Tanıdığınız bir koyunu kesiyorsanız bilin ki o da sizi çok yakından tanıyor

Şimdi şurada bayramın üçüncü günü kimsenin adetlerine karışmak ya da canını acıtmak istemem ama, koyunlarla ilgili bir araştırmanın sonuçlarını aktarmak istiyorum.

İngiltere’deki Babraham Enstitüsü’nde yapılan araştırma, o melül bakışların ardında muhteşem bir hafıza olduğunu ortaya koyuyor. Koyunlar, sürüdeki arkadaşları, çobanları ve yakın çevredeki tanışları derken 50-60 resmi belleklerine kaydedebiliyorlar. Yani, eğer tanıdığınız bir koyunu kesiyorsanız, bilin ki, o da sizi çok yakından tanıyor.

Meğerse beslediğimiz koyunları keserken çok güzel dostlukları da öldürürmüşüz. Çünkü onlar, yakından tanıdıklarına bağlanır, severmiş.

Artık hiçbir yaşam umudu kalmadığını anladıkları an kellelerini teslim ederken, sürüdeki tanışları, çobanları da dahil sevdiklerinin yüzleri film şeridi gibi geçermiş gözlerinin önünden.

Belleklerine kaydedilen son resim, elinde bıçağıyla yaklaşan kasap olurmuş.

O ‘kuzu kuzu’ boyun eğmeleri nedenmiş biliyor musunuz? Aptal sandığımız o hayvanlar öyle bir bilince sahipmiş ki, artık yaşam umudu kalmadığını anladıkları an boyunlarını teslim edermiş.

Kuzular analarından, analar kuzularından ayrı düştüğü zaman günlerce ağlarlarmış. Anıları öyle derin olurmuş ki, ayrılık acısı iki yıl sürermiş. Bazı insanların vefasından uzun.

Bu bilgileri İngiltere’deki Babraham Enstitüsü’nün araştırmalarından ediniyoruz. Prof. Keith Kendrick bu enstitüde yıllardır hayvanların görsel hafızası üzerine araştırmalar yürütüyor. Ve salaktır, duygusuzdur diye ikinci sınıf hayvan muamelesine maruz kalan koyunlarla ilgili çok şaşırtıcı sonuçlar elde ediyor.

PROFİLDEN BİLE TANIYORLAR

Kedi ve köpeklerin belleğinde hiçbir görsel kayıt olmadığı, buna karşılık koyunların 50 kadar koyun resmiyle 10 insanın resmini belleğine kazıdığı ortaya çıkıyor. Koyunlar melül melül bakarken, tanıdıklarını profilden bile teşhis edebiliyorlar. Hafızalarında taşıdıkları o resimlerin sahipleri çevrelerinde olmadığı zaman, onları düşünmeye başlıyorlar. Hasretin ta kendisi.

Prof. Kendrick başkanlığındaki ekibin, sonuçları Nature dergisinde yayınlanan araştırması şöyle: Koyunların yiyecek uğruna akla gelebilecek her şeyi yaptığını keşfeden bilim adamları, ödül sistemine dayalı bir deneye girişiyorlar. Koyunlar loş bir ahıra konuluyor. Her koyuna 25 çift resim gösteriliyor ve yemek ödülü karşılığında bu resimleri eşleştirmeleri öğretiliyor. Bir yandan davranışları kaydedilirken, melemelerinden, hareket ve kalp atışlarından stres ölçümü yapılıyor. Kan örnekleri alınarak stresin kimyasal göstergeleri olan kortizol ve adrenalin de ölçülüyor.

Çıkan sonuç şu: Sürüden tanıdıkları koyunların resimleri gösterildiğinde rahatlayan hayvanlar, karşılarına keçi ve üçgen görüntüleri çıkınca strese giriveriyorlar. Deney sırasında yapılan tüm ölçümlerde, tanıdık resimlerin stresi azalttığı tespit ediliyor. Sevdiğini gören hayvancık daha mutlu oluyor.

İNSAN-KOYUN BENZERLİĞİ

Bu araştırma insan ve koyundaki yüz tanıma sisteminin benzer şekilde çalıştığını da gösteriyor. Koyunlarda korku ve stresi kontrol eden bölge beynin sağ tarafında. Aynı insanlardaki gibi. Simaları tanıdığımız, görsel teşhisle ilgili bölge de, koyunlarla aynı. Bunların hepsi temporal ve frontal loblarda. Prof. Kendrick, bir koyunun tanıdıklarını çevresinde göremeyince yokluk acısı çektiğini düşünüyor. Koyunlarla aramızdaki bu beyinsel benzerlik sevdiğimiz insanların resimlerini neden yanımızda taşıdığımızı açıklıyor.

Prof. Kendrick’e göre, sürüden bir arkadaşının ya da aile bireyinin resmini gördüğü zaman, koyunda ayrılıktan kaynaklanan anksiyete azalıyor.

Ama maalesef onlar yanlarında resim taşıyamıyor. Aradan iki yıl geçtikten sonra bile eski simaları tanıyan koyunlar, bu insani özellikleri yüzünden ebediyen ‘bön’ damgası yemeye mahkûm oluyor. Çünkü o melül bakışların ardında hemen her zaman birilerine duyulan özlem yatıyor.

Bön bön bakarak geviş getirirken, kimbilir belki de çok hasretini çektikleri sürü arkadaşlarını düşünüyorlar. Bu benim fikrim değil. Araştırmacılar öyle diyor.
Yazarın Tüm Yazıları