Tombul kadınlar şehvetlidir teziyle devrim yaratan dahi
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Bundan 50 yıl önce DNA'nın çifte sarmal yapısını keşfederek genetikte çığır açan Crick-Watson ikilisinin bilimsel serüvenini Hürriyet'in bugünkü Bilim ekinde okuyacaksınız.
Ancak bu ikilinin, özellikle de Dr. Watson'ın bir de kişisel serüveni var. Çağ açan bu keşiften sonra Crick ve Watson'ın yolları ayrılır. Zaten tek ortak yanları sarmalla olan ilişkileri ve 1962'de kazandıkları Nobel'dir. İkisi de dahidir ama, Watson daha medyatik ve sansasyona eğilimlidir. O bir cemiyet şöhretidir. Düşünün, Çifte Sarmal'ı takip eden kitabı, kızlar, seks ve alkol üzerinedir. Bilimsel başarısını kız tavlamakta nasıl kullandığını anlatır. Sonra bir kongrede, deri rengiyle seks arasındaki ilişkiyi konu alan tebliğiyle bilimadamlarının fenalık geçirmesine yol açar. Tombul kadınların kaketi çıkmış mankenlerden daha şehvetli olduğu teorisiyle profesör kadınlara şok geçirtir.
YIL henüz 2000'dir ve bilim alemi bu kadar muzırlığı kaldırmaya hazır değildir.
California'daki Berkeley Üniversitesi'nin kongre salonunda toplanan 200 kadar akademisyen kitlesel şok geçirmektedir. Kimileri öfke ve tiksinti içinde salonu terketmekte, bazıları da, tamam Dr. Watson kafayı sıyırdı diye düşünmektedir.
Çünkü gayet ciddi tebliğlerle geçen kongrenin sonunda sahne alan Dr. James Watson, bir takım bikinili kadın slaytları eşliğinde, şişmanların sıskalara göre daha arzu dolu olduklarını anlatmaktadır. Watson'a göre kadınlar belirli bir kiloya ulaştıktan sonra mutluluk hormonlarının düzeyi artmakta, bu nedenle de dünyanın mutluluğu tombul kadınlara bağlı bulunmaktadır. Kate Moss ve Ally McBeal'in yıldızı Calista Flockhart gibi kadınlar ise acınası yaratıklardır.
Bu, Dr. Watson teorilerinin ikinci bölümüdür. Daha önce de koyu renk tenli insanların daha güçlü bir libidoya sahip olduğunu anlatmış; güneşte yanmış şişman bir beyazdan daha şehvetli bir yaratık olamayacağını söylemiş ve ‘‘İşte bu yüzden Latin aşık vardır, İngiliz aşık yoktur. Onlardan olsa olsa İngiliz hasta olur’’ diye de öldürücü darbeyi vurmuştur. Ayrıca Müslüman kadınların tepeden tırnağa kapatılmasının nedeni de, güneş ışınlarını bloke ederek, onların cinsel iştahını bastırmaktır.
Dayanamayıp salonu terkeden bazı akademisyenler ‘‘Irk ve cins ayrımcılığının bu kadarını da beklemezdik. Bu resmen sorumsuzluk ve kışkırtıcılık. Şok geçirdik. İğrendik’’ gibi laflar ederler. Kimileri daha da ileri gidip, Dr. Watson'ın artık Berkeley'deki kongrelere çağrılmaması gerektiğini ileri sürerler.
Watson'a öfkelenenler arasında bulunan Prof. Susan Marquesee adlı biyokimyager, zavallı kadın örneği olarak Kate Moss görüntüsü perdeye yansıdığı sırada salonu terkeder ve ‘‘Böyle bilim olmaz. Bunlar temelden yoksun safsatalar’’ diye kestirip atar.
TEORİNİN ASLI
Watson'ın anlatmak istediği ise Pom-C adlı proteinin kişinin mutlu olmasında oynadığı roldür. Pom-C, çeşitli hormonların üretimine katkıda bulunmaktadır. Örneğin melanin. Bu hormonun yoğunluğu deri rengini belirler. Ya da beta endorfinler. Bunlar da insanın ruh halindeki iniş çıkışları ayarlar. Ve leptin. O da metabolizmadaki yağlarla ilgilidir. Watson'ın teorisine göre güneş ışınları bu hormonların yoğunluğunu artırır. Bir deneyde melanin enjekte edilen erkeklerin libidosunun arttığı görülmüştür. Güneş ışınına maruz kalanlarda melanin düzeyi yükseldiğine göre, o kişinin libidosu da tırmanmaktadır.
Watson'ın maruzatı bundan ibarettir ama, siyaseten doğru olmaya fazlasıyla önem veren bilimciler, teoriden ve de sunuluş biçiminden rahatsız olurlar. Watson'ın halen başkanı oduğu Cold Springs Harbor Laboratuvarı'nın sözcüsü Jeff Picarello ise patronunu savunurken, Watson'ın şakacı bir mizaca sahip olduğunu, bilimi hayatın içinden öğelerle harmanlamayı sevdiğini söyler. Etik ve siyaseten doğru olmak kaygısıyla bilim yapılamayacağını ekler ve sözlerini şöyle tamamlar:
Dr. Watson 1990 yılında insanın genetik şifresinin çözülmesini hedefleyen Genom Projesi'ni başlattı. Bu projenin tamamlanmış son versiyonu, çifte sarmal modelinin ilk kez yayınlanmasının 50'inci yıldönümünde, yani önümüzdeki 25 Nisan'da açıklanacak. ‘‘DNA sekanslarının kitabı, insan hayatına İncil'den daha yakın. Çünkü bize kim olduğumuzu anlatıyor. Ben İncil'i hiç okumadım. Ve önemli bir şey kaçırdığımı da sanmıyorum’’ diyor.
Zamanın yüzde 99'unu kadınları düşünerek geçiriyor
Dr. Watson, erkekleri iki gruba ayırıyor: Zamanın yüzde 90'ını kadınları düşünerek geçirenler ve zamanın yüzde 99'unu kadınları düşünerek geçirenler. Kendisinin ikinci gruptan olduğunu söylüyor. İnsanın, yemek, koşmak ve sevişmek gibi hayvani şeyler yaptığı zaman daha mutlu olduğunu düşünüyor. 1990'da Genom Projesi'ni başlatmasına karşın, aynı zamanda beyin kimyasına merak salıyor ve libido incelemelerine başlıyor. Bilim çevrelerinden eleştiri alan bu araştırmaların yanı sıra Watson, genetik biliminde etik sınırı tanımayan görüşleri yüzünden de tepki topluyor. Watson'a göre, genetik mühendisliği sayesinde sadece hastalıkların önlenmesi yetmez, insanlığın daha mükemmel nesiller yetiştirmesi için, doğaya aykırı da olsa, daha doğumdan önce genlere müdahale edilip defoların giderilmesi gerekiyor. Sosyal ve bilimsel tabulardan nefret eden Watson'a göre çocukların daha zeki olması, ya da AIDS'e dirençli olmaları için DNA'larının değiştirilmesinde bir sakınca yok. Muhafazakarlar bu görüşe kesinlikle karşı çıkıyor.
ZIT İKİLİ
Biri mazbut, öbürünün masasında Kournikova takvimi var
ÇİFTE sarmalı keşfettiklerinde İngiliz fizikçi Francis Crick 37, Amerikalı biyolog James Watson ise henüz 25 yaşındaydı. İlk kez 28 Şubat 1953 günü eşe dosta duyurulan ve Nature dergisinin 25 Nisan 1953 sayısında yayınlanan bu keşif, kalıtımın temel esaslarını, yaşamın en önemli sırrını açıklıyordu.
Ancak bu kadar önemli bir keşfi paylaşan iki ortak inanılmaz derecede zıt karakterlere sahipti. Nitekim ara sıra bir araya gelseler de bilim alanındaki yolları ayrıldı. Kolajen proteinin yapısını çözmeye yönelen Crick hep laboratuvarına kapalı bir hayat yaşadı, mahrem kaldı. İnsan içine karışmaktan o kadar nefret ediyordu ki, hiçbir daveti kabul etmeyeceğini açıkça belirttiği kartvizitiyle ünlendi. Dr.Watson ise bilim çevrelerini kızdıran aykırılıklarla dolu bir şöhret yaşamını tercih etti.
Watson, Crick'in sabrının sınırlarını hayli zorlamıştı. Örneğin Crick'in 50'inci yaşgününde pastanın içinden çıkan çıplak kız tamamen Watson'ın tezgahıydı. Sonra Watson'ın 1968 yılında yayınladığı Çifte Sarmal adlı kitapta, Francis Crick'ten dedikoducu bir tonda söz etmesi de eski ortağını kızdırmıştı.
Bugün Crick 87, Watson ise 75 yaşında
Şimdi 50 yıl öncesine gidin ve henüz 25 yaşındayken, bilimin en büyük keşiflerinden birinin ‘‘babası’’ unvanını kazanan bir delikanlı ne yapar düşünün. James Watson bu sorunun yanıtını iki yıl önce yayınladığı kitapta verdi: O yaşta bilim yoluyla sükse yapan bir genç, bu başarısını kız tavlamakta kullanır. ‘‘Genler, Kızlar ve Gamow’’ adlı kitapta Watson, genler kadar, macera yaşadığı kızları ve Gamow adlı Rus asıllı fizikçiyle içki alemlerini anlatıyor. Sonunda 39 yaşındayen, 19 yaşındaki Elizabeth Lewis'le evleniyor. Halen de evliler.
Watson kitabında, ‘‘Tenis oynayan ve toplara sert vuran kızlardan hoşlandığını’’ yazıyor. Huylu huyundan vazgeçmiyor. Bugün de Watson'ın çalışma masasının üzerinde Anna Kournikova takvimi bulunuyor.