Danimarka gazetesi Jyllands-Posten’in bastığı Hz. Muhammed karikatürleri ne kadar ilkelse, o çizimlere kızıp bayrak yakmak da o kadar ilkel bir davranış.
O karikatürler yüzünden son haftalarda yüzlerce Danimarka bayrağı yakıldı. Hatta Şam ve Beyrut’ta daha da ileri giden öfkeli kalabalıklar Danimarka elçiliklerini de yaktılar. Elçilikleri bulmak kolay da, durup dururken o kadar Danimarka bayrağını nereden buldular? Bu bayrakların ne kadarı nizamiydi? Mesela İstanbul’da yakılanlar nerenin bayrağıydı?
Dünyanın en azılı bayrak yakıcıları Filistin’de yaşar. Hafta sekiz gün dokuz İsrail bayrağı yakarlar. Davut yıldızlı bayrakları da kendileri yapmaz, parasını bastırıp İsrail’den alırlar.
İşte Filistinli’nin bayrak yakma refleksinin ne kadar hızlı harekete geçtiğini bilen Filistinli bir girişimci, Jyllands-Posten’deki Hz. Muhammed karikatürlerinin bahsini işitir işitmez hemen sipariş verir. Reuters’in haberine göre Ahmed Abu Dayya adlı bu girişimcinin Gazze’de bayrak ve hatıra eşyası satan bir dükkanı vardır. Bayrağa sıkışacağımız günler yakındır diyerek hemen Tayvan’dan 100 adet Danimarka ve Norveç bayrağı ısmarlar. Çünkü geçen 10 Ocak’ta bir Norveç gazetesi de çizimleri basmıştır. Böylece müşteriler düş kırıklığına uğramaz, tanesini 11 dolara aldıkları bayrakları meydanlarda tutuştururlar. Ancak Ahmed Abu Dayya, bazı protestocuların ev yapımı uyduruk bayrakları yakmasından şikayetçidir.
Neticede kırmızı zemin üzerine beyaz haçtan oluşan Danimarka bayrağı bir çırpıda dikilebilir. Mesela Montserrat’yı protesto edecek olsanız, bayrağını bulmak kolay olmadığı gibi dikimi de pek zordur. Çünkü üzerinde, arp ve haç tutan yeşil elbiseli bir kadın vardır.
Her neyse, İsrail bayrakları bir süre dinlenmeye bırakılırken, en doğru bayraklar da Filistin’de yakılmış olur. Diğer Müslüman ülkelerdeki bayrak yakma eylemlerinden ötürü ise Danimarkalıların alınmasına gerek yoktur. Çünkü onlar Danimarka bayrağı değil, kırmızı ve beyaz kumaştan yakacak bez çırpıştırılırken kazara ortaya çıkmış İsviçre bayraklarıdır. İsviçre bayrağı malum; kırmızı zemin üzerinde dört ucu eşit uzunlukta beyaz haç bulunur. Bu sembol, Danimarka, Norveç, İsveç ve Finlandiya bayraklarındakiİskandinav haçı değildir ve sonuçta, Pakistan’dan Nijerya’ya yığınla İsviçre bayrağı yakılmıştır.
Bayrak haberleri veren vexillarium.blogspot.com sitesine göre Danimarka bayrağı niyetine ateşe verilmiş olsa da yakılanların çoğu teknik olarak Savoy bayrağıdır ve Savoy da Fransa’nın bir bölgesidir. Türkiye’de yakılanlar arasında da bol miktarda İsviçre ve Savoy bayrağı dikkat çekmektedir.
Yer yer görülen nizami bayraklara gelince; Galler’de konuşlu MrFlag.com, son iki hafta içinde bir yıllık Danimarka bayrağı stokunu tüketmiş. Sitenin sahibi Charles Ashburner "Kumaşın içerdiği yanıcı madde cilt veya göze temas ettiği takdirde, çok ciddi yanıklar meydana gelebilir, körlüğe dahi yol açabilir" diye bayrak yakanları uyarıyor.
İlla nizami bayrak yakacağım diyen kararlı protestocular için internet üzerinden başka sipariş seçenekleri de mevcut. Amerika’daki bir imalatçıdan posta yoluyla Danimarka bayrağı edinmek mümkün. Bedeli; 163 dolar.
Halk öfkeli politikacıyı Beyaz Saray’a seçmez
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın öfkesini kontrol etmekte pek başarılı olmadığı tartışmalarına paralel olarak ABD’de de "siyasette öfke yönetimi’’ tartışması çıktı.
Tartışılan kişi Senatör Hillary Clinton.
2008’de Demokratların başkan adayı olması beklenen Clinton’ın "Bush yönetimi tarihteki yönetimlerin en kötüsü’’ içerikli konuşması Cumhuriyetçileri çok kızdırdı. Irak fiyaskosundan Katrina rezaletine yönetimi eleştirirken Clinton’ın yüzüne hakim olan hiddet fotoğraflara da gayet iyi yansıdığından "öfke nöbetine tutulan politikacı" portresi çizmeye başladılar.
Cumhuriyetçi Parti Ulusal Kongre Başkanı Ken Mehlman geçenlerde ABC televizyonunda "Hillary Clinton çok öfkeli görünüyor. Demokratları uyarmak isterim. Halk öfkeli insanları Beyaz Saray’a seçmez’’ dedi. Bunun üzerine Demokratlar da, Mehlman’ın gay olduğu yorumları da dahil uygun gördükleri cevapları verdiler.
Kadın yazarlar ise Hillary Clinton’ın "cinsiyet ayrımcı" bir saldırıya maruz kaldığını öne sürdüler. Örneğin New York Times’tan Maureen Dowd, Cumhuriyetçilerin, Hillary Clinton’ı "Öldüren Cazibe" filmindeki eli bıçaklı Glenn Close benzeri canavar kadın imajına oturtmaya çalıştıklarını iddia etti. Sağcı yorumculara göre ise tartışmanın cinsiyetle ilgisi yok. Onlara göre Clinton konuşmaya başladığı zaman ses tonundaki tırmanışla birlikte yüzüne yerleşen öfke maskesi, kocasının eğlenceli havasından kesinlikle çok uzak.