Pixar Animasyon Stüdyoları çizgi dünyasının dijital devrimcisi. Filmleri çok iyi gişe yapıyor, Oscar’a Oscar demiyor da, gerçekten 7,7 milyar dolar eder mi? Çünkü Disney zaten Pixar’ın dağıtımcısı sıfatıyla şirketten büyük kazanç sağlıyor ve Pixar karakterlerini eğlence parklarında bedava kullanıyordu. Pixar’ın nakitleri, yatırım portföyü ve satışlarından 1,7 milyar doların geri döneceği hesaplanırsa, Disney geriye kalan 6 milyar doları neye karşılık ödedi? Cevabını Hollywood ekonomistleri veriyor: "Bu para Pixar’ın yaratıcı beyni John Lasseter için ödendi. Çünkü bir zamanlar Walt Disney ne ise, Lasseter de şimdi o."
Çizgi film karakterlerinin tamamında sempati dozu yüksektir ama, Sevimli Canavarlar’daki Boo benim favorim. İki numaram da, DreamWorks yapımı Shrek 2’deki üçkağıtçı Çizmeli Kedi. Konuyu dağıtmak istemiyorum ama, üç numaram Buz Devri’ndeki (Fox) antika sincap.
Bir kız çocuğu ancak Boo kadar şeker olabilir. O müthiş eğlenceli filmi özellikle o küçük kız için baştan sona sürüklenerek izledim. Pixar’ın iddiası da bu zaten; çocuklar için değil, esas yetişkinler için film yapmak. Pixar filmlerinde çocukların görmemesi gereken bir şey yok ama, onlar fazla salakça olmamak kaydıyla oynatılan her hareketli kareyi izlemeye zaten hazır. Esas zor olan büyükleri cezbetmek.
Büyükleri cezbedebiliyorlardı ama, Pixar’daki büyüklerin bazı sorunları vardı. Şirketin CEO’su Steve Jobs ile yaratıcı beyni John Lasseter, telif hakları ve gelirin paylaşımı konusunda Walt Disney’in CEO’su Michael Eisner ile anlaşamıyordu. İki taraf arasındaki anlaşma bu yaz vizyona girecek "Cars" ile son bulacaktı. Eisner’in koltuğuna oturacak olan Robert Iger’ın, sorunları çözmeye çalışacağı söyleniyordu. Derken, ansızın Disney’in Pixar’ı 7,7 milyar dolara satın aldığı açıklandı.
Peki Disney bu para karşılığında tam olarak ne aldı?
Tabloyu iyice canlandırmak için film piyasasındaki diğer alışverişlere göz atmak lazım. Paramount, 1,8 milyar dolara DreamWorks’ü satın aldığında karşılığında şirketin bütün filmleri ile gelecekteki yapımlarını elde etti. 1989 yılında Sony, Columbia Tristar’ı alırken tam teşekküllü bir Hollywood stüdyosu, dünya çapında film, video ve TV dağıtım ağı, toplam 25 bin saatlik sinema filmi ve TV programının lisans hakkını ele geçirdi.
Disney ise bunların hiçbirini satın almadı. Çünkü Disney, Pixar’ın dağıtımcısı sıfatıyla şirketin neredeyse sahibi gibiydi. 2005 yılındaki cironun yüzde 95’i Disney’in kasasına girmişti. Disney reklam, baskı ve lojistik harcamalarıyla yüzde 12,5’lik dağıtım payını kestikten sonra geriye kalan meblağın yüzde 50’si Pixar’a gidiyordu. Disney, Pixar’ın yaptığı 3,2 milyar dolar gişe getiren altı filmin yarı hakkına sahip olduğu gibi, video, DVD ve TV satışlarından da yüzde 56-87 arasında değişen oranlarda aslan payını alıyordu. Pixar karakterlerinin lisans hakkına sahip olduğu için, Nemo’dan İnanılmaz Aile’ye bütün kahramanları eğlence parklarında tek kuruş ödemeden kullanabiliyordu.
SATIN ALINAN ŞİRKET Mİ YETENEK Mİ?Yetmedi! Devam filmlerini çekme hakkı da Disney’deydi. Hatta Pixar karakterleri, tekniği ve storyboard’larıyla devam filmlerini çekmek üzere "Pixaren’t" kod adıyla bir birim de kurulmuştu.
Ama, o birimde bir eksik vardı! Pixar beyinleri.
İşte o beyinlerin bir numarası, Pixar’ın yaratıcı gurusu John Lasseter. Disney’in 6 milyar dolara satın aldığı adam. Disney yönetimi, Pixar’ın nakitleri ve yatırım portföyü üzerinden 1 milyarı geri aldıktan sonra, Pixar’ın satışlarından da toplam 700 bin doların geri döneceğini hesap ediyor. Bu durumda, Lasseter’in yeteneğine 6 milyar dolar ödemiş oluyor. Yapılan sözleşmeye göre Lasseter işe devam etmek istemediği takdirde Disney’in akdi feshetme hakkı var. Sözleşmede Lasseter’in ekürisi, Pixar’ın başkanı Ed Catmull ile ilgili olarak da aynı şart var. Catmull şirketin hem yöneticisi hem de teknik sihirbazı. Catmull’un artistik yeteneği yok ama, ikili arasındaki uyum sayesinde Pixar’da sanat ve teknoloji çatışması yaşanmıyor. Şimdi Lasseter-Catmull tılsımının Disney’e de sirayet etmesi bekleniyor. Aynı Walt Disney’in yaşadığı günlerdeki Disney ortamı gibi şirkette sihirli bir dünya hayal ediliyor.
İşin ilginç yanı Lasseter, animasyon eğitimini tamamladıktan sonra 1982 yılında kariyerine Disney stüdyolarında başlıyor. Elle çizgi ve bilgisayarlı animasyon tekniğini birleştirerek ilk çalışmalarını yaptıktan sonra George Lucas’ın şirketinin bilgisayar animasyon bölümüne geçiyor. Apple’ın patronu Steve Jobs 1986 yılında bu birimi 10 milyon dolara alıp Pixar Animasyon Stüdyoları adını veriyor. Pixar, "picture" sözcüğünün İspanyolca karşılığından türetilmiş bir isim.
Lasseter, Hollywood’un ilk uzun metrajlı bilgisayar animasyon filmi olan Oyuncak Hikayesi üzerinde tam üç yıl çalışıyor. Filmin tamamını finanse eden Disney, pazarlamayı da üstleniyor, McDonald’s ile 10 yıllık merchandising anlaşması yapıyor, Disney kanalı ile eğlence parklarına bağlıyor, oyuncak üreticileriyle de lisans anlaşmaları yapıyor.
Oyuncak Hikayesi’nin kazandığı büyük başarı üzerine Lasseter, Disney ile yarı yarıya ortaklık içinde dört adet hit film daha çıkarıyor ve çizgi film dünyasının yeni kurallarını da yazmış oluyor.
Lasseter’in hüneri sadece kendi yaratıcılığı değil, yaratıcı beyinleri çevresinde toplaması ve iyi bir yönetici olması. Çizgi dünyasının rock yıldızı, bugünün Walt Disney’i gibi yakıştırmalar yapılıyor. Pixar’da ofisler oyuncaklarla dekore edilmiş, animasyoncular ortalıkta patenlerle dolaşıyor. Cars filmini de Nascar’a gidip yarışları izleyerek eğlenceli bir ortamda yaratıyorlar. Lasseter’in, Disney’in hazzetmediği bir huyu var; devam filmlerini sevmiyor. Nitekim, birleşmeden sonra ilk iş Oyuncak Hikayesi 3 projesini rafa kaldırıyor.
PARA DEĞİL, KÜLTÜR ÖNEMLİ
Aslında Lasseter’in çizdiği yeni kurallar Disney için risk teşkil ediyor. Yeni film "Cars" bu yaz vizyona girecek ve bir sonraki filmin piyasaya çıkışı 2008 yılını bulacak. Yani yakın gelecekte toplanacak fazla meyve yok. Pixar tekel değil, rakipler çok sıkı. DreamWorks (Shrek), Warner Bros. (The Polar Express) ve Fox (Ice Age) uzun metrajlı bilgisayar animasyonlarını iyi kıvırdığını kanıtladı. Hatta Shrek 2, gişe ve DVD satışında sadece Nemo’nun gerisinde kaldı, Pixar’ın diğer filmlerini ise solladı.
Ancak yeni Hollywood’da artık para her şey değil. Steve Jobs, Wall Street Journal’a açıklamasında şöyle diyor: "Bob (Disney’in yeni CEO’su Robert Iger) ve ben sohbetlerimizde ekonomiden pek bahsetmedik. Esas konu, Pixar kültürünün korunmasıydı."
İnsan 10 milyon dolara aldığı şirketi, 3,7 milyar doları kendi cebine girecek şekilde satarsa tabii ki şirket kültürünü konuşabilir.