Atina Olimpiyatları’nda en canavar rekabet kadınlar arasında yaşandı. Bizim Elvan, iki eski memleketlisinin hırsına kurban gitti. İhtiras titreşimleriyle geçen sırıkla atlama kadınlar finalinde, bu olimpiyatın tek dünya rekoru kırıldı.
Can düşmanı iki Rus atletin, İsinbayeva ve Feofanova’nın sırıkla restleşmesi belki de oyunların en heyecanlı finalini yarattı. Şimdi bu iki atlet, 5 metreyi geçip kadınlar sırıkla atlamanın Sergey Bubka’sı olmak için savaşıyor. Ancak bu hırsın arkasında paranın gücü de var. Çünkü kırdıkları her rekor için 50 bin dolar alıyorlar. İsinbayeva, rekorları santim santim kırıp, zengin olacağım diyor. Bir zamanlar aç bir jimnastikçi olan Feofanova şimdi Mercedes kullanıyor, villalarda yaşıyor.
Sinirlerimiz hiç bu kadar seri biçimde bozulmamıştı. Atina Olimpiyatları sayesinde TRT ekranında dakika başına ortalama sekiz kez ‘bayan’ lafını işittik.
Her akşam TRT3’e yapıştım ve yemin ederim ağızlarından sadece bir kez ‘kadın’ sözcüğü çıktı. O da hakaret içeriyordu. Atletizm yarışmaları sırasında şu galiz yorumda bulunuldu: ‘Bu olimpiyatlardan sonra İngiltere’de çok şey değişecek. Hiçbir başarı elde edemediler. Kelly Holmes dışında. Koskoca İngiltere bir kadının eline kaldı...’
Sanki biz atletizmde bütün altın umutlarımızı bir kadına, Elvan Abeylegesse’ye bağlamamışız gibi. Sanki heptatlonda altın madalya kazanan Carolina Kluft’u öve öve göklere çıkarmamışlar gibi. Sanki sırıkla atlama kadınlar finalini izlerken onlar da zevkten bayılmamış gibi.
JİMNASTİKÇİYKEN DÜŞMAN DEĞİLLERDİ
Sırıkla atlamada Yelena İsinbayeva ile takım arkadaşı Svetlana Feofanova arasında bir-iki sezondur devam eden dayanılmaz rekabet, olanca şiddetiyle olimpiyatlara da taşındı. İsinbayeva 4.91 m ile olimpiyatların tek dünya rekorunu kırıp altını aldı, Feofanova da gümüşü.
Atina’daki finalde gece yarısı olduğu halde 25 bin kişiyi tribünlere mıhlayan iki Rus kadın arasındaki rekabet tuhaf, altın madalya yarışından da öte bir iç savaş sanki.
İsinbayeva 22 yaşında, hali vakti yerinde Volgograd’lı bir aileden geliyor. Antrenörü Trofimov’a göre ateşli ruh hali ve savaşçı karakterini Dağıstanlı babasıyla Kazak annesinden alıyor. Kafkas kokteyli bu genetik durum patlamaya hazır bir hal yaratıyor ve spor için de biçilmiş kaftan.
Feofanova ise 24’ünde, Moskovalı. Bir zamanlar hayli yoksulluk çekmiş. Tek başına aile geçindiren annesi üç işte birden çalışıyormuş.
İki kız da jimnastikçi oluyor. Aletler üzerinde sıçrayıp zıplarken pek öyle rekabete tutuşmuyor, gayet iyi anlaşıyorlar. Ne olduysa, sırıkla atlamaya geçtikten sonra oluyor. Biri boyunu, biri de yaşını jimnastik için büyük bulduğundan bu dala geçiyorlar. İsinbayeva’ya göre şu andaki ilişkileri sadece ‘merhaba’ düzeyinde. Ancak bilenler, hiç konuşmadıklarını söylüyor. Moskova’dan turnuvalara giderken aynı uçağa binmiyorlar. Biri atlayış yaparken, diğeri bakamıyor. Başarı halinde alkış duymamak için kulaklarını tıkıyorlar.
Birbirleri hakkında ileri geri konuşuyorlar. Feofanova, ‘Yelena çok yetenekli, ancak huyu berbat. Yükseklere sıçramak önemli değil, önemli olan düzgün bir insan olmak. Onun antrenörüyle bile konuşmuyorum’ diyor.
İlk başarıları Feofanova elde ediyor, hem salon hem de stadyumda rekorlar kırıyor. Bu nedenle de Atina’da altın bekleyişi içine giriyor. Sonra bu yıl İsinbayeva fena halde atağa geçiyor. Feofanova Budapeşte’de 4.87 m. ile rekor kırdıktan sonra, rakibi İsinbayeva dereceyi 4.88 m. yapıyor. Sonra da temmuz ayında dünya rekorunu 4.90’a çıkarıyor.
Salonda ve stadyumda peynir ekmek gibi dünya rekoru kıran iki Rus atletin kapışmalarında gerilim dozu öyle yüksek oluyor ki, sırıkla atlama efsanesi Sergey Bubka bile, kadınlar arasındaki yarışın bugünlerde erkeklerinden çok daha heyecanlı olduğunu itiraf ediyor artık.
Çünkü sırıkla atlamada sekiz yıldır resmi yarışmalara katılan kadınlar kritik 5 metre eşiğine ulaşmış bulunuyor. Kadınların 5 metreyi geçmesi, erkeklerin 6 metreyi geçmesiyle aynı etkiye sahip.
Ve erkeklerin bu yüksekliğe 120 yılda ulaştığı biliniyor. Bambu kamış, alüminyum ve fiberglas sırık derken, deneye deneye beş metreyi 1963 yılında ancak bulabiliyorlar.
35 kez dünya rekoru kıran Sergey Bubka da, kadınların ancak beş metreye ulaşmaları halinde ciddiye alınabileceğini söylüyordu. Derken, kadınlar sekiz yıl içinde beş metrenin dibine geliverdiler. Hatta İsinbayeva, antrenmanda beş metreyi geçtiğini iddia ediyor. Şimdi resmi yarışmada bu dereceyi yapan, kadınlar sırıkla atlamanın Bubka’sı olacak.
HER REKORDA 50 BİN DOLAR
İki Rus atlet, sadece derece değil, taktik açısından da Bubka’yı örnek alıyor. Ukraynalı Bubka, Sovyetler Birliği döneminde kırdığı her rekor için ikramiye alıyordu. Bu yüzden de rekorlarını santim santim kırıyor ve her birini başka yarışmaya saklıyordu.
Şimdi İsinbayeva ile Feofanova da aynı yolda, ancak onların ödülü Bubka’nınki gibi rubleyle değil, dolar üzerinden ödeniyor. Grand Prix’lerdeki rekor bedeli de 50 bin dolar. Ancak Atina’daki rekora ödül yok. İsinbayeva sadece sponsoru olan ayakkabı firmasından bonus alacak ki, bu da muhtemelen 50 bin dolar civarında.
Bubka taktiğini herkes bildiğinden İsinbayeva da niyetini açık açık itiraf ediyor: ‘Kadınların 5.15 ya da 5.20 atlayabileceğine inanıyorum. Ben de Sergey Bubka olmak istiyorum ve bunu santim santim yapmayı düşünüyorum, çünkü henüz yeterince zengin değilim.’
İsinbayeva bu yıl içinde yedi kez dünya rekoru kırdı ve 5.20’ye kadar rekor kırmaya devam ederse kazancı 1.4 milyon doları bulacak.
Feofanova ise rekorlarını Bubka’dan bile daha kısa bir zaman dilimi içinde kırdığından hayli zenginlemiş durumda. Jimnastikçiyken akşamları süt içip, aç karnına yatan atlet, şimdi Mercedes sahibi. Moskova’da bir dairesi, şehir dışında da dört katlı villası var.
Bubka ile ilgili bilgiler ise şöyle: 1984-1994 arasında 17 kez stadyum rekoru kırdı ki, rekor 6.14 ile halen onun elinde. Salonda ise 18 kez rekor kırdı ve onun 6.15’i henüz geçilemedi.
Başka bir deyişle, rekoruna erişilemediği için bütün erkek sırıkçıların ekmeğiyle oynuyor, kadınlar ise 50 bin dolardan 50 bin dolara koşuyor.