Şu ünlü Buz Adam, ya da diğer adıyla Ötzi lanetli olabilir mi? 1991 yılında Alpler’de bulunduğu günden bu yana Ötzi’yle çok yakın temasa giren dört kişi beklenmedik şekilde öldü. Üçü kaza sonucu, biri de beyin tümöründen.
Üzerindeki kan lekelerinden dört kişi tarafından öldürüldüğü tespit edilen mumya, dört can almış olabilir mi? Bilim dergisi Science bile, Ötzi’yi bulan Helmut Simon’un geçen yıl aynı Ötzi gibi karlı dağlarda ölümle buluşması için ‘aynı kadere mahkum oldu’ diye yazıyor. Alman basınında, Ötzi’nin Karındeşen Jack ya da Charles Manson gibi tarihin ünlü katilleriyle yarışa girdiği tahmininde bulunanlar da var. Ötzi’yle ilişkisi bulunan diğer bilimadamları ise gülüp geçiyor: ‘Aradan o kadar zaman geçti, ölen de olur kalan da.’
Ötzi için ‘O Orta Asya’dan Avrupa’ya gelen ilk Türklerden’ diyenler olmuştu. Avusturyalı bir profesör ki, kendisi mumyayı inceleyen ekiptendi, aynen böyle demişti: ‘Öleli 4-5 bin sene kadar olmuş. Bence ilk Türklerden. Vücudundaki dövmeler, aynı Türk yazıtlarındaki şekiller gibi. Muhtemelen bir Şaman. Ayrıca iğdiş edilmiş. Alp yöresinde böyle bir adet yoktur.’
Prof. Erich Feigel’in bu tahminde bulunduğu günlerde Avusturya ile İtalya arasında, mumya senin mi benim mi tartışması hüküm sürüyordu. Buz Adam, Avusturya’nın Tirol Eyaleti’ndeki Ötz Vadisi’nde bulunmuştu ama, İtalya ceset üzerinde hak iddia ediyordu. Çünkü iki ülke arasındaki B35 no’lu sınır taşı unutulmuştu, dolayısıyla mumya aslında İtalya’ya bağlı Güney Tirol’de bulunmuş oluyordu. Böylece dönemin İtalya Başbakanı Giulio Andreotti cesedin iadesini resmen istedi. Derken Güney Tirol egemenliğini ilan edip iki devlete karşı tavır aldı: ‘Buz Adam bizimdir’. Güney ve Kuzey Tirol yönetimleri arasında yapılan görüşmeler sonucu, mumyanın üç yıl süreyle Avusturya’daki Innsbruck Üniversitesi tarafından incelenmesi kararlaştırıldı.
ADLİ TIPÇININ ÖLÜMÜ
Böylece ölümler zinciri de başladı. İlk kurbanımız olan Innsbruck Üniversitesi Adli Tıp Kürsüsü Şefi Prof. Dr. Rainer Henn, Ötzi’yle ilk kez 23 Eylül 1991 günü, yani mumyanın eriyen buzulda bulunmasından dört gün sonra karşılaşıyor. TV kameraları önünde müthiş bir iddiada bulunuyor: ‘Bu adam öleli uzun zaman olmuş ama burada ölmemiş. Şakacı biri getirip buraya bırakmış olmalı.’
Ve Prof. Dr. Henn, 25 Haziran 1992’de Buz Adam konferanslarından birine giderken trafik kazasında can veriyor.
Henn’in iki argümanı vardı: 1- Mumyanın buzullar arasında binlerce yıl kalmış olması mümkün değil, çünkü buzların çözülüp parçalanması sürecinde aşınıp tahrip olması gerekirdi, ya da yabani hayvanlara yem olurdu. 2- Mumyanın yanında bulunan aletlerin ona ait olması imkansız. Çünkü adam Taş Devri’nden, alet ise Tunç Devri’nden kalma yüksek teknoloji ürünü bir bakır balta. REHBERİN ÖLÜMÜ
Böylece şüpheler, Everest’te Kar Adam Yeti’nin peşine düşmesiyle ünlü dağcı Reinhold Messner’e yöneliyor. Messner’in olayla ilgisi şöyle: Güney Tirol’de bir şatoda yaşayan Messner, kuzeyi ve güneyiyle Tirol bölgesini anlatan bir kitap yazmak üzere uzun bir yolculuğa çıkıyor. Derken 22 Eylül 1991 günü, Güney Tirol’de yayınlanan Alto Adige gazetesi haberi patlatıyor: ‘Reinhold Messner buzlar arasında tarih öncesinden kalma bir savaşçı buldu.’
Daha sonra ‘Ötz Vadisi Sahtekarlığı’ adlı bir kitaba konu olacak bu keşif yığınla soru işareti yaratıyor. Bir kere, bulunan cesedin tarih öncesinden kaldığını kim nereden biliyor? Cesedin belden aşağısı gömülü olduğu halde Messner, nasıl oluyor da gazeteye açıklamasında mumyanın ayakkabılarını tarif edebiliyor? Çünkü ceset gazete yayınlandıktan sonra çıkarılıyor. Ayrıca 19 Eylül günü mumyayı ilk gören kişi olan Alman dağcı Helmut Simon, neden hemen yanıbaşındaki savaş aletlerini fark edemiyor? Bu veriler, mumyanın Messner tarafından o bölgeye yerleştirildiği şüphesine yol açıyor.
Ve şimdi çok alakasız bir noktaya geliyoruz. Messner’in müthiş keşfi sırasında yanında bulunan, Ötzi’nin yüzünü karlar arasından çıkaran dağ rehberi Kurt Fritz, 1993 yılında çığ altında kalarak can veriyor.
HABERCİNİN ÖLÜMÜ
Ötzi, 1997 yılında Güney Tirol’ün Bolzano kentine nakledilip müzesine yerleştiriliyor ve aradan yıllar geçiyor. Avusturya Televizyonu ORF’nin muhabiri Rainer Hölzl 1 Haziran 2004 günü beyin tümörü yüzünden bu dünyaya veda ediyor. Hölzl, Ötzi’nin belgeselini çeken kişi. Yani, Ötzi’nin gün ışığına çıkarılmasına katkıda bulunanlardan biri. Avusturya basını, onun da mumyanın lanetine uğradığını yazıyor. KAŞİFİN ÖLÜMÜ
Burada filmi başa sarıyor ve 19 Eylül 1991 gününe geri gidiyoruz. Helmut Simon adlı Alman dağcı eşi Erika Simon ile birlikte Avusturya Alpleri’ndeki Similaun buzulunda yürüyüş yaparken Ötzi’yi bulan ilk kişi oluyor. 67 yaşındaki Helmut Simon geçen yılın ekim ayında yine Avusturya Alpleri’nde tek başına çıktığı gezide kaybolduktan bir hafta sonra 100 metreden düşerek ölmüş vaziyette bulunuyor.
Ve ünlü dağcı Reinhold Messner, Bolzano’da basının karşısına çıkarak şöyle diyor: ‘Bu mumyayla ilgisi olan çok sayıda insan tuhaf şekilde can verdi. Tabii bunlar birer tesadüften ibaret. Ama, doğrusu ben de korkmuyor değilim.’
Ölümlerle ilgili kent efsanesi yayıldıkça müzenin ziyaretçileri muhtemelen artacak. Ötzi’nin İtalya’ya iade edilmesine kadar kimselerin uğramadığı Bolzano kentine halen yılda 250 bin kişi akın ediyor. Otel, lokanta ve hatıra eşyası satan dükkanlar da yılda 4 milyon Euro kazanıyor.
Şimdi Helmut Simon’un Ötzi’yi bulan kişi olarak başlattığı tazminat mücadelesini eşi Erika Simon sürdürüyor. Çünkü, Güney Tirol’ün önerdiği 50 bin Euro’luk ödülü çok ucuz buluyor.