Paylaş
Sabancı Üniversitesi’nde proje dersi kapsamında erişilebilirlik konusunda birinci sınıf öğrencileri ile yürütülen çalışmalardan daha önce de bahsetmiştim. Dersin hocaları Zeynep ile Pınar bu dönemki gruplarıyla alışveriş merkezleri üzerine odaklandılar. İki ay içinde İstanbul’un muhtelif muhitlerinde yer alan 17 alışveriş merkezini inceleyecekler. Çalışmanın sonuçları I.B. Tauris tarafından Colette Apelian editörlüğünde hazırlanan Mall Culture in the Middle East and North Africa: Commercial Spaces and Urban Identity (Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da Alışveriş Merkezi Kültürü: Ticari Alanlar ve Kent Kimliği) adlı kitapta yayınlanacak. Bu yüzden de alışveriş merkezlerinin engellilere sunduğu ve sunmadığı olanakları incelerken bir yandan da bu mekânları şehirdeki diğer alışveriş ve sosyalleşme mekânları, yani meselâ caddeler, parklar, meydanlar ile kıyaslayacaklar.
İstanbul’un 550 yıllık tarihe sahip en eski çarşısı Kapalıçarşı 64 cadde ve sokağı, iki bedesteni, 16 hanı, 22 kapısı ve yaklaşık 3600 dükkanı ile dünyanın en eski ve büyük çarşısı olmanın yanı sıra, yılda 150 milyon ziyaretçisiyle en çok ziyaret edilen çarşı ve tarih içinde ilk alışveriş merkezi olma özelliğini de taşıyor.
Kapalıçarşı hangi amaçlarla inşa edilmişti tam olarak bilmiyorum. Ancak, modern alışveriş merkezleri tasarımcılarından Victor Gruen (1960), “kentlerde sağlıklı bir toplumsal yaşam kurulabilmesi için kentlerde insanların, trafik, sıkıcı çalışma ortamları, soyutlanmış konut alanları gibi ortamlardan uzaklaşarak bir araya gelebilmeleri için yeni bir sosyal mekan anlayışı oluşturulması gerektiğini savunmuştur.” (Tülin Vural Arslan, “Türkiye’deki Alışveriş Merkezleri İncelemelerine Eleştirel Bir Bakış: Yorumlar, Eleştiriler, Tartışmalar,” Uludağ Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Dergisi 14/ 1 (2009): 148)
Bu bilgiler bana kendi deneyimlerimi düşündürdü. Alışveriş merkezlerinden gerçekten hoşlanıyor muyum?.. Yoksa ihtiyaçlarımı başka yerlerde karşılayamadığım için, meselâ caddeler erişilebilir olmadığı için ya da tiyatrolar çok merdivenli olduğu için mi alışveriş merkezlerine mecbur kalıyorum?.. Ya da, hayatımı bu anlamda kolaylaştıdığı için mi tercih ediyorum alışveriş merkezlerini?..
Sizlerin deneyimlerinizi ve düşüncelerinizi de öğrenmek isterim. Giderek daha çok yeşil alanımızı alışveriş merkezlerine kaptırdığımız, nefes alabileceğimiz yerleri her gün biraz daha kaybettiğimiz bugünlerde daha da merak ediyorum farklı görüşleri.
Görüşleriniz Sabancı Üniversitesi’ndeki proje dersi çalışmalarına katkı verebilir. Lütfen köşemde yer alan mail adresime yazın ya da Hürriyet Sosyal’de paylaşın bu konudaki düşünce ve görüşlerinizi. Siz bana iletin fikirlerinizi, ben de Sabancı Üniversitesi Proje Grubu’na…
Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz günler dileği ile…
Paylaş