Türk’ün hayal gücü, siyonist komplo teorileri üretmekte Ortadoğulular ile yarışmaya başladı. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi’ne yol açan "sekiz" bacaklı kenelerin Gerede’ye İsrailli kadın ajanlar tarafından getirildiği iddiası, Arap kökenli komplo teorileri kadar sofistike.
İsrail’in, Mısırlı erkekleri kısırlaştırmak için radyasyon yayan nükleer kemerler sattığı; ya da Filistinli kadınları azdırmak için afrodizyaklı çikletleri piyasaya yaydığı söylentileriyle rahatlıkla yarışabilir.
Geçen yıl hayata veda eden mizah yazarı Efraim Kişon’un meşhur listesinden birkaç alıntı; "İsrail, Irak’tan füze, Lübnan’dan bomba, Gazze’den intihar saldırıları ve Suriye’den roketler yemesine rağmen, üç odalı bir dairenin, Paris’teki bir daireden daha pahalı olduğu tek ülke...
O, saygıdeğer bakanın gömleğinin üst düğmelerini açarak dolaştığı ama yanında takım elbise giyen kişinin şoför olduğu tek ülke...
O, uçan roketler için yazılımı kolayca bulabileceğiniz, ama çamaşır makineniz bozulduğunda 1 hafta tamiri için beklediğiniz tek ülke...
O, yeni bir kızla tanıştığınızda ilk olarak orduda nerede görev yaptığını sorduğunuz ve buna göre sizden daha mı savaşçı olup olmadığını değerlendirdiğiniz tek ülke...
Bu listeye şunu da eklemek gerekiyor:
O, hakkında en fazla komplo teorisi yazılan ülke...
Ortadoğu, İsrail’e dair şer söylenceleri bakımından çok zengin. İsrail’in Araplara karşı gizli tezgahları saymakla bitmez. Mısırlı’nın soyu kurusun diye, erkeklerin belden aşağısına radyasyon yayan nükleer kemerlerden tutun da, Gazze’deki Filistinli gençlere AIDS virüsü bulaştırmaya kadar her dedikodu mevcut.
ŞER DEDİKODULARINDA TÜRKİYE DE İDDİALI
Şimdi Türkiye’de de, İsrail kökenli komplo teorileri üretmekte Ortadoğu ülkeleriyle bir yarış hali hakim.
Sözü şu sekiz bacaklı kene meselesine getirmeye çalışıyorum. Türkiye’de 21 kişinin ölümüne yol açan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığının kaynağını oluşturan sekiz bacaklı kenelere.
İddiaya göre, bu sekiz bacaklı keneler, turist kisvesi altındaki İsrailli kadınlar tarafından Bolu’nun Gerede ilçesine getirilmiş bulunuyor.
Saadet Partisi Bolu İl Başkanı Abdullah Uzun, her hafta salı geceleri 15-20 araçla Esentepe bölgesine gelen, tek tip elbise giymiş 40-50 kişilik İsrailli kadın gruplarının, kene vakalarıyla yakın bağı olabileceğini ileri sürüyor. Biyolojik saldırı ihtimali nedeniyle Sağlık Bakanlığı’ndan araştırma yapılmasını istiyor. Partinin yayın organı Milli Gazete de "Bunlar Mossad ajanı mı?" diye sür manşet atıyor.
GEREDE’DE İŞGAL İÇİN İNTİBAK EĞİTİMİ Mİ
Bölgede kamp kuran kadın gruplarının "esrarengiz" ziyaretleri, İsrail Dışişleri Bakanı Tzipi Livni’nin Türkiye’ye gelmesinden sonra başlıyor. Saadet Partili Uzun, bu grupların bölgeye hangi amaçla geldiklerini ve yetkililerin bu kişilere neye dayanarak izin verdiğini de öğrenmek istiyor ve şu soruları yöneltiyor:
"İsrail’deki çöl şartlarına uyumlu olan kişiler Büyük Ortadoğu Planı gereği işgal ettikleri ve edecekleri diğer İslam ülkelerindeki dağlık ve yeşillik arazi şartlarına intibak eğitimi mi yapıyorlar? Bu kafileler neden şehir merkezlerini ziyaret edip camilerin fotoğraflarını çekmiyor ve Esentepe’de yıldızlı otel olduğu halde, neden çadırlarda kalıyorlar?"
Saadet Partililer bu soruyu çok mantıklı buluyor olabilir ama, İsrail’e çöl şartlarının hakim olduğunu söylemek zor. İşgal için intibak eğitimi yapabilecekleri dere kenarlı, yeşillikli araziler kendi memleketlerinde de mevcut. Bunun için Türkiye’ye gelmelerine gerek yok.
Abdullah Uzun, Esentepe’de kene ısırığı kaynaklı bir ölüm vakası meydana geldiğini belirtip şu meseleye dikkat çekiyor: "Gerede ilçemizde bulunan keneler altı ayaklı ve zehirsizdir. Fakat bu kene sekiz ayaklı ve zehirlidir. Acaba ilimizde türü olmayan sekiz ayaklı zehirli keneler havadan mı Gerede’ye gelmiştir?"
URFA’DA DOĞURUYORLAR NASIL DA FOS ÇIKMIŞTI
Uzun, çok esrarlı bir noktaya parmak basıyor gibi görünse de, kene literatürünü araştırınca, bu hayvanların zaten sekiz bacaklı olduğunu öğreniyorsunuz. Örümcek (arachnida) familyasına ait eklembacaklı bu canlıların larvası altı bacaklı, nimfe ve ergin hali de sekiz bacaklı oluyor. Yani her kene eninde sonunda sekiz bacağa kavuşuyor. Ve kenelerin, altı bacaklı böcek familyasıyla bir ilişkisi bulunmuyor.
İki yıl önceki Şanlıurfa hikayesini hatırlarsınız; İsrailli kadınların kitleler halinde Şanlıurfa’ya gelip İtalyan Hastanesi’nde doğum yaptıklarına dair haberler yayılmıştı. Bu haberlerin kaynağı ise Büyük Birlik Partisi’ydi. GAP topraklarını ele geçirme planı çerçevesinde İsrailliler hem buralardan toprak alıyordu, hem de kadınlar gelip çocuklarını doğuruyordu. Doğum belgelerinde "Türkiye-Şanlıurfa" yazan bu çocuklar ileride gelip arazilerine konacaklardı. Ancak sonra ortaya çıktı ki, ortada ne İtalyan hastanesi vardı, ne yabancılar tarafından satın alınmış topraklar, ne de İsrailli bebeklere verilmiş doğum belgeleri.
Şanlıurfa’da bir İtalyan hastanesi bulunmadığı gibi İsrail tarafından biyolojik silah olarak geliştirilmiş özel bir sekiz bacaklı kene türü de bulunmuyor.
Saadet Partili Uzun’un şüphelendiği kadın turistler de İsrail firması Geographical Tours ve Türkiye’den Pastoral Turizm Equinox Travel şirketinin, Gerede-Safranbolu-Amasra-Cide-Pınarbaşı-Ilgaz güzergahında arazi araçlarıyla düzenlediği "Queen Of The Black Sea" isimli yarışmanın katılımcıları. Araç kullanma, takım oyunu ve yön bulma becerilerine yönelik bir macera yani.
HORMONLU ÇİKLET FUHUŞ VE SATANİZM
Ortadoğu’ya hakim olan siyonist komplo teorilerinin çoğu, bağımsız araştırmalarda sahte bir belge olduğu kanıtlanan "Sion Bilgeleri Protokolleri"ne dayanıyor. Yahudilerin, Darwinizm’den Marksizm’e, pornografiden beyin yıkamaya, savaş ve ekonomik kriz çıkarmaya kadar her türlü aracı kullanarak dünyayı ele geçirme planının kanıtı olarak 20. yüzyılın başlarında yayılmaya başlayan bu belge aslında Çarlık Rusyası gizli polisinin komplosuydu ve Bolşevik hareketi içindeki faaliyetlerinden ötürü Yahudilerin katline zemin hazırlamayı amaçlıyordu. Ancak zaman içinde Sion Protokolleri birçok dile çevrildi, Hitler tarafından Yahudi soykırımını meşrulaştırmak için kullanıldı, bizzat bir komplo ürünü olan Protokoller, siyonist komplo için referans oldu.
Sion Protokolleri halen birçok ülkede satılıyor ama, Ortadoğu’da bestseller listelerinde. Filistin’de iktidara gelen HAMAS örgütünün kuruluş bildirgesinin 32 maddesi de "Siyonistler, Protokollere göre masonik örgütlenmeler aracılığıyla Nil’den Fırat Nehri’ne kadar yayılmayı amaçlıyorlar" diyor.
Sion Protokolleri birçok Arap ülkesinde ders olarak okutuluyor ve İsrail’in dünyayı ele geçirme planının parçaları olan komplo teorileri üredikçe ürüyor. Bu komplo teorileri özellikle, Arap-Yahudi uzlaşmasının temellerini atan Mısır’da yoğunlaşıyor. Arap dünyasındaki her türlü müsibetten sorumlu olan İsrail, AIDS virüsü dahil çeşitli ölümcül hastalıkları ve fuhuşu yayıyor, Arap gençlerini uyuşturucuya ve satanizme sürüklüyor.
Geçtiğimiz yıllarda Mısır’da yayınlanan gazetelerin tamamı İsrail’in zehirli sebze-meyve ihraç ettiğini, kanserojen gıdalar yüzünden lösemi vakalarının arttığını; Filistinli kadınları baştan çıkarmak için hormon enjekte edilmiş çikletleri piyasaya yaydığını, Müslüman ve Hıristiyan çocukları kaçırıp bunların kanlarını ayinlerde kullandığını yazdılar. İran’ın Seher 1 Televizyonu "Zehra’nın Mavi Gözleri" adlı belgesel dizisinde İsrail’in Filistinli çocukların gözlerini ameliyatla aldığını da iddia etti.
Mısır kaynaklı söylentilere göre Filistin’de ele geçirilen afrodizyaklı çikletlere Kahire’deki bir laboravutarda yapılan testler sonucunda yoğun miktarda projesteron hormonu tespit edildi. Bu hormon kadınları azdırıyor ve hamileliği önlüyordu. Filistin yönetimi sadece El Halil’de 200 ton çiklete el koydu. Washington Post’un haberine göre İsrail’deki İbrani Üniversitesi’nden bir uzman da bu çikletleri analiz etmiş ve negatif sonuç almıştı. Ancak Filistinliler hormonlu çikletlerin varlığına inanmaya devam ediyordu. Gazete bir Filistinli’nin şu görüşünü de aktarıyordu:
"Mars’a uzay aracı göndermek mümkün olduğuna göre cinsel hormonlu çiklet imal etmek de mümkündür. Ne de olsa savaştayız..."
İran ve Arap dünyasında komplo teorilerinin top 5’i
1- Amerikalı askerler Iraklıların organlarını çalıyor. Suudi, Suriye ve İran basınında yer alan haberlere göre çeşitli organları alınmış on binlerce ceset bulundu. ABD, böbrek başına 40 dolar alıyor, tek gözün fiyatı da 25 dolar. (Aynı tema, Kurtlar Vadisi Irak filminde de vardı.)
2- Filistin lideri Yaser Arafat’ı İsrail öldürdü. Ariel Şaron, aşçılarını satın alarak Arafat’ı zehirledi.
3- Yahudiler, Kuran’ı değiştiriyor. Kuveyt’te yayınlanan Arab Times gazetesine göre Yahudiler, gerçekleri gizlemek için Kuran’daki bazı ayetleri değiştirip, bazılarını tamamen çıkararak piyasaya sürüyor.
4- Beslan katliamını Yahudiler yaptı. Ortadoğu’daki birçok yayın organı, Beslan okul katliamının ardında Çeçenlerin değil, İsrail’in bulunduğunu iddia ediyor.
5- İsrailli astronot İlan Ramon, Irak’la ilgili uzaydan bilgi toplamak ve Saddam’ın biyolojik silahlarına karşı yeni yöntemler geliştirmek üzere Columbia ekibine katılmıştı. Sonra İsrail ve Amerika, dikkatleri Ortadoğu’dan uzaklaştırmak için uzay mekiğini patlattılar.