Böyle ölmeleri gerekiyor, aksi takdirde derilerine bir zarar gelebilir! Hatta bazılarının derisi henüz canlıyken yüzülüyor. Üstelik bu barbarlık hükümet tarafından sübvanse ediliyor. Gerekçe; sanayi zarar görmesin. Daha doğrusu oylar kaçmasın. Kanada, hayvan haklarını savunan bütün örgütler tarafından protesto ediliyor. Son üç yılda öldürülen fok sayısının 1 milyonu bulması üzerine Uluslararası Hayvanlara Yardım Fonu, Kanada’ya karşı yeniden kampanya başlatıyor. ABD ve Avrupa’da, Kanada malı fok mamullerine yasak getirilmesi için kamuoyu oluşturuluyor.
Bebe fokların gaddarca inen sopa darbeleri altında can verdiğini biliyordum. Ama sanırım bilincime yeterince kazınmamıştı. Gözümü o mail açtı. Bir kadından geliyordu:
‘Tesadüf eseri birkaç fotoğraflarını gördüm kocaman bir sopayla dövülürken. Ve hálá aklıma geldikçe ağlıyorum, ne yapacağımı, nasıl yardım edeceğimi bilemiyorum. Küçücük, bembeyaz bir fok. Kürkü için avlanmasının vahşiliğini bırakın, kürküne zarar gelmesin diye, acı çekerek, ağlayarak ölüyorlar. İçimdeki nefreti, üzüntüyü anlatamam. İki tane sosyetik hanım bir kere giyip, ortalıkta salınıp tatmin olacak diye kaç tane bebek öldürülüyor? LÜTFEN, lütfen siz de bir şey yapın, lütfen!’
O fotoğraflara ben de baktım. Ve aklıma ilk gelen şu oldu: Orantısız güç. Hani Beyazıt Meydanı’ndaki kadınlar günü dayağından sonra Avrupa Parlamentosu Türk polisini kınarken ‘orantısız güç’ diyordu ya, işte aynen öyle.
Ama, inanın bu çok çok daha beter...
Adam sopasını havaya kaldırmış, olanca gücüyle indirmeye hazırlanıyor. Ak karlar üzerinde büzülmüş bembeyaz bir fok yavrusu, çekeceği acıyı bilmeden zeytin gözleriyle bakıyor. Ve sonraki sahne. Kana boyanmış bebeklerin cansız bedenleri.
İşte bu vahşet, her yıl mart ayının sonlarına doğru tekrarlanıyor. Kanada hükümeti bu barbarlığa göz yummak bir yana desteklediği için lanetleniyor.
Aslında Uluslararası Hayvanlara Yardım Fonu’nun (IFAW) baskıları sonucu Avrupa Birliği’nin, Kanada’dan ithal edilen bazı fok mamullerine yasak getirmesi üzerine bebek katliamı tavsamıştı. Ancak üç yıl önce yeniden başladı. Hem de bugüne kadar görülmemiş bir barbarlık düzeyine ulaşarak.
EN BÜYÜK MEMELİ KATLİAMI Kanada hükümeti mart sonlarına doğru başlayıp 15 Mayıs’ta sona eren avlanma sezonunun tamamen yasal çerçevede işlediğini ileri sürüyor. Ancak 21’inci yüzyılda böyle bir zulmün ‘av’ sözcüğüyle geçiştirilemeyeceği kesin. Ayrıca hükümet rakamları da gizliyor. Hayvan hakları savunucularına göre ülkenin doğu kıyılarında her yıl 300 bin fok katlediliyor. Geçen üç yıl içinde öldürülen fok sayısı 1 milyon. Dünyanın hiçbir yerinde bu kadar dar bir zaman diliminde bu kadar çok deniz memelisinin canına kıyılmıyor. Ve hiçbir kıyım bu kadar zalimce olmuyor.
Öldürülen fokların yüzde 93’ü bir yaşın altında. Kimisi daha ilk yemeğini yemeden, yüzmeyi bile öğrenmeden öldürülüyor. Hepsi hemen ölmüyor. Kanlar içindeki yaralı foklar kanca takılarak sürüklenip teknelere götürülüyor. Kimisi annesinden henüz ayrılmış, darbelerden kaçıp buzun altına saklanıyor, can çekişerek ölüyor. Buz altında ölenler yukarıdaki rakamlara dahil değil.
Kanada Balıkçılık Bakanlığı ise avlanma biçiminin müstehcenliğiyle değil, avlanma miktarının popülasyona zarar verip vermeyeceğiyle ilgileniyor. Bakanlığa göre aşırı avlanma söz konusu değil, fok nüfusu halen gayet sağlam. Sayıları beş milyon civarında. Yani neyse ki henüz soykırım gerçekleşmemiş.
İki yıl önce Uluslararası Hayvanlara Yardım Fonu tarafından Kanada’ya davet edilen bir grup bağımsız veteriner, katliam sahasında inceleme yaparken şok geçiriyor. Çünkü fokların yüzde 42’sinin henüz canlıyken derilerinin yüzüldüğünü tespit ediyorlar. Yazdıkları raporda Kanada’daki fok avının baştan sona insanlık dışı olduğunu belirtiyorlar.
Brigitte Bardot da yıllardır fok kıyımını durdurmak için uğraşıyor. İktidara gelen her başbakana mektup yazıyor ve bu cinayetler karşısında hiçbir şey yapmadıklarını söylüyor. Şimdiki Başbakan Paul Martin’e de çok öfkeli. Kanada basınına açıklamasında, başbakanla balıkçılık bakanına hitaben ‘Çok ilkel ve kabasınız!’ diyor. Bardot, sağlık sorunları nedeniyle bu yılki protestolara katılamıyor. Ama geçmişte katıldığı çok olmuş.
Kamuoyu yoklamalarına göre Kanadalıların yüzde 71’i fok katliamına karşı çıkıyor ve yasaklanmasını istiyor. Basın da yavaş yavaş av yasağından yana tavır almaya başlıyor. Çünkü dünyanın dört bir yanında televizyonlardan yansıyan görüntüler insanlarda infial uyandırıyor ve ülkenin itibarına leke sürüyor.
Geçen salı günü Kanada’nın bir ucundan diğerine birçok kentte fok katliamı protesto gösterileri vardı. ABD’de ve diğer 27 ülkede de öyle. Ancak Kanada’daki gösterilere katılım çok cılız kaldı. Bu da basında eleştiri konusu oldu. Malum, ülke itibarı söz konusu.
Dünyada da fok katliamına karşı bilinç oluşuyor. Belçika, İtalya ve Hollanda fok derisinden yapılmış tüm giyim eşyalarının satışını yasaklamak için harekete geçerken, İngiliz Parlamentosu aldığı bir kararla fok avına karşı olduğunu açıklıyor. Amerikan Senatosu da Kanada hükümetinden bu vahşeti sona erdirmesini istiyor. ABD’deki hayvan hakları örgütleri, Kanada’dan deniz ürünleri ithalatının yasaklanması için yönetime baskı yapıyor.
Ancak Kanada ısrarlı. Fok kıyımını haklı çıkarmak için endüstrinin devamlılığı dışında başka bahaneler de bulunuyor. Örneğin kuzeybatı Atlantik kıyısındaki morina rezervlerinin fok avı sayesinde korunabildiği ileri sürülüyor, ancak bu iddianın hiçbir bilimsel temeli bulunmuyor. Çünkü morina neslinin tükenme sınırına yaklaşmasının asıl nedeni aşırı avlanma. Bu da Kanada hükümetinin kendi raporuyla sabit.
Bir avuç insanın oyu uğruna Kanada’daki fok katliamı hiçbir temel ihtiyacı karşılamaya yönelik bir eylem değil. Fok kürkü, tamamen lüzumsuz bir lüks tüketim nesnesi. Deriler yüzüldükten sonra hayvanların etleri ortada bırakılıyor. Kanada yerlilerinin beslenme amaçlı olarak öldürdükleri fok sayısı, bütünün yüzde biri oranında bile değil. Kanada hükümeti fok avının piyasa açısından önemli bir ekonomik değer taşıdığını, fok sanayiinin balıkçılar açısından hayati önemde olduğunu ileri sürüyor. Ancak avın sürdüğü Newfoundland ve Labrador’da fok derisinden elde edilen gelir yıllık kazancın ancak yüzde 5’ini oluşturuyor. Ayrıca fok avı istihdam da yaratmıyor. Sadece birkaç yüz kişi sezonluk işçi olarak part-time istihdam ediliyor. Newfoundland’dan yapılan fok mamulleri ihracatı, bölgenin toplam ihracatının yüzde birinden bile az. Av karşıtlarına göre Kanadalı politikacıların fok katliamından tek çıkarı var; balıkçıların oyunu sağlama bağlamak. Ancak yarım milyon nüfuslu bölgede fok avından kazanç sağlayan insan sayısı topu topu 4 bin kişi. Şimdi Kanada basınında çıkan eleştirel yazılarda şu soru ortaya atılıyor: Bir avuç insan, ülkenin itibarını zedelemeye değer mi?
Kanada'nın bahanesi her ne olursa olsun, bu barbarlığa karşı durmak isteyenler Kanada başbakanı ve parlamentosuna yönelik mektup kampanyasına katılabilirler. 1969 yılında Kanada'daki fok kıyımını durdurmak için kurulan Uluslararası Hayvanlara Yardım Fonu'nun sitesinden mektup göndermek mümkün.
Adres: http://www.ifaw.org Â