Bilim farelerin hizmetinde... Bu cümlenin kesinlikle bilimsellik iddiası yok.
Hatta tam tersi, farelere hizmet bir yana, hayvanların bilim adına genetik oyunlarla şekilden şekile sokulduğunu biliyoruz. Her hafta, genetik mutasyona uğramış yüzlerce deney faresi çıkıyor piyasaya. Araştırmacılar ‘‘Farelerde şu hastalığı iyileştirdik’’ diye açıklama yaptıkça bizim aramızda da şöyle bir espri gelişti: ‘‘Yine fareleri iyileştirmişler...’’
Yaklaşık dört yıl önce Amerikalı doktor Judah Folkman'ın Time dergisinde yayınlanan sözleri şaka gibi gelmişti; ‘‘Eğer kansere yakalandıysanız ve aynı zamanda bir fareyseniz sizi iyileştirebilirim...’’
Angiostatin ve Endostatin adlı iki ilacın birlikte kullanımı sonucu kanserli tümörlerdeki büyümenin durdurulduğu haberi Amerikan basınında bomba gibi patlamıştı. Bütün bilim dünyası Dr.Judah Folkman'ın geliştirdiği yöntemi konuşuyordu. Şöyle bir izlenim oluşmuştu: Bugün fareleri iyileştirdiler, yarın da bizi iyileştirecekler. Ancak koparılan gürültünün boşuna olduğu anlaşıldı. Dr. Folkman, yöntemin insanlar üzerinde on yıldan önce denenmesinin mümkün olmadığını söylüyordu. Yani sadece fareleri iyileştirebiliyorlardı.
Bugün hala, aramızda sadece 300 genlik fark bulunan fareleri iyileştirebiliyorlar. Daha doğrusu önce hasta edip sonra iyileştiriyorlar. Dünyanın ilk deney faresi 1921 yılında William Castle tarafından geliştirilen ve kanser tümörü taşıyan bir hayvandı. İşte o tarihten bu yana genetik müdahaleyle kel, kör, topal, pembe gözlü, obez, yuvarlak, dört köşe, bücür kulaklı, Alzheimerli vs fareler yetiştirip sonra başarılı bir şekilde tedavi ediyorlar. Obeziteden diyabete, kellikten körlüğe, Parkinson'dan lösemiye, farelerin her derdine çare bulunuyor.
Ancak insanlar üzerinde şöyle kitlesel başarıyla sonuçlanmış bir deney söz konusu değil. ‘‘Fareyi iyileştirdik’’ haberleri genelde şu cümleyle son buluyor: ‘‘Gelecekte insanların tedavisi yolunda büyük umut doğdu.’’
ZAYIF FARELER
Örnek olarak Alzheimer aşısını alalım. İrlanda şirketi Elan'ın fareler üzerinde denedikten sonra geliştirdiği Alzheimer aşısı AN-1792'nin insanlar üzerindeki klinik deneyleri tam bir fiyaskoya yol açınca, testler geçen ay durduruldu. Çünkü Fransa'daki 97 hastadan 12'sinde beyin iltihabı meydana geldi.
Araştırmacılar fare körlüğünün çaresini de buldular. Bu büyük tıbbi atılım, İngiltere'deki Sheffield Üniversitesi'nde gerçekleştirildi. Yaşlılıktan kaynaklanan ve retinadaki makula hücrelerinin ölümü sonucu ortaya çıkan bu körlük, yabancı bir dokudan alınan hücreler nakledilerek giderildi. 60 yaşını geçen her sekiz kişiden biri bu görme bozukluğuna yakalanıyor.
Farelerin Parkinson sorunu da giderildi. Wisconsin-Madison Üniversitesi'ndeki bilimadamları, insan embriyosundan alınan kök hücreyi fare beynine nakledip, ölen hücrelerin yerine yenilerinin gelişmesini sağladılar. Böylelikle ‘‘gelecekte’’ Parkinson ve diğer beyin hastalıklarının tedavisi yolunda ‘‘umut’’ doğdu. Aynı araştırmacılar daha önce de kök hücrelerin kan hücrelerine dönüşmesini sağlamış ve löseminin tedavisi için ‘‘umut’’ doğduğunu söylemişlerdi.
Bugün şişmanlıktan musdarip milyonlarca insan var ve yakın gelecekte zayıflamaları da mümkün görünmüyor. Çünkü sadece şişman fareler zayıflıyor. Johns Hopkins Üniversitesi'ndeki araştırmacılar C75 adı verilen bir ilaç sayesinde farelerin iştahını yüzde 90 oranında kesmeyi başardılar. Bu ilacın da piyasaya çıkmasına, obez iştahlarının kesilmesine daha yıllar var.
İNSANLA olan genetik benzerliğinden ve çok çabuk üreyip gelişmesinden ötürü insan hastalıklarıyla ilgili genetik araştırmaların büyük çoğunluğunda fareler kullanılıyor. Genome Projesi çerçevesinde genetik haritası çıkarılan farelerle insanların genleri yüzde 85-95 oranında özdeş. Böbreklerimiz, kalplerimiz birbirine çok benziyor. Embriyolarımız aynı şekilde gelişiyor. Davranışlarımızda da benzerlikler var.
Altı hafta içinde cinsel olgunluğa erişip, ortalama 2.6 yıl yaşıyorlar. Bir yıl içinde üç nesil çıkardıklarından deneyler için birebirler. Genetik olarak çok çabuk yeni biçimler alabiliyorlar. Ve önemli bir mülk durumundalar. Çoğu ABD'de olmak üzere her yıl 25 milyon deney faresi üretiliyor. Bunların yarattığı toplam piyasa değeri 150 milyon dolar. En pahalılarından biri de, genetik müdahaleyle Alzheimer geliştiren 'TG2576' kod adlı fare. Bir tekinin fiyatı yaklaşık 500 bin dolar.
FARE FABRİKASI
ABD'deki Jackson Laboratuvarı fare pazarlayan en büyük kurumlardan biri. Özellikle Alzheimer araştırmalarında uzmanlaşan bu kuruluş toplam 56 ülkeye bir yıl içinde yarım milyon fare satıyor. Laboratuvarın yıllık geliri 22.9 milyon dolar cıvarında. Tabii sadece fare satışından değil.
Houston'daki Lexicon Genetics adlı firma da genetik değişime uğramış fareler alanında uzman. Merck Genome Araştırma Enstitüsü, beş yıl içinde 150 yeni fare modeli için bu firmayla 8 milyon dolarlık anlaşma yaptı. Bu kuruluş genetik olarak değişime uğramış embriyonik kök hücreler geliştirip bunları donduruyor, sonra da belirli genleri taşıyan fareler üretiyor.