Kadınlar kahve alırken neden 20 saniye daha fazla bekliyor

Amerika’da bir grup ekonomi öğrencisi, ödev hazırlamak üzere kahve dükkanlarında bir çalışma yapıyor.

Kadınlara karşı ayrımcılık yapılıp yapılmadığını tespit etmek için sekiz ayrı dükkanda müşteri akışını izliyor ve kadınların kahve servisi için erkeklere göre 20 saniye daha fazla beklediği sonucunu çıkarıyorlar. Ayrıca gençler de yaşlılara göre daha uzun süre bekliyor. Kasa ve servis elemanları erkek olduğu zaman bekleme süresi daha da artıyor. Öğrenciler bu çalışmayı yaparken, Nobel ödüllü ekonomist Gary Becker’in ekonomide cinsiyet ayrımcılığıyla ilgili teorisinden yola çıkıyor. Becker’e göre özellikle rekabet yoğun sektörlerde cinsiyet ayrımcılığı, para kaybı anlamına geliyor. Kahve zincirleri piyasasında da rekabet kızıştığına göre acaba bazıları para mı kaybedecek?

Starbucks’taki çocuklara direkt sordum. Onlar da "Evet doğru, yaşlıları hemen gönderiyoruz. Ama, güzel kızlarla oğlanlarda biraz oyalanıyoruz. Siparişi anlamamış gibi yapıyoruz" dediler. Yani biraz flört durumu mevcut.

Doğrusu bu kadar kolay cevap almayı beklemiyordum.

Amerikalı öğrencilerin araştırma sonucuna göre kahve servis süresi cinsiyet, yaş, ırk ve dış görünüşe göre değişiyormuş deyince, kestirmeden cevap verdiler. Burada da öyle yapıyorlarmış. Irk bölümü hariç. Çünkü ırk çeşitliliğiyle karşılaşmıyorlar.

Kahve dükkanlarında cinsiyet ayrımcılığını araştırma fikri, Middlebury Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nde ders veren Caitlin Knowles Myers’a ait. Myers, Nobel ödüllü ekonomist Gary Becker’in 50 yıl önce yazdığı "Ayrımcılığın Ekonomisi" ile diğer bazı çalışmalardan yola çıkarak öğrencilerine bir ödev veriyor. Boston’daki sekiz ayrı kahve dükkanını takibe alıyorlar. Öğrenciler müşteri kisvesi altında kahvelerini alıp laptoplarıyla bir kenara oturuyorlar. Müşterilerin kasada sipariş verip yan tezgahtan kahvelerini alana kadar geçen sürelere saat tutuyorlar. Ödeme kredi kartıyla mı, yoksa nakit mi yapılıyor, ona da bakıyorlar. Ortalama bekleme süresi 99.3 saniye çıkıyor.

Starbucks’taki çocuklar, bizdeki standart bekleme süresinin 3 dakika olduğunu da söylediler. Boston’da çıkan sonucun hemen hemen iki katı.

Ancak Boston’daki 99.3 saniyelik ortalamayı cinsiyet, yaş, ırk ve dış görünüşe göre ayrıştırdığınız zaman sonuçlar değişiyor. Bir kere kadınlar, erkeklere göre 20 saniye daha fazla bekliyor.

Peki bu acaba kadınların erkeklere göre daha kararsız olmasından, erkeklere göre daha oyuncaklı siparişler vermesinden mi kaynaklanıyor? Çünkü kadınlar cappucinosu, macchiatosu ve lattenin içine karameli, vanilyası derken daha komplike siparişler veriyor.

Gözlemci öğrenciler onun da hesabını tutuyor. Kadınların yüzde 75’i, erkeklerin ise yüzde 55’i süslü-püslü kahve ısmarlıyor. Ve bu kategori içinde bekleme süresindeki fark değişmiyor. Kadınlar yine erkeklere göre 20 saniye daha fazla bekliyor.

KILIKSIZLAR DA BEKLİYOR

Çalışanların cinsiyeti de bekleme süresini etkiliyor. Mesela çalışanların sadece erkek olduğu ortamda kadının tezgah başında dikilme süresi erkeklere göre 37 saniye daha uzun. Çalışanlar sadece kadın olduğu zaman ise kadınlar, erkeklere göre sadece 7 saniye daha fazla bekliyor.

Toplu sonuçlara göre kadınlar erkeklerden, siyahlar beyazlardan, gençler de yaşlılardan daha uzun süre bekliyor. Bizim Starbucks’taki çocukların yaptığı gibi yaşlıları fazla oyalanmadan postalıyor, gençlerde flört payı bırakıyorlar. Kılık kıyafeti, saçı daha bakımlı ve kaliteli olanlar da vasat görünümlü müşterilere göre daha avantajlı durumda. Demek ki, kılıksızlara da gönülsüz hizmet veriyorlar.

Ancak kadınlar, ister siyah isterse beyaz, ister şık kılıklı isterse kılıksız olsun her halükarda kahvesine daha geç kavuşuyor. Bunun nedeni tam olarak açıklanmıyor, ancak anladığım kadarıyla kızlar da erkekler de kadın müşteriyi daha incelenesi buluyor.

Bir diğer önemli mesele de bahşiş. Kadınların erkeklere göre daima daha az bahşiş verdiği bilimsel tescilli bir gerçek. Kahve dükkanlarında ise kadınların bahşiş vermesi tamamen ihtimal dışı. Bu da özellikle kalabalık saatlerde erkeklere servisi hızlandıran ve tamamen kadınların aleyhine işleyen bir durum.

PEKİ KADINLAR FARKINDA MI

Ekonomi öğrencileri şu 20 saniye farkından sayfa sayfa ödev hazırlamış, ancak tek bir kadının bile, ayrımcılık olarak sunulan o "uçurumun" farkında olduğunu sanmıyorum. Ağırdan almaları, lüzumsuz beklemeleri asla kaldıramayan biri olarak kahve alırken ayrımcılığa uğradığımı hissetmiş değilim.

İşte bu nedenle, kahvede cinsiyet ayrımcılığı, Gary Becker’in teorisi üzerine nasıl oturtulur bilemiyorum. Çünkü Becker, ticari işletmelerde rekabetin azınlıklara ve diğer gruplara yönelik ayrımcılığı ortadan kaldırdığını ileri sürüyor. Becker’a göre, kalitesiz hizmet veren, rekabet ortamında yüksek fiyat uygulayıp iyi potansiyel oluşturan bir azınlık grubu karşısında daha az kalifiye bir grubu kayıran işletme parayı sokağa atıyor demektir. Rakip sayısının fazla olduğu ortamda ırk ve cinsiyete dayalı ayrımcılık yapan bir işletme er geç kapıya kilidi vurur.

Ancak işletmenin ayrımcılığı önlemesi için, öncelikle ayrımcılığa uğrayan grubun ayrımcılığa uğradığını algılaması gerekiyor.

Dünyanın en büyük kahve zinciri Starbucks geçenlerde son mali yıl rakamlarını açıkladı. Buna göre kar yüzde 35 artmış, ancak ABD’deki müşteri sayısında şirketin açıldığı günden bu yana ilk kez yüzde 1’lik düşüş olmuş. Global müşteri artışı ise yüzde 5. Yani işler yolunda.

Kahve zincirleri arasında global rekabet yoğun. Dolayısıyla Becker teorisinin orada da geçerli olması gerekir. Ayrıca Sandra Black ve Elizabeth Brainerd adlı iki ekonomist, global ticaretteki hacmin genişlemesi sonucu birçok piyasada artan rekabet baskısı nedeniyle şirketlerin kadınlara yönelik ayrımcılığı önlemeye başladığını tespit etmiş. Ama, dediğim gibi acaba kahve müşterisi kadınlar ayrımcılığın farkında mı?

Ya da kahve dükkanını takeaway noktası değil, gün boyu oturulacak sosyal kaynaşma mekanı olarak gören bazı kadınlar, ayrımcılığın farkına varsa bile bundan şikayetçi olur mu?
Yazarın Tüm Yazıları