Ayşe Özek Karasu: Onlara saygı gösterin



Ayşe Özek KARASU
Haberin Devamı

BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR), şu günlerde son derece olumsuz bir görüntü çizen mültecilerin imajını düzeltmek için harekete geçti. UNHCR'nin reklam spotunda, mülteci geçmişlerinin üzerine birer başarı öyküsü kuran kahramanlar, Aretha Franklin'in Respect şarkısı eşliğinde gözümüzün önünden geçiyor. Spotun mesajı şu: Sizin istemediğiniz her mülteci, bir başarı öyküsünün kahramanı olabilir. Ona saygı gösterin...

ARETHA Franklin o harikulade sesiyle Respect'i söylüyor, Madeleine Albright nefis bir soul ritm duygusuyla dansediyor. 60 saniyelik televizyon spotunda Albright'ın yanı sıra, Şilili yazar Isabel Allende, Sudan kökenli model Alek Wek, Kanadalı rapçi Keinaan ve seks terapisti Dr.Ruth Westheimer de görünüyor.

BM Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin (UNHCR), önümüzdeki 20 Haziran'da ilk kez kutlanacak Dünya Mülteciler Günü nedeniyle hazırladığı spot dünya televizyonlarıyla birlikte CNN Türk ve NTV'de de yayınlanıyor.

Mülteciler Günü'nün teması, Aretha Franklin'in şarkısındaki gibi ‘Respect’, yani ‘Saygı’. UNHCR dünyayı, yerinden yurdundan olmuş milyonlarca insana saygı göstermeye çağırıyor. Sığınacak bir yuva arayan bu insanların saçtığı olumsuz titreşimleri yok etmek için, onların yaşadığı topluma katkıda bulunabilecek saygın kişilikler olduğunu vurguluyor.

TV spotunda görünen yüzleri birleştiren ortak profil, hepsinin de yurdundan göçe zorlanmış şahsiyetler olması. 60 saniyelik spot hızla akıp giderken, başarı öykülerinin kahramanları birer birer beliriyor. İşte UNHCR, bu çehrelerle mültecilik olgusunun olumlu yüzünü beyinlere kazımaya çalışıyor. 1951 tarihli Mülteciler Konvansiyonu'nun 50'inci yıldönümünde, 50 yıl önceki bilinci canlandırmak istiyor.

UNHCR, dünya devletleri, gönüllü kuruluşlar ve iltica hukuku uzmanlarıyla danışma toplantılarını içeren global bir süreç başlatıyor. Bu çerçevede bakanlar düzeyindeki ilk toplantı 140 ülkenin katılımıyla önümüzdeki 12 Aralık'ta yapılacak. 1951'de konvansiyona imza koyan ülkeler, mültecilerin korunması alanında unuttukları taahhütlerini yeniden teyit edecekler.

BAŞARI ÖYKÜLERİ

UNHCR'nin www.unhcr-50.org adresinde oluşturduğu sitede, bugün hepsi özel statülere ulaşmış 150 eski mültecinin öyküleri yer alıyor.

ABD'nin Çekoslovak kökenli eski Dışişleri Bakanı Madeleine Albright da bu çehrelerden biri. Diplomat olan babası Josef Korbel İkinci Dünya Savaşı sonrasında Prag'daki komünist yönetim tarafından gıyabında idam cezasına mahkum oluyor. ABD Korbel Ailesi’ne sığınma hakkı tanıyor ve mükemmel bir eğitim gören Madeleine kariyer basamaklarını tırmanmaya başlıyor. ABD'nin BM temsilciliği görevinden sonra dışişleri bakanlığına kadar yükseliyor ve aslen Yahudi olduğunu çok yakın geçmişte öğreniyor. Komünizmin yıkılmasından sonra Prag 1995 yılında, Nazi soykırımına uğrayan 70 bin Çekoslovak Yahudisinin listesini açıklıyor. Ve Madeleine, ailesinin Yahudi kökenini gizlemek için Katolikliğe geçtiğini böylece öğreniyor. Çünkü o listede Naziler tarafından öldürülen büyükanne ve büyükbabası Arnost ve Olga Korbel'in isimleri de yer alıyor.

14 yaşındayken Sudan'daki kabile savaşından sırtındaki basma entariyle kaçıp Paris ve Milano podyumlarına uzanan top model Alek Wek... Dokuz çocuklu ailenin bireyleri İtalya, Almanya ve Mısır'a dağılmış durumda. Seyahat kısıtlamaları nedeniyle 1991'den beri birbirlerini göremiyorlar. Sadece Alek aile üyelerini ziyaret edebiliyor.

8 Kasım 1938'te, yani Kristallnacht'ta (Kristal Gece) okulu ve sinagogu yakılan, babası Naziler tarafından götürüldükten sonra göç ettiği Amerika'da NY Üniversitesi profesörü ve ülkenin en ünlü seks terapisti olan, kitaplar yazan Dr.Ruth Westheimer. Ve daha nice hazin öykü.

Böyle trajediler üzerine kurulacak her başarı öyküsünün politikanın doruklarına ulaşması gerekmiyor. Sıradan insanlar da geldikleri ülkelerin kültürel renkleri ve ticari becerilerini beraberinde getirip topluma katkıda bulunabiliyor. Ancak onlara bir şans vermek gerekiyor.

Rakamlarla mülteciler

UNCHR'nin faaliyet alanına giren insan sayısı 2000 yılında 22.3 milyonu buldu. Bosna ve Kosova'daki savaşlar, Avrupa'da yardım götürülen mülteci sayısının bir önceki yıla göre 1 milyonluk artış göstermesine yol açtı. Afrika, Asya, Latin Amerika, Karaibler ve Kuzey Amerika'da ise hafif düşüşler oldu.

1990'lı yıllar UNHCR'nin omzundaki yükün arttığı dönem oldu. Körfez Savaşı'ndan önce yardım götürülen mülteci sayısı 15 milyondu. Ruanda'daki katliam ve Yugoslavya'da yaşanan krizler ise sayıyı tırmandırdı. 1995'te ise rakam 27 milyonluk rekor düzeye ulaştı. UNHCR fırtınalı 90'lar boyunca mültecilere uluslararası koruma sağladı, başka ülkelerde yeni bir hayat kurmalarına ya da evlerine dönmelerine yardımcı oldu.

Ülkelerin çoğu geçici mülteci kabul ediyor. Sığınma hakkı veren ülkeler arasında ise ABD başta geliyor. Bu ülke 1999 y ılında 85.010 kişiye sığınma hakkı tanıdı.

Yazarın Tüm Yazıları