Paylaş
Ama yine de, doktorların önerilerine uymak ve belirli aralıklarla bu hastalıkların kontrolünü yaptırmak zorundayım. Herhangi bir özel sağlık sigortam yok benim. Sosyal Güvenlik Kurumu güvencesinden yararlanabileceğim hastaneleri seçmeye çalışıyorum tetkiklerimde.
Birkaç yıl önce bir arkadaşım Başkent Üniversitesi Hastanesi’ni önerdi bana. İlk kez 2009 yılında gittim oraya. O vakitler çok cüzi bir fark alıyorlardı SSK’lılardan. Tüm tetkiklerimi nerede ise hiç para ödemeden yaptırdığımı hatırlıyorum.
Geçen hafta yine gittim Başkent Üniversitesi Hastanesi’ne. Randevum endokrinoloji bölümü içindi. Doktorum, daha önceki seferlerdeki gibi, güler yüzle karşıladı beni. İstediği bütün tetkiklerin üzerine “acil” ibaresini koyarak yönlendirdi beni laboratuara, tekrar tekrar yormamak için. Laboratuarın yer aldığı ana binanın önündeki rampayı çıkabilmem için, hemen, iki görevli yardıma koştu. Laboratuarda ise son derece güler yüzlü iki cici kız karşıladı beni. Kan verme saatinin geçmiş olmasına rağmen, aç olduğum ve doktorum da onayladığı için, beni kabul ettiler. Biri kaldıramadığım koluma destek verirken, diğeri de gereken kanı aldı. Canım hiç yanmadı, ertesi güne de çürük bir kol ile uyanmadım. Ardından, kemik ölçümüm ve tiroid ultrasonum yapıldı. Tüm bu işlemler iki saat içinde sona erdi. Yanlış anlamayın sakın, başkasının sırasını bana vermediler; öğle tatiline çıkmadılar…
Bu anlattıklarımın bütün hastanelerde zaten yapılması gerekli şeyler olduğunu söyleyebilirsiniz. Ama durum, ne yazık ki, öyle değil. Örneğin, Erenköy Fizik Tedavi Hastanesi’ne gittiğim bir gün asansörler çalışmıyordu. Neden biliyor musunuz? Çünkü asansörlerin kapıları boyanıyordu. Hastalar o gün yukarıya yakınlarının kucaklarında çıkarıldılar. Benim yanımda ise beni kucağında taşıyacak güçte bir yakınım yoktu. O gün hiçbir tetkikim yapılamadı.
Aslında bütün hastanelerin, özellikle de sigorta hastanelerinin duvarlarında “ENGELLİ VE YAŞLI HASTALARA ÖNCELİK VERİLİR” yazan tabelâlarla karşılaşıyoruz. Uygulama ise, yok sayılabilir. Genelde, ne hastane personeli ne de gelen diğer hastalar önemsiyor bu kuralı. Geçenlerde gittiğim Aile Hekimliği’nde oldukça uzun bir süre bekledim. Önüme geçmeye çalışan bir bayana, “lütfen, bakın çok zor oturuyorum” dediğimde; “pek alâ da oturuyorsun işte” cevabını aldım.
İşte bütün bu anlattıklarımdan ötürü, Başkent Üniversitesi Hastanesi’nde gösterilen kolaylıklar hem çok etkiledi hem de çok mutlu etti beni. Ancak SSK’lılardan alınan ücret oranı epey artmış. Sanırım bu da Sağlık Bakanlığı’nın uyguladığı politika ile. Ama kan tahlilleri için herhangi bir ek ücret alınmıyor.
Bugün, tetkiklerimin sonucunu almak için tekrar gittim Başkent Üniversitesi Hastanesi’ne. Kızım da, endokrinoloji bölümünde muayene olmak üzere, eşlik etti bana. Bana gösterilen kolaylıklar ona da gösterildi. Bir buçuk saat içinde hem muayenesi, hem de kemik ve tiroid tetkiklerinin tümü tamamlandı.
Başkent Üniversitesi’nin tamamen kendi imkânları ile inşa edip, en modern ekipmanla donattığı Başkent Üniversitesi İstanbul Uygulama Araştırma Merkezi, 23 Şubat 2007 tarihinde hizmete girmiş. Bugün ziyaret ettiğim web sitelerinde; “Başkent Üniversitesi kurucusu ve rektörümüz Prof. Dr. Mehmet Haberal tam 864 gündür aramızda yok.” yazıyordu. Keşke o da yararlanabilseydi bizim için yaratmış olduğu bu imkânlardan…
Engellerimizi hissettirmeyecek, engelsiz bir yaşam dileği ile...
Paylaş