanı seçildi. 1938' deki ölümüne dek de dört dönem bu görevi yürüttü. 1934 yılında çıkan Soyadı Kanunu ile “Atatürk” soyadını alan Mustafa Kemal, o gün bu gündür Türk Milleti’ nin en kıymetli varlığı olarak kalplerde yaşamayı sürdürüyor.
Cumhuriyetimiz’ in 100. Yaşı kutlu olsun!
Engellerimiz hissettirmeyecek engelsiz günler dileğiyle…
Not; Bu yazının hazırlanmasında Servet Avşar’ ın “Kulluktan yurttaşlığa geçiş sürecine 2000 yılından bir bakış” başlıklı makalesinden yararlandım.
Paylaş