Kitle katliamı yapmak için ille de bir canlı bombanın Bağdat’ta bir kuyruğa dalıp kendi kendini patlatması gerekmiyor. İnsanları topluca öldürmek için, literatürde kitle imha silahı diye geçen silahlara da fazla ihtiyaç yok. Çünkü küçük ve hafif silahlar da aynı işi görüyor.
Son verilere göre dünyada her yıl 500 bin insan bu silahların namlusu ucunda can veriyor. Yarım milyon insan arasında, Türkiye’deki gibi maganda kurbanı olanlar da var. Bu alanda dünya şampiyonu ise Brezilya. Bu yüzden 23 Ekim’de referanduma gidiyorlar. ‘Evet’ çıkarsa, artık tek bir sivile bile silah satılması mümkün olmayacak. Aslında 2003 yılından beri satışlar sıkı denetim altında tutulduğu için bazı mağazalar gitar ve davul satmaya başlamış bile. Ancak yasaklama pek işe yaramayabilir, çünkü ruhsatlı olanlar, halkın elindeki silahların sadece yüzde 40’ı kadar.
Mübarek sürekli gündemde durmuyor. 3 Ekim’di, Sakal-ı Şerif’ti derken, maganda terörüne karşı medyada yükselen tepki doğal olarak tavsıyor. Ve pat! Silahlar yeniden patlıyor. Geçen hafta Adana’daki bir düğün vesilesiyle maganda bu sefer pompalıyı patlatıp, 11 kişiyi birden yaralıyor.
Yani medyanın manşet ve köşelerinden bağırmak yetmiyor. İşte Brezilya da bağırmakla yetinmemeye çalışıyor. 23 Ekim’deki referandumda halka sorulacak, ruhsatlı silah satışları topyekun yasaklansın mı diye.
Şöyle rakamsal temelde bir göz atarsanız, Türkiye ile Brezilya’yı kıyaslamak mümkün değil. Orası ayrı bir vaka. 2004 yılında Brezilya’da küçük ve hafif silahlarla öldürülen insan sayısı 36 bin 91.
Rakam korkunç. Sanki memlekette savaş var. Üstelik bu sayı, 2003 yılında yürürlüğe giren silahların kontrolü programı çerçevesinde, aşağı çekilmiş bir rakamı ifade ediyor. Ateşli silahlardan kaynaklanan ölümlerde, bir önceki yıla göre yüzde 8,2 düşüş kaydedilmiş. Düşüş yaşanan kentler arasında, ülkenin suç başkenti Rio de Janeiro ve Sao Paolo da var.
2003 sonundan bu yana yine kampanya çerçevesinde sivillerden tam 400 bin silah toplanmış. Bunun ne kadar müthiş bir rakam olduğunu anlatmak için, hükümetin başlangıçta koyduğu hedefi de söylemek lazım; ilk etapta 80 bin silah toplanması hedefleniyormuş. Şimdi Adalet Bakanlığı, para karşılığında silah teslim etme süresini referandum gününe kadar uzattı.
Gönüllü olarak silahını teslim edene 40-120 dolar ödeniyor. Bu silahlar sorgusuz sualsiz teslim alınıyor, bunlarla suç işlenip işlenmediğine bakılmadan yakılarak imha ediliyor.
23 Ekim’deki referandum öncesindeki anketlere göre halkın yüzde 76’sı silah satışlarının topyekun yasaklanmasını savunuyor. Kiliseler, sivil toplum örgütleri ve yerel yönetimlerin desteğiyle yürütülen silahsızlanma kampanyası başarıya ulaşmış görünüyor. Referandumdan ‘evet’ çıkınca küçük ve hafif silahlar sadece güvenlik birimleri tarafından kullanılabilecek.
TIP FAKÜLTESİNİ BİTİRMEK DAHA KOLAY
Tabii bu durumdan en hoşnut olmayan kesim, silah satıcıları. Reuters muhabiri gitmiş, suç başkenti Rio’daki bir silah mağazasının sahibiyle konuşmuş. Antonio Alves adlı satıcı, kontrol programı yüzünden dört aydır siftah yapamadığını, mecburen gitar ve davul satmaya başladığını anlatıyor.
Ulusal Silah Sahipleri ve Satıcıları Derneği’nin de başkanı olan Alves ‘Referandumun sonucu o kadar önemli değil. Bizim sektör zaten 2003’te başlayan kontrol programından darbe yedi. Dükkan sayısı 1500’ten 250’ye düştü. Ruhsatlı silah satışını engellemek, ölüm oranını düşürmez’ diyerek, azmedenin illegal silah sahibi olmaya yöneleceğini demeye getiriyor.
Sao Paolo’dan Vera Ratti adlı dükkan sahibi ise şöyle diyor: ‘Şu anda ruhsatlı silah almak, tıp fakültesinden mezun olmaktan daha zor. Bir ayda sattığımız silah sayısı 90’dan 10’a kadar düştü. Referanduma harcanacak 220 milyon doları, suçla mücadele etsin diye polise harcasalar daha iyi olurdu.’
Kontrol programına göre, ruhsatlı silah sahibi olabilmek için psikoloji sınavından, çok sayıda atış testinden geçmek ve düzenli olarak yüksek miktarda harç ödemek gerekiyor.
Sivil silahlanmayı savunan gruplar da şu argümanı ileri sürüyor: Suçlular ruhsatlı silah kullanmaz, kanunlara saygılı vatandaşlara kendini savunma hakkı tanınması gerekir. Topyekun yasak taraftarları ise ruhsatlı silahların suçluların eline geçtiğini, aile içi kavgalar ya da kutlamalarda kaza sonucu ölümlere yol açtığını söylüyor.
Brezilya’da sivillerin elinde 17 milyon ateşli silah bulunduğu tahmin ediliyor. Resmi kayıtlara göre ise 4 milyon ruhsatlı silah var. Brezilya’da aylık ortalama ücret 400 dolar. Yerli malı Taurus marka tabancaların en ucuzu ise 350 dolar. 2003 sonunda yürürlüğe giren kontrol programı uyarınca zorunlu atış dersi ve ruhsat da 300 dolara mal oluyor. Oysa kullanılmış bir tabancayı sokaktan 25 dolara temin etmek mümkün. Kullanılmamış olanlar da 100-200 dolar.
Bu koşullar altında, eğer karaborsa kontrol edilemezse, referandumdan çıkacak ‘evet’ pek bir işe yaramayacak gibi görünüyor. Ama yine de bir yerden başlamak lazım.
RAKAMLARLA
Dünyada 639 milyon küçük silah bulunuyor. Her yıl ABD, Fransa, Rusya ve İngiltere’de sekiz milyon adet yenisi üretiliyor.
ABD’de yılda ortalama 10 bin kişi ateşli silahlarla öldürüldüğü için artık ortalama ömür hesapları bile değişiyor.
Karaborsa silahların en fazla dolaşımda olduğu bölge Latin Amerika. Gerilla savaşları sona erince silahlar karaborsaya düşüyor. Ruhsatlı silah sayısı 43,5 milyon. Karaborsadan alınanlar, bunun 10 katı kadar.
180 milyon nüfuslu Brezilya’da geçen yıl 26 bin 91 kişi ateşli silahlarla öldürüldü. Son 10 yılda ölenlerin sayısı 300 bin.
15,2 milyonluk Şili’de 300 bin ruhsatsız silah bulunduğu tahmin ediliyor. Silahsızlanma programı başlatıldı, sadece 400 silah teslim edildi.
25 milyonluk Venezüella’da 2003’te 11 bin 342 kişi öldürüldü. 1990’larda silah toplama kampanyası yapıldı ama, başarı sağlanamadı.