Mendilci kızı hatırlarsınız. Adı Leyla, yaşı 10'du. Ailesi mendil sattırıyordu.
Beylikdüzü McDonald's yöneticileri de müşterileri rahatsız ediyor diye derin dondurucuya kapatmışlardı. Leyla'nın davası hálá devam ediyor. Şimdi ABD'de de bir McDonald's şubesinin yöneticileri aleyhinde, bir genç kızı cezalandırma yöntemi yüzünden dava açıldı. Hırsızlıkla suçlanıp çırılçıplak soyularak koşmaya zorlanan genç kız, sadece yöneticileri dava etmekle kalmadı, McDonald's şirketini de mahkemeye verdi. Çünkü telefonla gelen hırsızlık ihbarı asılsızdı ve aynı ihbar sonucu birçok şubede çalışan genç kızlar tepeden tırnağa aranmış, şirket hiçbir önlem almamıştı.
GENÇ kız o gün 18 yaşına başmıştı. Hayatındaki ilk işinin ilk günü, ilk günün ilk saatiydi.
‘‘Bizimle çalışıp kariyer yapmak ister misiniz?’’
Çekici bir ilandı. Ancak McDonald's kariyeri o ilk saatle birlikte sona erdi. McDonald's bölge temsilcisi olduğunu söyleyen biri tarafından gelen ihbar telefonu, onu küçük bir kızın bozuk para cüzdanını çalmakla suçluyordu. Lokanta yöneticileri derhal harekete geçti. Önce üzerini yoklayarak aradılar, sonra arabasını aradılar, sonra da kızı tepeden tırnağa soyarak aradılar. Üzerinde cüzdan yoktu.
Biri kadın, diğeri erkek iki yönetici hızlarını alamamışlardı. Kızın onurunu biraz daha çiğneyeceklerdi.
Öyle çırılçıplak kızın önlerinde koşmasını istediler. İşkence iki saat sürdü. Üstelik manzara dışarıdan görünüyordu. Drive-in penceresinin önünden gelip geçenlerin görebileceği bir pozisyondaydılar.
Olay geçen 29 Mayıs'ta Utah eyaletinin Roosevelt kentinde meydana gelmiş ama, kimseler duymamıştı. Genç kızın açtığı davanın geçenlerde yapılan ön duruşması üzerine olay basına da yansıdı. Yerel The Salt Lake Tribune gazetesinin haberine göre dava dosyasında kızın adı ‘‘Jane Doe’’ şeklinde geçiyordu. Yani ismi saklı tutulan, ya da bilincini kaybetmiş şekilde hastanelere düşen ve kimliği bilinemeyen kişilere verilen genel isimle anılıyordu. İki saatlik işkence sahnesi, dosyada etraflıca anlatılıyordu. O iki yönetici, kızdan erotik pozlar vermesini istemiş, lokantanın ofis bölümünde koşturmuşlardı.
Genç kız insanlık onuruna aykırı bu muamele yüzünden geçirdiği travma sonucu psikolojik yardım almaya başlamış ve evliliği de suya düşmüştü. O cezanın doğurduğu bu sonuçlar nedeniyle iki yöneticiyle McDonald's kurumuna dokuz ayrı suç isnat ediliyordu. Bireysel özgürlüklere saldırı, zorla alıkoyma, iftira, mahremiyete tecavüz vs. Davacı avukatları hapis ve para cezası talebinde bulunuyordu.
Dava dosyasında önemli bir nokta daha vardı. Cüzdan çalındığı şeklindeki ihbar asılsızdı. Başka McDonald's şubelerine de benzer telefonlar gelmiş ve lokantada çalışan genç kızlar tepeden tırnağa aranmışlardı. Avukata göre şirketin bu asılsız ihbarlara karşı önlem almaması olacak iş değildi.
The Salt Lake Tribune gazetesi, McDonald's ile mahkemeye verilen şube yöneticilerinin avukatlarından görüş almak istediyse de, karşı taraf soruları yanıtsız bıraktı ve ‘‘Söz artık yargıda’’ dedi.
DAVA FARKI
Şimdi gelelim bizim Beylikdüzü davasına. Amerikalı Jane Doe'nun iki saat psikolojik işkence görmesine karşılık bizim Leyla da iki saat içeride tutulmuştu. Bu iki saatin ne kadarı derin dondurucuda geçti, bilemiyorum.
Ailesi tarafından mendil sattırılan Leyla hayati tehlike atlattığı halde - kendinden geçmiş bir halde bulunmuştu - mahkeme heyeti, öldürme kastı bulunmadığına karar verdi. Mahkemeye göre sanık konumundaki bölüm müdürü ve 17 yaşındaki garson sadece kızı korkutmayı amaçlamışlardı. Böylece sanıklar tahliye edildi. Ayrıca hürriyeti tahdit de söz konusu değildi. Kızın derin dondurucuya atılması ‘‘hürriyeti tehdit’’ten ibaretti. Bu da TCK'nın 188. maddesi uyarınca sanıkların 1-2 yıl hapis cezasına çarptırılmasını öngörüyordu. Oysa savcılık, sanıklara, hürriyeti sınırlandırmak suçundan beş yıla kadar ağır hapis cezası verilmesini istiyordu.
Son duruşma geçen eylül ayındaydı ve ileri bir tarihe ertelendi.
Amerikalı Jane Doe, yöneticilerin insafsız cezalandırma yöntemi yüzünden çiğnenen onurunun hesabını soruyor. Avukatların verdiği bilgiye göre bu tür tepeden tırnağa soyarak yapılan aramalar yüzünden açılan davalarda sanıklar 800 bin dolara kadar varan para cezalarına çarptırılıyor. Bu olayda da davacı taraf jürili mahkeme istediği için muhtemelen benzer bir karar çıkacak.
Acaba Amerikalı Jane Doe derin dondurucuya kapatılsa, hayati tehlike atlatsa, McDonald's'ın başına neler gelirdi çok merak ediyorum.