Yönetim kurullarına acilen dolgun maaşla eleman aranıyor
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Teklif çok çekici. Yalnız iki şartı var: Kadın olmak ve Norveççe konuşmak gerekiyor. İş Norveç’te, ancak vatandaşlık şartı aranmıyor.
Aciliyetin nedeni şu: Beş yıl önce çıkarılan yasaya göre, 1 Ocak 2008 tarihi itibariyle halka açık şirketlerin yönetim kurullarının yüzde 40’ının kadınlardan oluşması gerekiyor. Kotayı dolduramayan şirketler kapatılabilir. Şimdi hükümet, yönetim kuruluna kadın üye bulamayan şirketlere ne yapacağını düşünüyor. Şirketler ilanla kadın yönetim kurulu üyesi arıyor. Bazı kadınlar beş-on şirkette birden yönetime giriyor. Kimi erkekler, boş koltuk bulunan yönetim kurullarına giremediği için "Bu yaştan sonra cinsiyet mi değiştireyim" diye yakınıyor.
Yıllar önce Norveçli bir gazeteciye "Siz neden AB’ye üye olmak istemiyorsunuz?" diye sorduğumda şu yanıtı vermişti: "Biz kimsenin işimize karışmasını istemeyiz, çünkü herşeyin en doğrusunu bildiğimizi, en isabetlisini yaptığımızı düşünürüz..."
Norveç bugün hálá AB üyesi değil. Kişi başına düşen milli gelir 66 bin dolar olduğuna göre ve hemen her ankette Norveç en yaşanılası ülkeler arasında ilk sıralarda geldiğine göre gerçekten en doğrusunu biliyorlar.
Norveçliler doğru bildikleri yoldan gidip 2003’te bir yasa çıkarıyorlar. Buna göre, borsada işlem gören şirketlerin yönetim kurullarında yüzde 40 oranında kadın üye bulunması gerekiyor. Sürenin dolmasına 15 gün kala birçok şirket henüz kotayı tutturabilmiş değil. Peki bu şirketler yasa gereği kapatılacaklar mı? İşte hükümet bu açmazla karşı karşıya. Ya yasayı çiğneyecek, ya da gereğini yerine getirecek.
Norveç, siyasette kadının temsil oranını seçimlerde kota koyarak yükseltmeyi başarmıştı. Parlamentodaki kadınların oranı yüzde 39.7. Şimdi cinsiyet dengesini toplumun daha geniş kesimlerine yaymak için, iş dünyasında da kota uygulamasına gidiyor.
MUTFAK EŞİTSİZLİĞİ
Aslında Norveç kadın-erkek eşitliği cenneti değil. Erkeklerin ev işi yapayım diye kendini helák ettiği filan yok. Stavanger Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre Norveç’te kadının yeri hálá mutfak. Kadınlar haftanın 12 saatini ev işi yaparak geçiriyor, erkekler ise sadece 4 saat. Araştırma kapsamındaki 34 ülke içinde en çok Meksika’nın erkekleri ev işi yapıyor. Norveçli kadınlardan bile daha uzun süre yemek, çamaşır, temizlik ve alışverişle uğraşıyorlar.
Ev hayatındaki bu dengesizliğe karşın, iş dünyasını erkek egemenliğinden kurtarmaya soyunan Norveç’in beş yıl önce çıkardığı benzeri görülmemiş yasayla birlikte iş dünyasında kabuk değişimi başlıyor. Bugün, yönetim odalarında artık daha fazla kadın var. Yasa kapsamına giren 500 kadar şirketin üst yönetim kademelerinde kadınların oranı yüzde 35’i buldu. Oysa bu rakam 2002 yılında yüzde 7 düzeyindeydi.
Karşılaştırma açısından örnek vermek gerekirse, ABD’de 500 büyük şirketin yönetim kurullarında kadınların oranı yüzde 14.8.
Norveç’te yasanın yürürlüğe girmesine 15 gün kala şirketler yüzde 40’lık kotayı doldurmak için umutsuz bir şekilde kadın yönetici arayışı içinde. Bir Norveç şirketinin yönetim kuruluna girmek için vatandaşlık şartı bulunmuyor, ancak Norveç dili konuşanlar tercih ediliyor.
Ülkenin tanınmış isimleri özellikle rağbet görüyor. Mesela eski Petrol ve Enerji Bakanı Thorhild Widvey, 2005 yılında hükümetten ayrıldığı günden bu yana tam 11 şirkette yönetim kurulu üyeliği elde etti. Şu anda yılda 91 bin dolar kazanıyor ve gelen teklifleri artık geri çeviriyor.
Üst yönetim kademelerine girmek için başvuranlar çoğunlukla kalifiye olmadığı için kadın yönetici yetiştirmek üzere "Geleceğin Kadınları" adı altında bir proje başlatılıyor.
Tabii dünyada ilk ve tek olan bu yasa herkesi memnun etmiyor. Wall Street Journal, Norveç’in en büyük ekonomi gazetesi ile haber dergisini yayınlayan Hegnar Media’nın CEO’su ve yayın yönetmeni Trygve Hegnar ile konuşmuş.
Hegnar diyor ki, "Sırf kadın diye bir takım deneyimsiz insanlara yer açmak için kaliteli adamlardan olduk." (Aslında birçok erkek, sırf erkek olduğu için yönetim kurullarında ya, neyse).
Trygve Hegnar, Norveç’te medya kralı mertebesinde bir isim. Ancak Hegnar Media’nın yüzde 29 hissesini aldığı Gyldendal ASA adlı yayın grubunun yönetim kuruluna girmeyi bile başaramamış. Çünkü boş üyeliklere kadınlar konmuş. "Bir yönetim kurulu üyeliği uğruna bu yaştan sonra cinsiyet değiştirecek değilim ya" diyor Hegnar. Kendisi 64 yaşında.
Norveç’in en büyük holding kuruluşu olan Aker ASA da şirketlerini yasaya kurban vermemek için ülke sınırları dışından kadın yöneticiler buluyor. Balıkçılıktan petrol, gemicilik ve mühendisliğe birçok alanda faaliyet gösteren Aker, İsveç, Danimarka ve Finlandiya’dan deneyimli kadın yöneticileri transfer etmiş. Bu arada bazı önemli erkek yöneticileri de yönetim kurulu dışında bırakmak zorunda kalmış. Aslında Aker yöneticileri, başlangıçta prensip olarak bu yasaya karşı. Kararların hükümet değil, hissedarlar tarafından verilmesi gerektiğini düşünüyorlar. Ancak şimdi erkeklerin, yönetim kurulundaki kadın meslektaşlarını etkilemek için daha çok çalıştığını itiraf ediyorlar.
MAÇOLARIN DEVRİMİ
Hiç umulmadık ülkelerde gönüllü kadın kotası uygulayan şirketler de çıkıyor. Mesela maço tabiatlı İtalya’da. Ray-Ban gözlüklerinin yanı sıra Prada, Chanel ve Versace için de gözlük üreten Luxottica, önümüzdeki iki yıl içinde üst yönetim kademelerinin yüzde 30’una kadınları getirmeyi kararlaştırdı. İtalya, endüstrileşmiş ülkeler arasında üst düzey kadın yöneticisi en kıt ülke. Şirketlerin yönetim kurullarında kadın oranı sadece yüzde 2. Çalışacak yaşta istihdam edilen kadınların sayısıyla ilgili OECD sıralamasında, Türkiye ve Meksika’dan sonra, sondan üçüncü.
Durum böyleyken Luxottica hiçbir yasal zorunluluk olmadan devrimci bir karar alıyor, farklı cinsiyet ve cinsel tercihlerle ırk çeşitliliğini üretimde devreye sokmaya karar veriyor. Çünkü müşterilerinin yüzde 60’ı kadın ve lüks üretim işi alabildiğine yaratıcılık ve yeni buluşlar gerektiriyor. Yönetimde cinsiyet ve ırk çeşitliliğinin de yaratıcı sonuçlar verdiği kanıtlanmış durumda.