Paylaş
İstanbul Üniversitesi Engelliler Uygulama ve Araştırma Merkezi; engellilik alanında disiplinler arası ve sektörler arası ulusal ve uluslararası bilimsel araştırma ve projeler yürütüyor, proje ortağı oluyor. Engellilik olgusunun “hak temelli” olarak ele alınması, bu konuda toplumsal duyarlılığın arttırılması, “engelli” veya “engelsiz” kavramlarının ötesinde “herkes için” bir toplum ve çevrenin geliştirilmesi için çaba gösteriyor. Hacettepe Üniversitesi Engelliler Araştırma ve Uygulama Merkezi ise Türkiye’de yaşayan tüm engelli bireylerin bilgi ve becerilerini en etkin şekilde kullanarak eğitime, öğretime, sosyal yaşama ve kültürel alanlara eşit bir şekilde katılımına destek olacak bilimsel araştırmaları ve etkinlikleri gerçekleştirmek; aynı zamanda, konu ile ilgili olarak geliştirilecek planlamalara, stratejilere ve politikalara katkı sağlamak amacı ile çalışıyor.
Bu iki saygın üniversitenin ortak olarak düzenlediği “1. Engellilik Araştırmaları Kongresi” 24–25 Kasım 2016 tarihlerinde İstanbul Üniversitesi Kongre Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. 23 Mayıs 2016 tarihinde yayımlanan “Bir bilim dalı olarak Engellilik Araştırmaları” başlıklı yazımda yapılacağını duyurmuş olduğum bu Kongre, engellilik alanında çalışan akademisyenleri ve Sivil Toplum Kuruluşları’nı bir araya getirdi.
1. Engellilik Araştırmaları Kongresi’nde buluşan engellilik alanında çalışan akademisyenler ülkemizin konu ile ilgili sorunları ve bu sorunların çözümleri üzerinde tartıştılar. Kongre’ye, akademisyenler dışında, çok sayıda kamu yöneticisi, yerel yönetim temsilcisi ve sivil toplum temsilcisi de katkı sundu.
Söz konusu Kongre’nin ana teması; öncül araştırmalar, iyi uygulamalar, disiplinler ve sektörler arası işbirliği idi. Konferans ve panellerde; sosyal politikalar, araştırma yöntemleri, sosyal güvenlik ve sağlık hakkı, teknoloji kullanımı, erişilebilirlik, özel eğitim, görme ve işitme engellilerde rehabilitasyon, yaşlılık ve evde bakım, turizm, medya ve iletişim konuları ele alındı. Sunulan bildirilerin tümünde “engelliliğe hak temelli yaklaşım” vurgusu hâkimdi. Ayrıca, Kongre’nin birinci gününün sonunda, engellilik alanında hak temelli çalışan engelli kişilerle bir network oluşturmak amacıyla “Engellilik Araştırmaları İletişim Ağı” toplantısı yapıldı.
1. Engellilik Araştırmaları Kongresi’nde bildiri sunumları ve atölye çalışmaları, iki gün boyunca, beş ayrı salonda gerçekleştirildi. Ne yazık ki eş zamanlı olarak yürütülen bu etkinliklerin tümüne birden katılabilmek mümkün olmadı. Sunulan sözel ve poster bildiriler birbirinden önemli ve değerliydi. Bu bildirilerin çoğunu ilerideki yazılarımda sizler için özetlemeye çalışacağım.
Kongre kapsamındaki “Medya ve Engellilik” konulu panelde bana da kısa bir sunum için zaman ayrılmıştı. Kongre’nin ikinci günü Ana Salonda gerçekleşen oturumda yaptığım konuşmada; medyanın toplumdaki söylemleri yeniden üretebilme gücünde bir organ olduğunu, yeniden üretilen söylemlerin toplumu değiştirip yeniden şekillendirebileceğini ifade ettim. Ve medya içerikleri ile onları teslim biçimlerinin büyük önem taşıdığının altını çizdim.
1. Engellilik Araştırmaları Kongresi’nin açılışında konuşan –kongre başkanlarından- İstanbul Üniversitesi Engelliler Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Resa Aydın, önümüzdeki yıl İstanbul Üniversitesi bünyesinde “Engellilik Araştırmaları” Yüksek Lisans Programı açılacağının müjdesini verdi. Yüksek lisanstan sonra doktora yapma imkânı da olabileceğini kaydeden Prof. Dr. Resa Aydın aynı isimde bir ana bilim dalının açılımı için de izin beklediklerini ifade etti. Kongre’nin diğer Başkanı Hacettepe Üniversitesi Engelliler Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Tülin Düger ise, bu Kongre’nin engellilik alanında politika yapıcılar, uygulayıcılar, araştırmacılar, hak savunucuları ve gönüllüleri bir araya getirmeyi hedeflediğini belirterek engellilik konusunda gelecekte yapılacak çalışmalar için umutlu olduğunu söyledi.
1. Engellilik Araştırmaları Kongresi engellilik konusunun bilimsel olarak ilk kez ele alınmış olması açısından büyük önem taşıyor. Doğrusunu isterseniz, bu Kongre engellilik konusunda gelecekte yapılacak çalışmalar için beni de umutlandırdı. Kongre sona ererken herkes bir sonraki yıl yapılacak 2. Kongre ile ilgili olarak konuşmaya başlamıştı bile.
İstanbul Üniversitesi’nde 350’nin üzerinde engelli öğrenci eğitim görüyor, 200’ün üzerinde engelli çalışıyor. Bu öğrencilerden ve çalışanlardan bir bölümü Kongre hazırlıklarında da görev almış ve canla başla çalışmış. Engelsiz İstanbul Üniversitesi’nin vizyonu; evrensel tasarım ilkesinden hareketle, herkesin eşit olanaklara sahip olarak öğrenim gördüğü, çalıştığı ve hizmet aldığı bir üniversite olarak engellilik alanında yurtiçi ve yurtdışındaki farklı disiplin ve sektörlerdeki kuruluşlarla bilimsel işbirlikleri oluşturmak, akademik çalışmalar yapmak ve bu alanda ülke çapında bir hareketin öncüsü olmak.
1. Engellilik Araştırmaları Kongresi, 25 Kasım akşamı Kongre hazırlıkları için emek veren üniversite görevlilerinin ve öğrencilerinin ödüllendirildikleri anlamlı bir törenle son buldu.
İstanbul Üniversitesi ve Hacettepe Üniversitesi’nin ortak olarak gerçekleştirdikleri bu çalışmanın diğer üniversitelerimize de örnek olmasını diliyor, her iki üniversitemize de şahsım ve tüm engelliler adına teşekkür ediyorum.
Önümüzdeki yıl düzenlenecek olan 2. Engellilik Araştırmaları Kongresi’ni heyecanla bekliyorum…
Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz bir yaşam dileği ile…
Paylaş