Paylaş
Sizlerin de çoğu kez fark ettiğiniz gibi artık hayat internet üzerinden yaşanıyor. İnternet üzerinden verilen özel ve kamusal hizmetler giderek arttı. Vatandaşlık yükümlülükleri de internet üzerinden yapılan işlemlere bağlı hale geldi. Üstelik bir kısmımız internet sayesinde hayatımızı evden çalışarak kazanabiliyoruz. Özellikle engellilerin tercih ettkleri, aslında çoğu kez tercih etmek zorunda kaldıkları bir çalışma biçimi bu. Dolayısıyla internete erişim engelli kullanıcılar açısından artık çok büyük önem taşıyor.
Cumartesi öğlenden bu yana ben internete erişemiyorum ve tahmin edebileceğiniz üzere hayatım kilitlenmiş durumda. Servis sağlayıcım olan TTNET gibi bir firmanın sorunumu kolaylıkla çözebileceğini sanmış olmam benim yanılgım herhalde. Cumartesi günü çalışırken internet bağlantım kesilince her tüketici gibi ben de hizmeti aldığım kuruluşun çağrı merkezini aradım. Karşıma çıkan müşteri temsilcisi sistemlerinde güncelleme yapılmakta olduğunu, kayıtlarıma erişemediklerini, ilerleyen saatlerde tekrar aramamı söyledi. Telefonu kapattıktan sonra alt katta oturan komşumu arayıp bağlantısı olup olmadığını sordum. O da aynı kuruluşun müşterisi, onun bağlantısı varmış. Demek ki sorun benim hattımda diye düşünerek birkaç saat bekledikten sonra çağrı merkezini tekrar aradım. Karşıma çıkan bir başka müşteri temsilcisi, yine, sistemlerinde güncelleme yapılmakta olduğunu, kayıtlarıma erişemediklerini, ilerleyen saatlerde tekrar aramamı söyledi. “İlerleyen saatler”in ne anlama geldiğini sordum; ancak bu konuda hiçbir bilgi alamadım. Bu arada akşam oldu, iş güç kaçtı. Ben de o gün için mola verdim.
Sabah olduğunda tekrar aradım. Karşıma çıkan bir başka müşteri temsilcisi, yine, sistemlerinde güncelleme yapılmakta olduğunu, kayıtlarıma erişemediklerini, ilerleyen saatlerde tekrar aramamı söyledi. Aynı cümleyi tekrar tekrar yazmamdan sıkıldınız, değil mi? Ben de duymaktan sıkıldığım için görevliden arıza kaydı almasını rica ettim. Müşteri temsilcisi güncelleme sırasında abonelerin bilgilerine ulaşamadıklarını, bu yüzden arıza kaydı alamayacağını, daha sonra aramamı söyledi. Öğleden sonra şansımı bir kez daha denedim. Sonuç değişmedi. Akşamüstü mühendis yeğenim ziyaretime geldiğinde bir de onunla birlikte aradık çağrı merkezini. Ne de olsa mühendis ya, belki sorunumu daha teknik bir dille anlatırsa bir yere varabilirdik. Ancak bu sefer karşımıza çıkan müşteri temsilcisi de yine sistemlerinde güncelleme yapılmakta olduğunu, abonelerin bilgilerine ulaşamadıklarını, bu yüzden arıza kaydı alamayacağını, daha sonra aramamızı söyledi.
Bu arada bütün bu konuşmalarda engelli olduğumu, işimi yapabilmek için bağlantıya ihtiyacım olduğunu belirtmiştim. Yeğenim de durumun sıra dışı bir durum olduğundan sıra dışı bir çözüm gerektirdiğini, lider olma iddiasındaki bir kuruluşun bu konuda bir yöntemi olması gerektiğini, sorunu çözebilecek bir yetkilinin mutlaka bulunacağını müşteri temsilcisine anlatıp durdu. Sonuç değişmedi. Yeğenim çağrı merkezini arayarak başka bir birime bağlanmayı denerken, alt kattaki komşum da çağrı merkezini arayarak kendi hattıyla ilgili bir konu hakkında bilgi almaya karar verdi.
Bu kez ne oldu biliyor musunuz? Komşuma yanıt veren müşteri temsilcisi hiç sorunsuz abonelik bilgilerine erişerek sorusunu yanıtladı. Yeğenime yanıt veren müşteri temsilcisi ise benim abonelik bilgilerime derhal erişerek bağlantımda bir arıza olduğunu tespit etti ve arıza kaydımı aldı. Daha sonra arayıp arızamın giderilmesi için çalışıldığı bilgisini verdiler. Arıza ise hâlâ giderilmiş değil.
Bu durumun yaşanmaması için TTNET’in tedbir almış olmasını dilerdim. Zira bu kuruluş “İnternetle Hayat Kolay” gibi bir proje yürütüyor. İnternet okuryazarlığı eğitimlerini içeren proje, katılımcıları e-devlet uygulamaları, görüntülü haberleşme, internetten alışveriş, bankacılık işlemleri gibi internetin gündelik yaşamı kolaylaştıran uygulamaları ile tanıştırıyor. Çağrı merkezinde güncelleme var mıydı, yok muydu, bilemem. Bütün güncellemeler benim aradığım anlara mı denk gelmişti, bilemem. Bir güncellemenin 30 saati aşan bir süre içinde çoktan tamamlanmış olması gerektirdiğini düşünüyorsam da, bundan emin olamam. Bildiğim şu ki hizmette süreklilik esastır. Ve ben, hayatımı kolaylaştırmanın ötesinde, kullanmak zorunda olduğum hizmetten yaklaşık 40 saatir yararlanamıyorum.
İnternet erişimi de dahil elektronik haberleşme hizmetlerinin Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde herkes tarafından erişilebilir olacak şekilde sağlanmasını düzen altına alan 5369 numaralı Evrensel Hizmet Kanunu’nun 3. maddesinin (c) bendi der ki: “Düşük gelirliler, engelliler ve sosyal desteğe ihtiyacı olan grupların da evrensel hizmetten yararlanabilmesi için uygun fiyatlandırma ve teknoloji seçeneklerinin uygulanabilmesine yönelik tedbirler alınır.” Aynı maddenin (e) bendi uyarınca: “Evrensel hizmetin sunulmasında ve ulaşılmasında devamlılık esastır.” Bu kanun 2005 yılından bu yana yürürlükte.
5809 numaralı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 4. maddesinin (k) bendi “teknolojik yeniliklerin kullanılması da dahil olmak üzere özürlü, yaşlı ve sosyal açıdan korunmaya muhtaç diğer kesimlerin özel ihtiyaçlarının dikkate alınması”nı öngörüyor. Bu kanun 2008 yılından bu yana yürürlükte.
Göründüğü kadarıyla TTNET kanunlarımızın “uygun fiyatlandırma” ilkesini yeterli bulmuş. Hizmetin devamlılığı ve özel ihtiyaçların dikkate alınması konularına ise pek kafa yormamış. Bana da bu yazıyı bir harici belleğe koyarak gazeteye göndermesi için komşuya iletmek kalmış.
Engellerimizi hissettirmeyecek, engelsiz bir yaşam dileği ile...
Paylaş