Kadınların siyasete ortak olması için ille soykırım mı gerekiyor
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Yerel seçimler yaklaşıyor. Tam 4 milyon kişi, yerel yönetimlerin çeşitli kademelerine seçilecek.
Peki bunların kaçı kadın olacak? Gündelik yaşamın kalitesini belirleyen yerel politikaya kaç kadının eli değecek? Son yerel seçimde ortaya çıkan tablo vahim: 3216 belediye başkanının sadece 20'si kadın. Oran yüzde 0.6. Oysa Seyşel Adaları'ndan tutun da Avrupa Birliği ülkelerine kadar
dünyanın hiçbir yerinde böyle komik bir oran yok. Tabii kadınların birinci sınıf insandan sayılmadığı Arap ülkeleri hariç. Ulusal meclislerde de durum aynı. Türkiye, yüzde 4.4'lük kadın milletvekili oranıyla son sıralarda. Dünya birincisi ise yüzde 48.8 ile Ruanda. Hani şu sekiz yıl öncesine kadar Hutularla Tutsilerin birbirini kestiği Ruanda. Ne acıdır ki, kadınları bu düzeye getiren de o katliamların ta kendisi.
Tıp ve hukuk diploması alıyor sonra evde çocuk bakıyorlar
Geçen hafta New York Times'ın Magazine ekinde çok ilginç bir araştırma yazısı yayınlandı. Lisa Berkin imzalı bu yazıya göre, ABD'de sosyal ve siyasal alanda yer edinmek için onca mücadele veren kadınlar tam da bu mücadelenin meyvelerini toplama çağına girmişken, ansızın havlu atmaya başlamışlardı. Harvard ve Columbia'dan hukuk diploması alan genç kadınlar artık iş dünyası ya da siyasette yükselmek yerine varlıklı bir koca bulup bol çocuk sahibi olma eğilimine girmişti. Yazar Lisa Berkin'in konuştuğu kadınların pek çoğu aynı dünya görüşünü dile getiriyordu: ‘‘Güçlü ve ünlü olmak, dünyayı fethetmek istemiyorum. Kariyer başarısı, gerçek bir başarı değil. Ben anne olmak istiyorum.’’
Beyaz Saray'a kadın başkan seçilmesi için yürütülen projenin başındaki Marie Wilson da, Amerikalı kadınların son 40 yıldır iş ve siyaset dünyasına girmek için büyük mücadele verdiklerini, ancak bu eğilimin ansızın durduğunu anlatıyor. ‘‘Ülkedeki şirketlerin yarısını kadınların yönetmesini bekliyorduk. Ama olmadı’’ diyor.
Bu yıl Berkeley Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun olan kadınların oranı yüzde 63; Harvard Hukuk'tan mezun olanların yüzde 46'sı, Columbia'dan mezun olanların ise yüzde 51'i kadın. ABD çapında tıp fakültelerini bitiren öğrencilerin yüzde 47'si de kadın.
Ancak onca hukuk diplomasına karşın hukuk bürolarına ortak olan kadınların oranı sadece yüzde 16. Şirketlerin eğitim programlarına katılan kadın ve erkeklerin yarı yarıya olmasına karşın, şirketlerde üst düzey kadın yönetici oranı da yüzde 16. Ayrıca Fortune'un en büyük 500 şirket listesinde de sadece sekiz kuruluşun kadın CEO'su bulunuyor. Siyasete gelince; Temsilciler Meclisi'nin 435 üyesi arasında topu topu 62 kadın bulunuyor ve 100 sandalyeli Senato'da da kadın sayısı 14.
Uzmanlara göre bu yeni eğilimin bir nedeni, bazı kadınların gerçekten ‘‘dünyayı yönetmek istememesi.’’ Ama diğer bir önemli neden de, kadınlara bir yandan kariyer yaparken, diğer yandan çocuk sahibi olma imkanının tanınmaması.
Birçok ülkede kadınların yerel yönetimdeki temsil oranı, ulusal parlamentolardakinden daha yüksek. Böylece kent yaşamı, kadınların ihtiyaçlarını da karşılayacak şekilde düzenlenebiliyor. Yerel yönetimler aile içi şiddete el atabiliyor, kadın sığınma evleri kuruluyor. Türkiye'de ise kadın belediye başkanlarının oranı sadece yüzde 0.6.
Orta Amerika ülkelerinde kadın belediye başkanlarının oranı hayli yüksek. Kosta Rika'da yüzde 12, Honduras'ta yüzde 9, Nikaragua'da ise yüzde 7.
Avrupa Birliği ülkelerinde seçilmiş her beş yerel yöneticiden biri kadın.
Kadınların belediye meclislerindeki temsil oranı: İsveç'te yüzde 41, Finlandiya'da yüzde 30, Danimarka'da yüzde 28, Almanya ve Hollanda'da yüzde 23, İtalya'da yüzde 22, Belçika'da yüzde 20. Türkiye'de ise sadece 1.6.
Seyşel Adaları'nda kadın yerel meclis üyelerinin oranı yüzde 54.
Fransa'da 2001 yerel seçimlerinde kadınlar 3500 nüfustan büyük kentlerde temsil oranlarını yüzde 26'dan yüzde 47'ye yükseltti. Ancak Fransa'da cinsiyet kotası uygulanıyor. Ulusal ve yerel seçimlerin bütün aday listelerinde kadınlarla erkeklerin sayısı eşit olmak zorunda.
İngiltere, İsveç, Norveç, Arjantin, Belçika gibi ülkelerde ise aday listelerinde kadın kotasını zorunlu kılan bir hüküm yok. Ancak bazı partiler kendi yönetmelikleri uyarınca kota uyguluyor.