Hollywood bombasının müthiş icadı

Haber, Kadınlar Günü ertesinde Hürriyet'in birinci sayfasında çıktı. Kadın mucitler arasında Hollywood afetlerinden Hedy Lamarr'ın da adı geçiyordu.

Lamarr, cep telefonunun geliştirilmesinde önemli rol oynamıştı. Lamarr bu işi, Hitler ve Mussolini için silah sistemleri geliştiren ilk kocasının iş toplantılarına katılması sayesinde başarmış. ABD'ye kaçtıktan sonra, Alman denizaltılarına atılan torpillerin radyo frekanslarının kırılmasını önleyen gizli bir sistem geliştirmiş, patentini de almış. Bu icat, bugün uydu haberleşmesinin temelini oluşturuyor.


Kışkırtıcı bir güzelliğin arkasından çıkan serüvenli yaşam öyküsü o kadar şaşırtmıyor da, kadının ‘‘o güzel başını’’ icatlara yorması insanı hayretlere düşürüyor.

Kendi cinsime hakaret olduğunu biliyorum ama, Hedy Lamarr gibi haksızlık derecesinde güzel bir kadının mucit olması fikri hayret verici geliyor.

Küçükken, 1940'lardan kalma fotoğraflarına hayranlıkla baktığım Hedy Lamarr bir mucit. Ve bunu kadının artık yaşamadığı bir yüzyılda öğreniyoruz. Lamarr, 19 Ocak 2000'de 85 yaşında öldü.

Altı koca değiştiren, Ecstasy adlı filmde çıplak yüzdüğü için Amerika ve Avrupa çapında sansasyon yaratan, filmi yasaklanan, hayatındaki en önemli güdünün seks olduğunu söyleyen, İkinci Dünya Savaşı sırasında Amerikalı askerlerin poster kızı olan Lamarr, torpillerin uzaktan kumandası için farklı frekanslardan işleyen gizli bir telekomünikasyon sistemi geliştirmiş olsun! Ve bu sistem günümüzde cep telefonlarının dinlenmesini engellesin, uydu teknolojisinin, uzaktan kumanda mekanizmasının temelini oluştursun. İnanılır gibi değil.

HİTLER ELİMİ ÖPERDİ

Asıl adı, Hedy Lamarr değil, Eva Marie Kiesler. Zengin bir bankacı ailenin kızı olarak Viyana'da dünyaya geliyor. Henüz 17 yaşındayken çevirdiği filmle hemen dikkat çekiyor, ilk evliliğini Avusturya'nın önde gelen silah imalatçılarından Fritz Mandl ile yapıyor ve böylece diktatörler çevresine giriyor. Çünkü Bay Mandl sinema yıldızı değil, sadece kendisinin yıldızı olsun diye karısını hiç yanından ayırmıyor, iş toplantılarına da götürüyor. ‘‘Ecstasy and Me’’ başlığını taşıyan otobiyografisinde Lamarr, ‘‘Hitler elimi öperdi, Mussolini iskemlemi tutardı’’ diye yazıyor.

Teknik toplantılara da katılıyor, hayli mühimmat bilgisi ediniyor. Hatta bu toplantılardan birinde torpillerin radyo sinyalleriyle yönlendirilmesi fikri aklına geliyor, ancak radyo frekansının kolaylıkla tespit edilebileceğini düşünüyor.

Sonra da kocasına karşı ilgisini yitiriyor, Nazilere yapılan silah satışlarından da rahatsız oluyor. Bunun üzerine kıskanç koca evdeki uşaklara muhafızlık görevi veriyor. 1937'de, Mandl'ın seyahatte olduğu bir gün Hedy, hizmetçisinin kahvesine uyku ilacı karıştırıp, hizmetkarlardan birinin üniformasını giyiyor ve trene atladığı gibi Londra'nın yolunu tutuyor.

Orada film yapımcısı Louis B. Mayer ile tanışıyor, MGM ile haftada 500 dolarlık anlaşma imzalıyor, Hedy Lamarr adını alıyor ve ver elini Amerika. Hollywood'da Spencer Tracy ve Clark Gable gibi aktörlerle başrol paylaşıyor. Bu arada çok talihsiz bir karar alarak, Casablanca için yapılan teklifi geri çeviriyor. Eleştirmenlere bakılırsa iyi de oluyor. Çünkü Hedy Lamarr o aşırı güzelliğine karşın son derece yeteneksiz bulunuyor.

ZENGİN ERKEKLERLE EVLENDİ

Lamarr'ın, 1940 yılında Amerikalı avangard besteci George Antheil ile tanışması, uzaktan kumandalı torpil sisteminin geliştirilmesine büyük katkıda bulunuyor. İkili birlikte piyano çalarken çakan bir şimşekle, Lamarr'ın silah, Antheil'ın senkronize nota bilgisi bir araya geliyor ve icat ortaya çıkıyor.

Lamarr hep zengin erkeklerle evleniyor, iki de çocuğu oluyor. Ancak her nedense 40'lı yaşlarında parası tükeniyor. 1966'da 10 bin dolara bir rol kapıyor. Yaşlanan bir divayı canlandırması isteniyor. Derken Florida'da bir dükkandan bir çift terlik çalarken yakalanıyor. Açılan dava düşüyor ama, bu arada film teklifi de uçup gidiyor.

Oynadığı son büyük film 1949 yılında gişe rekorları kıran Samson ve Dalilah oluyor. Victor Mature'ün Samson rolünü oynadığı film ticari açıdan başarılı olsa da bir oyunculuk harikası olmadığı kesin. Yönetmen Cecil B. DeMille, film vizyona girmeden önce Groucho Marx'ı projeksiyon odasına çağırıp fikrini sorduğunda, bizim Arşak Palabıyıkyan ‘‘Bence bu film iş yapmaz’’ diyor. DeMille ‘‘Neden?’’ diye sorunca da şu yanıtı veriyor: ‘‘Çünkü roller ters olmuş. Victor Mature'ün memeleri, Hedy Lamarr'ınkilerden daha büyük.’’


Yıldızla piyanist Hitler'e karşı

Askeri teknoloji alanında çalışan mühendisler 1930'ların ortalarından beri torpillerin güdüm sistemiyle ilgili sorunu çözmeye çalışıyordu. O günlerde torpillerin hedefe isabet oranı çok düşüktü. Bir kez fırlatıldıktan sonra rotalarını korumak kolay olmuyordu. Hedefe tam isabet için çok fazla sayıda torpil atılması gerekiyordu. Torpilin radyo sinyalleriyle yönlendirilmesi mümkündü, ancak bu sefer de tek frekans üzerinden giden sinyalin yakalanması çok kolaydı.

Hedy Lamarr, Hitler'e karşı verilen savaşa katkıda bulunmak için yanıp tutuşuyordu. Müttefik denizaltılarının Hitler'in denizaltıları karşısında avantajlı konuma gelmesini istiyordu. Ve besteci George Antheil ile kafa kafaya vererek güdüm sistemi sorununu çözdü. Birlikte piyano çalarken Lamarr, çok sayıda frekans üzerinden işleyen bir güdüm sistemi fikrini ortaya attı. Daha önce Ballet Mecanique filmine, 16 piyano için farklı notalarla senkronize müzik yazan Antheil, bu deneyimden yola çıkarak, piyano üzerindeki tuşlara bağlı 88 frekanslık bir sistem geliştirdi. Sinyal tek bir frekans yerine, birinden diğerine atlayarak gidiyordu. Böylece sadece alıcı ile vericinin bildiği programın üzerindeki frekanslar arasında giden sinyalin kırılması mümkün olmuyordu.

İkili, 11 Ağustos 1942'de 2.292.387 sayılı patenti aldı. Ancak bu buluş İkinci Dünya Savaşı sırasında hiç kullanılmadı ve Lamarr ile Antheil patent hakkını 1957'de kaybettiler.
Yazarın Tüm Yazıları