Erkekler yoksullukta ölüyor Kadınlar ise her yerde

Dünya Sağlık Örgütü'nün geçen perşembe günü yayınladığı şiddet raporundan yine bir kadınlık trajedisi çıktı.

Cinsel şiddetten cinayete varan geniş bir yelpazede kadınların dünyanın bir numaralı kurbanları olduğu bir kez daha belgelendi. Rapora göre dünyada her yıl 1.6 milyon insan şiddete kurban gidiyor. Bu ölümlerin büyük bölümü gelir düzeyi düşük ülkelerde yaşanıyor. Ancak kadınlara gelince durum değişiyor. Kadınlar, zengin-yoksul bütün ülkelerde öldürülüyor. Din ve sosyal sınıf tanımayan bir aile içi şiddet dünyayı sarmış durumda. Kadınların yüzde 40-70'i kocaları ve sevgilileri tarafından öldürülüyor. Çoğunlukla suç bile sayılmayan dayak, psikolojik zulüm ve bunları takip eden intiharlar da cabası.

Tabii kadınlar da kocalarını öldürüyor, sevgililerine kıyıyor.

Hatta gazetelerin polis-adliye sayfalarındaki ‘‘canavar kadın’’ manşetlerine bakınca onların çoğunluğu temsil ettiği bile zannedilebilir.

Ancak eşine kıyan kadın ve erkek istatistikleri arasında derin bir uçurum mevcut. Dünya Sağlık Örgütü'nün Avustralya, ABD, Kanada, İsrail ve Güney Afrika'dan topladığı datalara göre kadınların yüzde 40-70'i partnerleri tarafından öldürülüyor.

Erkek kurbanların durumu ise hayli farklı. Örneğin ABD'de 1976-1996 yılları arasında cinayete kurban giden erkeklerin sadece yüzde 4'ü eşleri, eski karıları veya kız arkadaşları tarafından öldürülmüş.

Cinsel şiddet ise sadece erkeklere özgü bir uygulama. Rapora göre 1982-1999 yılları arasında incelenen 48 ülkede kadınlar, yüzde 69'a varan oranda, yaşamlarının bir döneminde kocaları ya da sevgililerinin cinsel şiddetine maruz kaldıklarını söylemişler.

Raporda dehşet verici bir rakam daha var. Genç kızların üçte biri ilk cinsel deneyimini, karşı cinsin zorbalığı sonucu ediniyor.

Dünya Sağlık Örgütü'nün yaptığı çalışmaya göre şiddet kesinlikle gelir düzeyiyle ilgili bir sorun. Şiddete bağlı ölümlerin çoğu gelir düzeyi düşük ülkelerde meydana geliyor. Genel rakamlara bakınca dünyada erkeklerin daha fazla şiddete maruz kaldığı görünüyor. Erkek cinsinin yüzde 14'ü, kadınların ise yüzde 7'si şiddet sonucu ölüyor. Ancak erkek ölümleri, yine erkeklerin çıkardığı silahlı çatışmalarda, erkeğin erkeğe uyguladığı şiddet sonucu meydana geliyor.

Silahsız, savunmasız kadınlar ise mutlaka ve mutlaka erkek şiddetinde canını teslim ediyor. Erkek ölümlerinin aksine, şiddetten kaynaklanan kadın ölümleri yeryüzünde homojen bir dağılım gösteriyor. Din, etnik köken, sosyal sınıf gibi faktörlerden bağımsız olarak, zengin-yoksul bütün ülkelerde kadın erkeğin kurbanı olabiliyor.

ŞİDDET SAĞLIK SORUNUDUR

Bir BM organı tarafından bugüne kadar yayınlanan en kapsamlı şiddet araştırması olan 346 sayfalık rapor, marjinal bir siyasi amaç taşımıyor. Militanca bir insan hakları savunuculuğu taslamıyor. Şiddete bütün dünyayı ilgilendiren bir sağlık sorunu olarak yaklaşıyor ve hükümetlerin yardımıyla bireyleri saran zehri akıtmak, tedavi etmek istiyor. Hükümetlerden şiddete bir ‘‘kanun ve düzen’’ meselesi olarak değil, halk sağlığı sorunu olarak yaklaşmaları isteniyor. Şiddet eylemlerinin çoğu kapalı kapılar ardında kaldığı için zaten suç olarak kayıtlara geçmiyor.

Çünkü şiddet, aynı hastalıklar gibi önceden tahmin edilebilir özellikler taşıyor. Aynı hastalıklar gibi üzerinde çalışma yapılması, nedenlerinin ortaya çıkarılması ve tedavi uygulanması mümkün görülüyor.

Ayrıca şiddet kurbanları sadece ölmüyor. Sakat kalıyor, ruhu yara bere alıyor, hamile kalıyor, cinsel hastalıklara yakalanıyor, intihar eğilimi göstermeye başlıyor. Aile içi şiddete maruz kalan kadınlarda da aynı belirtilerin yanı sıra, sindirim bozuklukları ve kronik ağrıya rastlanıyor. Yani bu hastalıklar ortaya çıkmadan, şiddete yol açan nedenlerin tedavi edilmesi gerekiyor. Çünkü şiddet, insanlığın kaçınılmaz bir parçası değil, yeterli kararlılık gösterildiği takdirde üstesinden gelinemeyecek bir sorun da değil.

Raporda ilginç bir ayrıntı daha var. Doğrudan bir şiddet biçimi olan savaş yeni şiddet biçimleri doğuruyor. Savaşlar bittikten sonra, şiddet rakamlarının eskiye göre arttığı gözleniyor. Çünkü piyasada daha fazla silah bulunuyor ve genç erkekler dövüş eğitimi almış oluyor.

Şiddet istatistikleri

Dünyada dakikada bir kişi öldürülüyor


Dünyada her yıl yaklaşık 1.6 milyon insan şiddet sonucu ölüyor.

Bu rakama, insanın kendi kendine uyguladığı bir şiddet biçimi olarak intiharlar da dahil. 1.6 milyonun yarısını intiharlar oluşturuyor. İntihar edenlerin yüzde 60'dan fazlası erkek. İntihar, 15-44 yaş grubunda dördüncü ölüm nedeni.

Cinayetler şiddete bağlı ölümlerin yaklaşık üçte birini oluşturuyor. Şiddet yüzünden ölümlerin beşte biri savaşlardan ileri geliyor.

Tanzanya'da her yıl ortalama 500 yaşlı kadın cadılık suçlamasıyla öldürülüyor.

Dünyada günde 1424 kişi cinayete kurban gidiyor. Yani dakikada bir kişi öldürülüyor.

Maktullerin yüzde 77'sini, çoğu 15 - 29 yaşlarındaki erkekler oluşturuyor. Gençler arasında cinayet işleyenlerin oranı dünyanın her yerinde artış gösteriyor.

Dünyada ölümlerin sadece yüzde 3'ü şiddetten kaynaklanıyor. Bu da veremden ölüme eşit.

Zengin ülkelerde şiddetten ileri gelen ölüm oranı yüzde 2, yoksul ülkelerde ise yüzde 3.2.

Silahlı çatışmalarda saatte 35 kişi ölüyor.

20. Yüzyılda dünyada yaklaşık 191 milyon kişi savaşlarda öldü. Ölenlerin yarısı sivil.
Yazarın Tüm Yazıları