İnsan klonlamaya kafayı takmış doktorlara deli gözüyle bakılıyor ama, onlardan beteri de var. Bir grup bilimadamı Sibirya'da donmuş mamut kalıntıları arasında DNA avlıyor.
Eğer bozulmamışı bulunursa klonlama çalışmaları başlayacak. Hatta bulacaklarından o kadar eminler ki, daha şimdiden 10 bin yıl öncesinin habitatını oluşturuyorlar. Yani, ortada DNA yok, yumurta yok, mamutlar için park yapıyorlar. Bir Japon araştırmacı da donmuş mamut spermi peşinde. Bulursa, fil yumurtasını mamut spermiyle dölleyecek.
MAMUTLARIN Jurassic Park'ı henüz çekilmediği için pek popüler bir konu değil. McDonald's çocuk mönülerinden sevimli mamutlar çıkmıyor. Tişört, kalem, diş fırçası veya kupaları da yok.
Ama, mamutlar diriltilebilir mi tartışması yine de var. Jurassic Park fırtınasının hakim olduğu günlerde, milyonlarca yıl korunmuş DNA'dan dinozor çıkar mı diye aylarca tartışmıştık ya, mamut meselesi de aynen böyle. Tek fark, mamut konusunun bilim dergilerine özgü bir malzeme olmasında. Bir de Discovery Channel'ı ya da National Geographic kanalını açın, orada da mutlaka karşınıza çıkar.
Sadece penis boyu bir metreyi, dişleri de 5 metreyi bulan Buz Çağı yaratıklarını klonlama hayaline kapılan bir grup bilimadamı Sibirya'da mamut DNA'sı peşinde koşuyor. Araştırmacı grubuyla birlikte keşif gezisine çıkan Science Magazine yazarı Richard Stone, önümüzdeki 20 yıl içinde bir mamutun kesinlikle klonlanmış olacağını iddia ediyor. (İnsanın ise beş yıl içinde. Ama bu başka bir konu). Stone, geçen ilkbahar aylarında Sibirya'da bulunan donmuş mamut kalıntısının bol miktarda et içerdiğini yazıyor; ‘‘Ancak aradan geçen binlerce yıl içinde, sürekli olarak donmuş vaziyette kalıp kalmadığı tam bilinemiyor. Bu nedenle iyi korunmuş bir örnek bulunması gerekiyor’’ diyor.
Bir mamut yaratmanın tek yolu klonlama değil. Japon biyolog Kazufumi Goto, fil yumurtasını mamut spermiyle dölleyerek mamut üretmek istiyor. Bunun için de yine DNA'sı bozulmamış, donmuş sperm bulunması gerekiyor. Diyelim ki bulundu, o zaman da filden dosdoğru bir mamut doğmuyor. Yarı fil-yarı mamut çıkıyor. Ancak üç nesil sonra yüzde 90 mamut elde edilebiliyor.
YAPAMAZSINIZ DİYENLER
Aynı dinozorların dirilişinde olduğu gibi, mamutların hayata dönüşü konusunda da bilimciler ikiye ayrılmış durumda. Kuşkucular, binlerce yıl önce yaşamış bu devasa hayvanların donmuş kalıntıları arasında bozulmamış DNA bulunacağına kesinlikle ihtimal vermiyor. Bulunsa bile ‘‘neyi neyle dölleyeceksin’’ sorunu çıkıyor. Amerikan Doğa Tarihi Müzesi'nden biyolog Ross MacPhee, mamutlarla fillerin evrimi arasında 4-6 milyon yıllık bir mesafe olduğunu, fil yumurtasını mamut spermiyle döllemenin insanla şempanzeyi melezlemeye benzeyeceğini söylüyor.
On bin yıl önce yeryüzünden silinmiş hayvanların birebir kopyalarının ancak bilimkurgu filmlerinde yaratılabileceğini söylüyorlar. Bir kere kopyalama işleminin gerçekleşmesi için DNA'nın bütün olması gerekiyor. Ancak en soğuk iklimlerde bile organizma öldükten sonra DNA'da kırılmalar meydana geliyor. Bakteriler ve belirli enzimler çekirdeğe girip yapısını bozuyor.
Kopyalama, Dolly örneğindeki gibi, ancak DNA çekirdeğinin ‘‘yaşayan hücreden’’ alınması sonucu mümkün olabiliyor. Bu çekirdek, çekirdeği alınmış yumurtaya naklediliyor. Hücre çekirdeği transferi yapmadan, sadece DNA parçalarının enjekte edilmesiyle klonlama olmaz deniyor. Buz Çağı'nda soyu tükenen hayvanlar üzerindeki araştırmalarıyla tanınan moleküler biyoloji uzmanı Alex Greenwood daha kolay anlaşılsın diye Discovery Channel'da şu benzetmeyi yapıyor:
‘‘Bir otomobil yapmak için gerekli bütün parçaları bir binanın merdivenlerinden aşağıya savursam, bunlar yere konduğunda Porsche 911'im olmaz.’’
Buz Adam klonlanabilir mi
Bilim dünyası sadece Buz Çağı hayvanlarının değil, aynı dönem insanlarının da klonlanıp klonlanamayacağını tartışıyor. Örneğin, Alpler'deki Ötztal Vadisi'nde bulunduğu için ‘‘Ötzi’’ adı verilen Buz Adam. Science Magazine yazarı Richard Stone, 5 bin yıllık Buz Adam'ın klonlanmasına da ‘‘Pekala mümkün’’ gözüyle bakıyor. Ancak bunun için geç kalındığını da söylüyor. Çünkü okla vurulduğu anlaşılan Buz Adam'ın donmuş vaziyette bulunmasının ardından dokularının bozulmasını önlemek için dondurulmuş olarak korunması gerekiyordu.
Ayrıca bir sorun daha var. Diyelim ki, klonlamaya elverişli DNA bulundu. Peki 5 bin yıl önceki insanla bugünün insanı arasında zeka farkı olup olmadığı nasıl bilinecek? Yani Ötzi'yi olduğu gibi kopyalamak çok riskli bir iş. O bir bebek olacak, büyüyecek, öğrenecek. Onu bir mağaraya koyup nasıl bir gelişim gösterdiğini izlemek mümkün değil. Çünkü etik gereği, Ötzi kopyasının da diğer çocuklar gibi aynı haklara sahip olması gerekecek.
YA CANAVAR GERİ DÖNERSE
Saatte 30 km hızla koşabilen bir mamut bir insanı rahatlıkla yakalayıp öldürebilir. Çünkü pekçok insan saatte 30 km hızla koşamaz.
Mamutlar beş metreye kadar uzanan dişlerini kar küremek için kullanıyordu. Karları savurarak ot ve tundra bitkilerine ulaşıyordu. Bu dişler aynı zamanda, suya ulaşmak için Pleistosen buz tabakalarının kırılmasına da yarıyordu.
Dünyanın en büyük mamutları Kuzey Amerika'da Minnesota ile güneybatı bölgesi arasında yaşıyordu. Bu bölgedeki bir mağarada 11.600-13.500 yıl öncesine ait mamut pisliği bulundu. Yapılan incelemede mamutların ayakotu, ladin ve kokulu bir çeşit çalı yedikleri anlaşıldı. Sibirya'daki mamutlar da aynı şekilde besleniyordu.
Mamutların günde 150 litre su içmesi ve 270 kilo ot yemesi gerekiyordu.
Mamutların 11 bin yıl önce yok olması, beslendikleri bitkilerin tükenmesinden kaynaklanmıyor. Çünkü aynı bitkiler bugün halen mevcut.