Paylaş
Herkes sevgisini istediği şekilde söyleme hürriyetine sahiptir, buna hiçbir itirazım yok. Ama bu sevgi ifadeleri ‘din’e dayandırarak yapılıyorsa ve ikili görüşmede değil de ortalık yerde yapılıyorsa o zaman hem dindar bir insan hem de bir vatandaş olarak itiraz etme hakkına sahip olduğumu düşünürüm.
Abartılı olarak ifade edilen sevgi sözlerinin ne sahibiyle ne de muhatabıyla ilgili bir mevzu bu. Çok ciddi bir dini erozyon var ortada. Kâbe Maketi, Kur’an’lı pasta gibi maksadı aşan gelişmelerden sonra bu yaşananların dine verdiği zararı görmezden gelmek mümkün mü?
Bu ülkede sadece “CHP iktidardayken din zarar görür” diye mi korkmamız gerek?
Diyanet’in varlığı her şeye rağmen imanlarımızı muhafaza edebilir mi ki içimiz rahat mı olmalı?
Dindar insanların bireysel olarak hesaba çekilmeyeceğini mi zannediyoruz?
Söylediklerimizden ve söylemediklerimizden sorumlu olmayacağımıza dair fetva hangi ara verildi?
Zarar gören “din” olduktan sonra birilerini korumak neden?
Buradan Diyanet İşleri Başkanımıza seslenmek istiyorum: “İnsanlar sizin sözünüze itibar ederler, lütfen bir açıklama yapınız.”
‘Söylemlerinizle ve yaptıklarınızla şirke doğru gidiyorsunuz.’ diyerek kendilerini uyarınız.
Zira Peygamberimiz buyurur ki; ‘Ben ümmetimin açık şirkinden değil, gizli şirkinden korkarım. Ümmetim puta tapmayacak ama yaptıklarıyla Allah’a şirk koşacaklar.’
Şirki sadece puta tapmak zannedenlere;
Şirk; kulun Allah’tan başka bir varlığı O’na eş koşması, o varlığı Allah’a denk görmesi, onda ilahlık özelliklerinin ve yetkilerinin bulunduğunu düşünmesi veya onu Allah’ın yanında yardımcı kabul etmesi, Allah’a yapılacak taat ve teslimiyeti ona göstermesidir.
Şirk; hürmeti ibadete çevirmek, halkı ilah gibi sevmek, kul ile Rabb arasındaki farkı görmemektir.
Şirk; Allah’a eş koştuğu varlığı Allah’ı gibi sevmektir. Ondan Allah’tan korkar gibi korkmaktır.
Şirk; sevdiği varlığı Allah’ı yüceltir gibi yüceltmek ve ona hürmetini ibadete çevirmektir.
Şirk; eşyanın yaratılmasında birer sebep olarak vazife gören insana olduğundan fazla önem vermek, onları tesir gücüne sahip zannetmektir.
Şirk; insanın kendi nefsine fazla güvenmesidir.
…
Bir Müslüman için bir insanı sevmenin de ölçüsü vardır;
İslâm, tevhit dinidir. Bu kâinatın Sahibi ve Maliki birdir. Her hayır, ancak O’nun hazinesindedir. İslâm; ne ışık için Güneş’e, ne tahıl için tarlaya, ne varlık için sultana, ne de serveti için zengine aşırı ölçüde minnettar olunmamasını ders verir.
Paylaş