İki sivil toplum örgütünün, Rusya’nın Sahalin 2 petrol boru hattıyla Bakü-Tiflis-Ceyhan hattında yaptığı araştırmaya göre her iki proje de kadınların felaketi oldu.
Bu iki hattın geçtiği bölgelerde yoksulluk, fuhuş ve cinsel yolla bulaşan hastalıklarda artış meydana geldi. Nasıl mı? İşte iddialar.
Çokuluslu petrol şirketlerinin yetkilileri, Rusya ve Kafkasya’da boru hattı geçecek bölgeleri ilk kez ziyaret ettiklerinde bazı vaatlerde bulunmuşlardı. Yeni iş alanları, okul ve hastaneler açılacak, küçük işletmelere yatırım yapılacaktı.
Ancak öyle olmadı. Boru hattı rotasında yeni iş imkanları, okul ve hastanelerin yerine bol miktarda yabancı işçi, seks tacirleri, AIDS dahil cinsel yolla bulaşan hastalıklar ve çevre kirliliği çıktı karşılarına. Projenin getirdiği bu olumsuz gelişmeden en çok etkilenenler ise kadınlardı. Rus, Azeri ve Gürcü kadınları.
Bu iddiayı iki sivil toplum örgütü atıyor ortaya. Washington merkezli Gender Action ve merkezi Prag’da bulunan Central and Eastern European Bankwatch Network. Geçen nisan ayında, Rusya’nın Sahalin Adası’ndaki Sahalin 2 boru hattıyla Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattının geçtiği bazı bölgelerde çalışmalar yapan iki örgüte göre projeler yerel halka hiçbir fayda sağlamadı. Kadınlara iş imkanı yaratmak bir yana, erkek nüfus bile tam kapasite istihdam edilmedi. Türkiye, Özbekistan ve Filipinler’den gelen işçiler aslan payını kaptı. Yabancı işçi akını en fazla otel ve lokantaların işine yaradı, ancak projeler tamamlandığında müşterisiz kalacakları şimdiden belli.
Bakü-Tiflis hattını kalkındırıp demokratikleşmeye de ivme kazandıracağı söylenen projenin şu anda yarattığı iklim son derece anti-demokratik. İki kuruluşun raporuna göre kadınların bulabildiği en iyi iş temizlikçilik ve aşçılık ki, özellikle Gürcistan’da bu "mevkileri" kapabilmek için rüşvet vermek gerekiyor. Azerbaycan’da da hiçbir sosyal güvence olmadan kadınlar günde 12-14 saat çalıştırılıyor.
İşte bu durum da fuhşu en cazip sektör haline getiriyor. Gerçi 3,2 milyar dolarlık Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı projesi başlamadan önce de seks ticareti vardı. Ancak örgüt temsilcilerinin ifadesine göre son dört yıl içinde çareyi bedenlerini satmakta bulan kadınların sayısı arttı. Gürcistan’dan Türkiye rotasında gidip gelen kamyonlar kadınların iş mekanları. Ayrıca uluslararası bağlantıyı sağlayan ana yolların uzağındaki noktalarda da artık seks işçileri mevcut.
2006’nın mayıs ayında ilk petrolün pompalandığı Bakü-Tiflis-Ceyhan hattı tam kapasiteye ulaştığı zaman Avrupa piyasasına ulaşmak üzere Hazar Denizi’nden Akdeniz’e günde 1 milyon varil petrol taşıyacak.
İşte şimdi raporu hazırlayan iki kuruluş, projenin bundan sonra yürüyecek bölümünde finansman sağlayan Avrupa Kalkınma ve İmar Bankası ile Dünya Bankası’nın yan kuruluşu olan IFC’nin, kadının haklarını koruyacak önlemler almasını istiyorlar.
Baba-oğul Bush neden ağladı? Yoksa onların da sekiz şeritli otobanı mı var
Geçenlerde Bush, Irak’ta ölen bir askerin ardından ağladı. Jason Dunham adlı bu asker, beraber devriye görevini yerine getirdiği arkadaşlarını korumak için bir el bombasının üstüne atlayarak can vermişti. Askerin annesine kahramanlık madalyasını verirken gözyaşlarını tutamamıştı Bush. Yorumlara bakılırsa aslında askerin kaderine değil, Irak’taki kendi çaresizliğine ağlıyordu.
Babası da bu olaydan yaklaşık bir ay kadar önce konuşma yaparken hıçkırıklara boğulmuştu. Küçük oğlu Jeb Bush’un, 1994 valilik seçimlerinde uğradığı yenilgiye nasıl göğüs gerdiğini anlatırken baskın çıkan duyguları yüzünden kelimeleri iç çekmelere dolanmıştı. O saat itibariyle Amerikan medyası Baba Bush’un döktüğü gözyaşlarının analizine girişmiş, oğluna beslediği bu duygulardan ötürü şapka çıkaranların yanı sıra eski başkanın bunadığını, ağır bir sinir buhranı geçirdiğini ve hatta o sırada sarhoş olduğunu ileri süren bloglar bile olmuştu.
Amerikan medyasını işgal eden olumlu ya da olumsuz yorumların temelinde aynı temel inanç yatıyordu: Erkekler ağlamaz. Ağladıkları takdirde ise bu çok olağanüstü bir durumdur. Bu nedenle böyle bir haberi döne döne, evire çevire vermek gerekir. Erkeklerin kadınlara göre daha az duygusal olduğu inancı ya da bilgisi büyük bir yenilik değil. Ancak aradaki bu farkı nörolojik açıdan yeniden deşifre eden çalışmalar mevcut.
ERKEK VE KADIN BEYNİNİN FARKI
Mesela, Amerikalı nöropsikiyatri uzmanı Louann Brizendine’in çok tartışma yaratan ve geçenlerde Türkçe çevirisi de yayınlanan kitabı "Kadın Beyni"nde (Female Brain) olduğu gibi.
Brizendine, iki cinsiyet arasındaki farkı tanımlıyor: "Kadınlar duyguları işlemden geçirme sürecinde sekiz şeritli bir otoyola sahiptir, erkekler ise sadece bir patikaya."
Dişi beyin, F-15 gibi manevra yapan yüksek performanslı bir duygu makinesi. Başkalarının duygularındaki farklılıkları gösteren nüansları yakalamaya programlanmış bir makine. Erkek ise stres ve umutsuzluk işaretlerini teşhis etmekte o kadar başarılı değil. Erkeklerin umutsuzluğu anlaması için gözlerden yaş boşandığını görmesi gerekiyor.
İşte belki de bu nedenle kadınlar, erkeklerden daha rahat ağlayacak, erkeğin görmezden gelemeyeceği kadar açık ve bir acı ve umutsuzluk sinyali gönderecek biçimde evrim geçirmişler. Kimbilir?