Paylaş
Dilekçeme birkaç gün önce yanıt aldım. Öncelikle bu yanıt için Yüksek Seçim Kurulu’na teşekkür etmek, ardından bu yanıtı özet olarak sizlerle paylaşmak istiyorum. Her ne kadar yanıtta “bu elektronik posta mesajı kişisel ve özeldir” deniliyorsa da, konunun hiçbir şekilde kişisel olmaması açısından, paylaşmakta hiçbir sakınca görmüyorum.
YSK Seçmen Kütüğü Genel Müdürlüğü yanıtında 26.04.1961 tarih ve 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkındaki Kanun’a değiniyor ve bu kanunun
- 36. maddesinin ek fıkrasında; “Seçmen kütüğü yazımı sırasında, seçmenin oyunu kullanmasını engelleyecek bir özürlülüğü varsa forma kaydedilir.”,
- 74. maddesinde; “...Sandıkların konulacağı yerlerin belirlenmesinde seçmenin oyunu kolaylıkla, serbestçe ve gizli şekilde verebilmesi gözetilir. Özürlü seçmenlerin oylarını rahatlıkla kullanabilmeleri için gerekli tedbirler alınır.” denildiğini ifade ediyor ve ardından da Bilgisayar Destekli Merkezi Seçmen Kütüğü
(SEÇSİS) Projesi’nde alınan tedbirleri şöyle sıralıyor:
1. Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı’ndan özürlülerin listesi Seçmen Kütüğü Genel Müdürlüğü’nce muhtarlık bölgesi askı listelerinin dökümüne başlanmadan önce istenir.
Alınan bilgilerin seçmen kütüğüne işlenmesi işleminden sonra özürlülerin muhtarlık bölgesi askı listelerinde (Ö) harfi ile gösterilmesi sağlanır.
2. Ayrıca askı dönemi içinde özürlü seçmenler askı listelerini kontrol etmek suretiyle durumlarını görebilir, eğer özürlü olarak işaretlenmemişlerse ilçe seçim kurulu başkanlığına başvurarak özürlülük durumları ile ilgili beyanda bulunabilirler.
Ben bugün, sanırım son hükmü yanlış anlayarak, bağlı olduğum Kadıköy İlçe Seçim Kurulu’nu aradım ve Başkan’la görüştüm. Ama ne yazık ki kendileri beni etraflıca dinlemek istemediler ve Yüksek Seçim Kurulu’na başvurmam gerektiğini ifade ettiler. Neticede hiçbir sonuç elde edemeden telefonu kapattım.
Ardından muhtarlığı aradım ve onlardan bazı siyasi partilerin seçim günü yardım etmek için muhtarlıktan engellilerin telefon numaralarını istemiş olduklarını öğrendim. Yani, görünen o ki, işimiz yine yardıma kalıyordu.
Bizim vatandaşlar olarak, özellikle de engelli vatandaşlar olarak tüm kanunlar ve kararnamelerden haberdar olmamız beklenemez. İşlerimizi halletmek için resmi daireler arasında koşuşturmamız ise hiç beklenemez.
Türkiye'de nüfusun sayı ve niteliklerini belirlemek üzere Cumhuriyetin ilanından günümüze kadar ilki 1927, ikincisi 1935 yılında ve bu tarihten sonra 1990'a kadar her 5 yılda bir, 1990'dan sonra 10 yılda bir olmak üzere, 14 kez Genel Nüfus Sayımı uygulanmıştır. 23 Şubat 1990 tarih ve 403 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile genel nüfus sayımlarının sonu " 0 " ile biten yıllarda, dolayısıyla 10 yılda bir yapılması hükme bağlanmıştır. 30 Kasım 1997 tarihinde yapılan sayım ise "nüfus tesbiti" olarak adlandırılmış ve özellikle seçmen kütüklerinin güncelleştirilmesine yönelik olarak gerçekleştirilmiştir. (30 Temmuz 1997 tarih ve 4300 sayılı Genel Nüfus Tespiti yapılması ve seçmen kütüklerinin güncelleştirilmesi hakkındaki kanun). En azından bu sayımda engelliler tespit edilebilirdi. En azından benim engelim, gelen nüfus memuruna özellikle söylediğim için, işaretlenebilirdi. Ayrıca bilgisayar çağındayız. engelimizi tekrar tekrar beyan etmek zorunda olmamalıyız.
Belki de böylesi kanun ve kararnamelerin yapıcıları arasında da engelliler bulunmalı. Belki o zaman bu kanun ve kararnameler bizlerin işini gerçekten kolaylaştırabilir. Ama şimdilik, hiç olmazsa be seçim için bir çözüm bulunmalı. Bunu tüm engelliler adına yürekten istiyorum.
Engellerimizi hissettirmeyecek, engelsiz bir yaşam dileği ile...
Paylaş