Bizi Avrupa'dan da İslam dünyasından da ayıran şey MUTSUZLUK
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Geçenlerde dünya kamuoyunun nabzını ölçen çok geniş bir araştırma yayınlandı.
ABD merkezli Pew Global Eğilimler Projesi'nin bu ilk araştırması, 44 ülkeden 38 bin kişiye yöneltilen sorular aracılığıyla, insanların modern yaşamın hızla değişen ritmine, global ticaretin etkilerine, yabancı yatırımlar ve göçe, demokrasi ve hükümetlere yönelik tavrına karşı tepkisi istatistiğe döküldü. Araştırma yapılan ülkeler arasında Türkiye de vardı. Farklı kategorilerde ortaya çıkan tablolarda edindiğimiz yer, Türkiye'nin medeniyetlerin hangi yakasında olduğunun ipucunu da veriyordu. Öyle bir tablo ki, Türkiye, olası Irak savaşı konusunda Avrupa ülkeleriyle bir çok noktada aynı görüşü paylaşırken, diğer yanda İslam dünyasına bitişiyor. İş geçim sıkıntısına gelince komşuya uzanıp Bulgaristan'la ortak kaygılarda kaynaşıyordu.
ARAŞTIRMA Amerikan kökenli. Hedefi de tabii ki dünya kamuoyunun Amerika'ya dönük nabzını ölçmek.
ABD deyince en güncel konu da Irak'a olası harekat olduğuna göre, Türkiye'nin bu konuda kimlerle hangi görüşü paylaştığına, kimlerden ayrı düştüğüne bakalım.
Türkiye, Irak sorununa Fransa, Almanya ve Rusya ile hemen hemen aynı pencereden bakıyor. Dört ülkede de halkın büyük çoğunluğu Irak'a karşı güç kullanımına ‘‘hayır’’ diyor. En yüksek ‘‘hayır’’ da % 83 ile Türkiye'den çıkıyor. Çünkü kritik konumumuzdan ötürü bize farklı bir soru daha yöneltilmiş: ‘‘Türkiye, üslerini açmalı mıdır?’’ Türk halkının sadece % 13'ü kabulleniyor, % 4'ü de bilmiyor.
AB vatandaşları olan Fransız ve Almanlar gibi savaş istemeyen Türk halkı iki noktada onlardan ayrışıyor.
Türklerin yaklaşık yarısı Irak'ı dünya barışı için bir tehlike olarak görürken, bu oran İngiltere'de % 85'e, Almanya'ya % 82'ye varıyor.
Türklerin % 44'ü Saddam devrilmelidir derken, Alman ve İngilizlerin % 75'i gitsin istiyor.
Türk halkının % 53'ü ise ABD'nin, tehdit oluşturduğu için değil, sırf dost olmayan Müslüman ülkelere karşı açtığı savaş çerçevesinde Saddam'dan kurtulmaya çalıştığına inanıyor.
Türklerin, İngiliz, Fransız, Alman ve Ruslarla paylaştığı başka bir görüş daha var: Irak'a karşı açılacak bir savaş Avrupa'da terör tehlikesini artırır.
I DON'T LOVE AMERICA
Amerika'yı sevenler ve sevmeyenler de ayrı bir kategoriyi oluşturuyor. Ortaya çıkan tabloya göre dünyada, ABD'yi, Mısır, Pakistan, Türkiye ve Arjantin'den daha az seven başka ülke yok. (Yani araştırmanın yapıldığı ülkeler arasında yok). Avrupa'dan Latin Amerika, Asya ve Afrika'ya varıncaya kadar bütün kıtalarda ABD'yi sevenler hep çoğunlukta. Güney Kore'deki % 53'ün dışında bütün ülkelerde bu oran % 60'ların üzerinde seyrediyor. Hele Özbekistan'da Amerikan sevgisi tavana vuruyor: % 85.
Sevmeyenler ligindeki tablo ise son iki yıl içinde ABD sevgisinin şarampole yuvarlandığını gösteriyor:
Mısır: % 6 (2000 rakamı yok)
Pakistan: %10 (2000'de % 23)
Türkiye: % 30 (2000'de % 52)
Arjantin: % 34 (2000'de % 50)
Araştırmacıların yorumuna göre bu tablo, İslam dünyasındaki en yakın müttefikleri nezdinde Amerikan imajının giderek bozulduğunu gösteriyor. Ayrıca İslam ülkelerinin tamamı, ABD'nin terör savaşına kesinlikle karşı çıkıyor.
İNTİHAR SALDIRISINA HAYIR
Türk halkı, intihar saldırılarına karşıt görüşünde de İslam dünyası içinde iyi bir performans çiziyor. Ancak, % 13'lük onaylayan bir kesim de ürkütüyor. Sorulan soru şu: ‘‘İslamı düşmana karşı korumak adına intihar saldırısı yapmak haklı bir davranış mıdır?’’
Türk halkının % 71'i ‘‘hayır’’, % 13'ü ‘‘evet’’ diyor. Lübnan'da ise halkın % 73'ü adaleti intihar saldırılarında buluyor.
HİÇ MUTLU DEĞİLİZ
Dünyadan en ayrı düştüğümüz, Bulgaristan'ın yanı sıra Hindistan ve Kenya'yla pek bütünleştiğimiz alan ise yaşam standardına dönük mutsuzluğumuz.
Global genel tabloya bakıldığında insanların büyük çoğunluğu, ‘‘Benim hayatım, ülkenin genel durumundan daha iyi’’ diyor. Türkiye'de de durum böyle. Paralel olarak ülkelerinin durumunu da dünyanın genel durumundan daha iyi buluyorlar.
Tabloya göre Türkiye'de halkın % 17'si kendi hayatından, % 4'ü ülkenin durumundan, % 15'i de dünyanın durumundan memnun.
Araştırmanın yorum kısmına bakılırsa Türkler, her anlamda dünyanın en mutsuz insanları arasında yer alıyor. Yani hem kendi yaşamı, hem ülkenin, hem de dünyanın durumu konusunda bu kadar dip rakamlar veren çok az ülke var. Arjantin bile çok derin bir ekonomik krizden geçtiği halde, halkının % 45'i kendi hayatından memnun. Sadece % 3'lük bir kesim ülkenin iyi durumda olduğunu düşünüyor. Dünyanın durumu iyi diyenler de % 10'u oluşturuyor.
Hayatını en berbat bulan insanlar ise Bulgaristan ve Tanzanya'da yaşıyor. Her iki ülkede de hayatından memnun olanların oranı; % 8.
Gelişmiş ekonomilerin dışındaki bütün ülkelerde ise insanlar temel ihtiyaçlarını karşılayacak para sıkıntısı çekiyor. Afrika'daki halkların büyük çoğunluğu geçen yıl gıda, giyim ve sağlık harcamaları için para bulamadığını söylüyor. Latin Amerika'nın tamamı ile Rusya ve Ukrayna'da büyük çoğunluk geçen yıl yiyecek ihtiyacını karşılamakta güçlük çektiğini söylüyor.
BU HAYAT BİZİ TATMİN ETMİYOR
Araştırma raporunun bir yerinde şu tespit yapılıyor: ‘‘Kişi başına düşen milli gelir, insanların kendi hayatını nasıl değerlendirdiği konusunda bir kriter değil.’’ Bunun en iyi örneği de bizde. Türkiye, komşusu olan Ortadoğu ülkelerinden daha yüksek gelire sahip olduğu halde, bu ülkelerdeki insanlar kendi hayatlarını Türklere göre daha tatminkar buluyor. Türklerin yarısı son beş yıl içinde zemin kaybedip gerilediğini söylüyor. Pakistan ve Lübnan'da da durum aynı.
İŞLER İYİ GİTMİYOR
‘‘Sizce ülkenin genel durumu nasıl?’’ Soru böyle. Türklerin % 93'ü durumdan hoşnut değil. Ama bu global bir eğilim. Japonlar (% 86), İtalyanlar (% 70), Almanlar (% 66) da gidişten memnun değil. Ülkesinin durumunu en beğenmeyen halk ise Arjantinliler (% 96). Vietnamlı ve Özbekler ise pek hoşnut: İki halk da % 69 oranında ‘‘durum iyidir’’ diyerek dünya rekoru kırıyor.
‘‘Ekonomi nasıl?’’ sorusuna da Türklerin % 84'ü ‘‘kötü’’ yanıtını veriyor. Rekor % 98 ile Arjantin'de.
İşin kötüsü bizde bir de umutsuzluk var. ‘‘Ekonomik durum daha da kötüleşir mi?’’ sorusuna Türklerin % 49'u ‘‘evet’’ diyor. Arjantin, Slovakya ve Lübnan'da da aynı eğilim mevcut. En kötümser halk ise Japonlar; ekonomideki olumsuz göstergelerin devam edeceğini veya daha da kötüleşeceğini düşünenlerin oranı % 89.
SAYGINLIĞI EN DÜŞÜK LİDER
Türkiye'nin dünya üzerinde en istisna konumu kaptığı alan ise liderlerin saygınlığı alanında. Gidenlerin arkasından konuşmak ayıptır ama, araştırma şöyle diyor: Dünyanın saygınlığı en az olan lideri (eski) Başbakan Bülent Ecevit. Araştırmanın yapıldığı dönemde halkın % 91'i Ecevit'in kötü yönetim gösterdiğini söylüyor. Araştırma raporunda geçen Kasım'daki seçim sonrasında hükümetin değiştiği de belirtiliyor.
ORDULAR HERKESİN GÖZBEBEĞİ
Araştırmadan çıkan en ilginç sonuçlardan biri ise Latin Amerika dışında dünyanın her yerinde orduların en çok güven duyulan kurum olarak çıkmasıydı. ABD, Kanada, İngiltere ve Fransa'da halk, orduyu hükümetten, başbakan ya da devlet başkanından, dini liderler ve medyadan daha çok beğeniyor, toplum üzerinde daha iyi etkisi olduğunu düşünüyor. Almanya ve İtalya'da ise ordu, medyanın arkasından ikinci sırada yer alıyor. Orduların en yüksek reyting elde ettiği ülkeler arasında Türkiye de (% 79) yer alıyor. Bu oran Hindistan'da % 85, Pakistan'da % 84, Özbekistan'da % 91, Senegal'de % 92. Orduların en düşük reyting aldığı ülkeler ise yıllarca askeri diktatörlükler altında yaşayan Latin Amerika ülkeleri. ‘‘Ordunun toplum üzerinde olumlu etkisi var mı?’’ sorusuna en olumsuz yanıtı Arjantinliler veriyor; Sadece % 20'lik bir kesim ‘‘evet’’ diyor.