ABD'de ünlü bir hayvan hakları avukatı var. Adı Steven Wise. Harvard Üniversitesi'nde hayvan hukuku dersleri veriyor ve uzun süredir şempanzelerin yasal olarak birey kabul edilmesi için mücadele ediyor.
Geçenlerde ‘‘Çizgiyi Çekmek’’ adlı yeni kitabını yayınladı. İnsan sınıfına giren hayvanlar ligini genişletmiş. Bugüne kadar sadece şempanzelere temel hak ve özgürlükler tanınmasını istiyordu. Şimdi ise yedi ayrı hayvanın daha bu kategoriye girmesini savunuyor.
NE olduysa son iki yıl içinde olmuş. Şempanzelerin azizi Steven Wise, ansızın farklı familyalara mensup hayvanları da insan gibi görmeye başlamış. Memelilerden goril, orangutan, fil, köpek, yunus, kuşlardan papağan, böceklerden de balarıları, Wise'ın lugatına göre birer insan.
En azından genetik ve anatomik yapıları, elleriyle alet kullanma becerileri açısından insanı andıran şempanzeler neyse de, balarılarının insanla ne gibi benzerliği olabilir diye düşünüyor insan.
Hukuksal teorilerini geliştirirken, primatolog ve hayvan davranışı uzmanlarıyla birlikte çalışan Wise, şempanzelere birey olma hakkı tanınmasını savunan ‘‘Kafesi Sarsmak’’ adlı kitabını iki yıl kadar önce yayınlamıştı. O kitapta şöyle diyordu:
‘‘Şempanzeler çocuklarla, doğmamış fetüsler ve zihinsel özürlülerle eşittir.Eğer bu kategorilerdeki insanların bedensel bütünlüğünü ve bedensel özgürlüğünü koruma hakkı varsa, o halde şempanzelerin de vardır. Çünkü şempanzeler de, kendi benliklerinin farkındadır, aynı insanoğlu gibi karmaşık duygulara ve ilişkilere sahiptir, işaretlerle iletişim kurabilir, matematiksel alanda sınırlı da olsa algılama gücüne sahiptir. Demek ki, onların da çocuklar, otistikler ve özürlüler gibi koruma altında, yarı özerk bireyler olma hakkı vardır.’’
BAZI HAYVANLAR DAHA EŞİTTİR
‘‘Kendi benliğinin farkında olmak.’’ Anahtar kavram bu. Wise'a göre sadece şempanzeler değil, yukarıda adı geçen yedi ayrı hayvan da kendi benliğinin farkında. Balarıları bile. Bilimsel çalışmalar bunun böyle olduğunu gösteriyor.
Biz lise kitaplarından, hayvanların kurulmuş gibi, içgüdülerine göre hareket ettiklerini öğrenmiştik. Ancak Wise'ın kitabından şunu öğreniyoruz: Zekası, nedensel düşünme yeteneği ve duyguları olan hayvanlar da vardır. Burada çok basit bir mantık önermesi devreye giriyor. Hayvanlar bu yetilere sahipse, insana benziyorlar demektir, o halde insanlar için geçerli eşitlik ilkesinden yararlanmaları gerekir.
Peki insanı insan yapan şey nedir? Wise kitabında, hukukçu ve düşünürlere dayanarak, bireyi tanımlama kriteri olarak ‘‘özerkliği’’ ortaya koyuyor. Özerkliğin hayvanlardaki versiyonuna ise ‘‘pratik özerklik’’ adını veriyor. Bir hayvanın pratik özerkliğe sahip olup olmadığını belirleyen üç aşamalı bir test var. 1- Bir şeyi istemesi; 2- Bu isteğine ulaşabilmek için kendi istenciyle hareket etmesi; 3- Bir şeyi istediğini ve onu elde etmek üzere eylemde bulunduğunu bilmesi.
Davranış uzmanları, hayvanların zihinsel aktivitesini ölçmek için, hayvanlarla çocukları kıyaslayan sayısız test yapıyor. Örneğin bir çocuk veya hayvan aynadaki görüntüsünden kendini tanıyabilir mi? Çocuklar altı aylıkken, aynadaki kişinin kendisi olduğunu biliyor. Bütün yetişkin maymunlar da bu konuda çok usta. Ancak diğer hayvanların durumu biraz karanlık.
Diğer bir temel test de nesne algısıyla ilgili. Örneğin bir çocuk veya şempanze, bir fincanın altına gizlenmiş nesnenin görünmediği halde orada olduğunu anlayabilir mi? Dört aylık çocuklar anlıyor. Araştırmalarda kullanılan Alex adlı Afrika gri papağanı da anlıyor. Peşinde olduğu cevizin yeri değiştirilse de, hangi fincanın altında olduğunu asla şaşırmıyor.
Diğer canlıların kendi bakış açıları olduğunu bilmek de önemli bir kriter. Örneğin köpekler bir insanla top fırlatma oyunu oynarken bu yeteneklerini kanıtlıyor. Köpek, topu attıktan sonra arkasını dönen insanın önüne geçerek topu yeniden önüne koyuyor. Çünkü sahibinin topu atabilmesi için önce görmesi gerektiğini biliyor.
Tabii bir de dil yeteneği var. Wise kitabında, ünlü goril Koko örneğini veriyor. Koko, işaret dilinde yaklaşık bin kelime biliyor ve bunları son derece karmaşık bir biçimde kullanıyor. 100 kadar sözcük bilen papağan Alex ise daha sofistike yetenekler geliştirmiş bir hayvan - pardon insan.
Ameliyat için veterinere bırakılan Alex sahibinin arkasından şöyle sesleniyor: ‘‘Buraya gel. Seni seviyorum. Özür dilerim. Geri dönmek istiyorum.’’
Peki bütün bu yeteneklere sahip hayvanlar hangi haklara sahip olacak? Yani köpeklere tasma takmak yasaklanacak mı? Kutu mama isteyen köpeğe kuru mama vermek yasaklanacak mı? Wise, hayvanlar için çok fazla hak talep etmenin iyi bir strateji olmadığı görüşünde. Başlangıç için, esaret altına alınmamaları, öldürülmemeleri ve acı çektirilmemelerini yeterli görüyor. Bugün hiçbir yargıcın bir köpek hakkında ‘‘Bu hayvan bir insandır’’ diye karar vermeyeceğini biliyor.