Hormon tedavisiyle ilgili son çıkan araştırma haberlerinin satır aralarında bir gerçek var.
Bilimadamları neredeyse 40 yıldır kadınları kobay olarak kullanıyorlar. Amerika'daki son araştırmanın sonuçlarını hepimiz biliyoruz. Uzun vadeli östrojen tedavisi kalp krizi, göğüs kanseri, felç ve kanda pıhtılaşma riskini artırıyormuş. Peki Avustralya ve İngiltere'de yapılan deneylerin sonuçlarını biliyor musunuz? Onlar farklı şeyler söylüyor. Erkeklerin ereksiyon problemi bütün yan etkilerine rağmen Viagra ile çözülüveriyor. Ama kadınlar hálá, annelerinin menopoz tedavisini görüyor.
Çok yakında menopoz feminizmi patlayacak. Tabii bu akımın öncüleri 40-50 yaş üstü gruptan çıkacağı için örgütlenmesi biraz zaman alacak. Ama sonunda olacak. Orta yaşlı kadınlar, sağlık problemlerini hormon hapı yutturarak çözmeye çalışan tıp dünyasına sonunda başkaldıracak.
Şimdi bütün dünya kadınları, ABD'de geçen ay sonuçları açıklanan beş yıllık araştırmaya odaklandı. Menopozun yol açtığı kemik erimesi, cinsel sıkıntılar ve sıcak basması gibi sorunları ortadan kaldırmak için çok uzun dönemli hormon kullanımının sakıncalı olduğunu ilan eden bu araştırma, menopozun üstüne bir de panik sıkıntısı eklemiş durumda. Bu araştırmayı yapanlar, kadınlara yardımcı olacak başka hiçbir yöntemin bulunmadığını da açık açık söylüyorlar.
Hadi bu araştırmanın sonuçlarına katlandık diyelim. Peki diğer deneylerde ortaya çıkan farklı sonuçlar ne olacak?
CİNSELLİĞE BİREBİR
Avustralya'dakinden başlayalım. Orası Amerika olmadığı için, kimsenin dikkatini çekmedi. Ancak geçen mayıs ayında 10 yıllık bir çalışmanın ürünü olan şu gerçek ortaya çıktı: Menopoza giren kadınların cinsel işlevi dramatik bir şekilde düşüyormuş. Tabii kadınların bunu öğrenmesi için doktorların 10 yıllık bir çalışma yapmasına gerek yok ama, sonuçta söylenen şu: Kadınlardaki cinsel isteksizlik ve işlevsizliğe karşı en iyi yol östrojen hormonu kullanmakmış.
Orta yaştan sonra cinselliğini sürdürmek isteyen kadınlar ve de ilaç şirketleri için hoş bir haber olabilir. Peki ama, ABD'deki Kadın Sağlık İnisiyatifi'nin raporu ne olacak? Yani kadınlar seks uğruna, erken ölüm riskini mi kabullenmek zorunda kalacak? Yani bir kadının ‘‘Atın ölümü arpadan olsun’’ deme imkanı var mı?
Gerçi erkeklerin ereksiyon problemini çözen Viagra da ani kalp krizi riskini beraberinde getiriyor. Ancak hormon kullanan kadınlarda ortaya çıkan kalp krizi ve göğüs kanseri riskiyle, erkeklerin girdiği risk oranı arasında dağlar kadar fark var.
Bu arada üretici firma Pfizer'ın açıklamasına göre kadınlara da Viagra veriliyor, ABD'de yaklaşık 150 bin kadın bu ilacı kullanıyor.
Doktorlar ve ilaç şirketleri cinselliğin sadece mekanik yönüyle ilgilendiği için, kadınların da birer hapla cinsel yaşamına devam edebileceğini varsayıyorlar. Hiç kimse cinselliğin ruhsal yönüyle ilgilenmiyor. Hormonlar da cinselliğin sadece mekanik yönüne hitap ediyor. Aksi takdirde 40 yıldır hormon kullanan kadınların tamamı birer seks canavarı olurdu.
HORMON İSTEKSİZ YAPAR
İşte bu noktada İngiltere'de yapılan ve yine tamamen farklı sonuçlar içeren araştırma devreye giriyor. Geçen haziran ayında yayınlanan bu çalışmaya göre de hormon tedavisi gören kadınlarda migren, cinsel isteksizlik, şişmanlama, göğüslerde aşırı hassasiyet ve depresyon gibi yan etkiler ortaya çıkıyor. Yani Avustralya'daki araştırmacılar cinsel isteksizliğe karşı hormon önerirken, İngilizler ‘‘Hormon cinsel isteksizliğe yol açıyor’’ diyor!
Bir başka tartışmalı konu da düşük libidoya karşı testosteron kullanımı. Birçok orta yaşta kadın aktif bir cinsel yaşam için testosteron ve androjen salgılayan flasterlere başvuruyor. Ancak şöyle bir sorun var: Bütün kadınlar doğal olarak testosteron salgılıyor. Menopoz öncesinde östrojen hormonu, erkeklik hormonu olan testosteronu dengeliyor. Menopoz sonrasında ise yeterli östrojen salgılanmadığı için denge unsuru ortadan kalkmış oluyor ve testosteron hormonu sesin kalınlaşmasına, nadiren de yüz ve göğüste kıllar çıkmasına neden oluyor. Bu erkeksi gidişin geri dönüşü de yok üstelik. Üstüne üstlük bazı kadınlar testosteron yüzünden kilo alıyor.
Yani bu şartlar altında kadının libidosu artsa bile, erkeklerin şişman ve bıyıklı bir orta yaşlı kadın karşısında libido bulması biraz zor görünüyor.
Menopoz savaşçısından öneriler,
ABD'de her konuda akıl fikir veren kadın yazarlar vardır ya. Trisha Posner de onlardan biri. ‘‘Bu Annenizin Menopozu Değil’’ adlı kitabında, menopoza girdikten sonra doktorunun tüm ısrarına karşın, ailesinde meme kanserine yakalananlar olduğu için hormon kullanmayı reddettiğini anlatıyor. 48 yaşında menopoza girdikten sonra kendi yöntemleri sayesinde şu anda gayet kaslı ve kemikli, yağsız, zinde ve cinsel yönden istekli olduğunu anlatıyor. Posner'in reçetesinde hormon yerine şunlar var: Ekstra magnezyum, B6 vitamini, çinko. Bunlar libidoyu artırıyormuş. Sarsaparilla adlı bitki de testosteronun doğal üretimini sağlıyormuş.