Paylaş
Seçim kaybeden siyasi parti liderleri derhal çekip gitsin diye Avrupalı liderleri örnek gösterip duruyoruz. Peki bizimkiler şöyle nüfuzlu bir iş bulabilirler mi diye hiç düşünmüyoruz. Biliyor musunuz, örnek gösterdiğimiz o politikacılar ya dolgun ücretli danışmanlık koltuklarına oturuyor, ya da çok saygın diplomatik misyonlar üstleniyorlar. Ama, tabii başarılı iktidar döneminden sonra...
Kimse Deniz Baykal'ın hakkını yemesin. İstifa etmekte onun kadar atik davranan tek bir sosyal demokrat lider daha yok.
Örneğin İspanya eski Başbakanı Felipe Gonzalez; 1996 ilkbaharındaki genel seçimlerde muhalefete düştükten sonra, Sosyalist Parti başkanlığını bırakması neredeyse bir yıl sürdü. Partisinin yenilenmesine imkan tanımak için 1997 yılının haziran ayında koltuğu bırakıp gitti.
Ama kimse ondan gitmesini istememişti. Tamamen sürpriz bir istifaydı. Çünkü Gonzalez 1982'de oturduğu iktidar koltuğunda kimseyi bezdirmemişti. İspanyol seçmen biraz değişiklik istemiş ve oylarını sağa kaydırmıştı, hepsi bu. Sosyalist Parti iktidarının bulaştığı skandallara rağmen Gonzalez siyaseti bıraktığı gün ‘‘karizmatik lider’’ unvanından hiçbir şey kaybetmemişti.
Ve dünya siyaset sahnesinde 14 yıl süreyle test edilmiş karizmasının meyvelerini toplamaya başladı; diplomatlığa soyundu. Avrupa Birliği'nin Yugoslavya Özel Temsilcisi olarak atanan Gonzalez'in görev süreci geçen ocak ayında bir yıl uzatıldı.
Geçen mart ayında topluca istifa eden AB Komisyonu'nun başkanlığı için de Gonzalez'in adı bir süre gündemde kaldı. Dönem Başkanı Alman Hükümeti'nde bir kesim, ancak Gonzalez kalitesinde, yüksek statülü bir şahsiyetin Avrupa bürokrasisinin başına geçebileceğini savundu. Ancak bu görev sonunda İtalya eski Başbakanı Romano Prodi'ye kaldı.
BANKA DANIŞMANI KOHL
Almanya'nın eski Başbakanı Helmut Kohl de, geçen yılın eylül ayında, aşağı yukarı Gonzalez koşullarında kaybetti seçimi. Alman Birliği'nin mimarı unvanını taşıdığı halde, değişim isteyen seçmen tarafından muhalefete gönderildi. Kohl işi fazla uzatmayıp liderlikten istifa etti.
Üst üste dört seçim kazanıp, Almanya'yı 16 yıl aralıksız yönetmiş biri kaçırılmazdı elbette. İşte bu nedenle dünyanın en büyük bankalarından Credit Suisse Kohl'ü strateji danışmanı olarak kendine bağladı; 100 bin frank maaşla. Kohl ayrıca büyük oğlu Walter'le birlikte siyaset ve strateji danışmanlık şirketi kurdu. 16 yıllık iktidar referansı bu şirkete danışmak için yeterli olacaktır herhalde.
İngiltere eski Başbakanı John Major da geçmişteki seçim başarılarına rağmen ilk yenilgide koltuğu bırakanlardan. Kohl ve Gonzalez'in karizmasına asla sahip olmayan Major da kendi çapında parlak bir işe sahip artık. Mayıs 1997'deki seçimde iktidarı İşçi Partisi Lideri Tony Blair'e kaptıran Major, Emerson Electric Company'nin Avrupa işleri danışmanı oldu. Merkezi ABD'de bulunan Emerson'un Avrupa Danışmanlık Konseyi başkanlığına atanan Major, AB mevzuatı ve Euro'ya uyum gibi konularda şirkete yol gösterecek.
Peki Almanya'nın eski Dışişleri Bakanı Klaus Kinkel'in ne yaptığını merak eden var mı? Geçen eylül seçiminde Kohl iktidarının küçük ortağı olarak seçim kaybeden Hür Demokrat Parti'nin (FDP) eski lideriydi Kinkel. Seçim yenilgisinden sonra yeni meclis döneminde FDP Kinkel'i doğruca Spor Komisyonu üyeliğine gönderdi. Çünkü kendisi balık tutmayı, kayağı, tenis oynamayı ve joggingi seviyordu.
Derken Kinkel'i de kaptılar. O şimdi artık Alman Telekom şirketinin uluslararası strateji danışmanı...
Paylaş