Sanatı da sanatçıyı da tüketiyoruz

Son zamanlarda, sanatçılara “had bildirmek” revaçta. Hemen hemen her gün bir sanatçının linç edilmesine tanık oluyoruz. Sıradanlaşan bu olayları normal karşılıyor olmamız hiç hayra alamet değil, fena hâlde tüketiyoruz.

Haberin Devamı

Oy vermekle siyasetçileri, parasını vermekle sanatçıları, okumakla gazetecileri, vergi vermekle doktorları, polisleri vs. sahiplenme duygusunun giderek artması hayra alamet değil.

Ne vatandaşın sanatçıları terbiye etme isteği, ne de sanatçıların halka yukarıdan bakması sağlıklı bir iletişim yoludur.

Sosyal medyanın hayatımıza girmesi, birçok şey gibi sanatçı-vatandaş ilişkisini olumsuz değiştirdi. Suçu sosyal medyaya attığımı düşünmeyin, bizim demokrasi anlayışımıza fazla geldi sosyal medya. Kaldıramıyoruz biz böyle şeyleri arıza veriyoruz.

Hatırlayanlar bilir, sosyal medyadan önce sanatçılarla vatandaş ilişkisi oldukça resmiydi. Saygı, sevgi vardı; sanatçıların hayranları vardı. Şimdi fanlar var, saygı ve sevgi de sizlere ömür…

İster siyasi ister güncel olsun sanatçıların fikir beyan etmelerini kabullenemiyoruz. Bunda elbette kültürümüzün de etkisi büyük. Zira bir önceki jenerasyondan öğrendiğimiz, sanatçıların sanat dışında fikir ve düşüncelerini söylememeleriydi.  Dün mü doğruydu bugün mü doğru tartışılır ama kesin olan bir şey varsa fikir beyanlarını taraf olma olarak algılıyor ve tavır alıyoruz. Bir kalemde insanların üstünü çok rahat çizebiliyoruz.

Haberin Devamı

Sanatçıların bizimle aynı dünya görüşünde olmak gibi bir zorunluluğu olmadığını neden kabul edemiyoruz bilmiyorum. Her şeyi neden bu kadar şahsileştiriyoruz ya da?

Herhangi bir olay karşısında düşüncelerini beyan etseler bir türlü etmeseler bir türlü...  Hükümeti takdir etseler bir türlü etmeseler başka türlü… Yandaş veya korkak olarak yaftalanmak adeta kaderleri oldu. Yakında sanatçı göçü başlarsa kimse şaşırmasın.  Müthiş şekilde tüketiyoruz ve tükettiğimizle cezalandırılacağız.

Hakaret ve saygısızlık içermediği müddetçe sanatçıların da herkes gibi düşüncelerini, duruşlarını beyan etmeye hakları vardır.  Normal olan budur. Normal olmayan ise; bir sanatçının, ister siyasilerin isterse takipçilerinin tepkilerinden çekinerek susmasıdır.

Siyah beyaz televizyon dahi izlemediğimiz günümüzde insanların siyah ya da beyaz olmasını istemek niye? Bu durumun sanata veya vatana ne gibi artısı olabilir?

Haberin Devamı

OLMADI, YAKIŞMADI İSMAİL KAHRAMAN

Bir eleştiri de olumsuz örnek olması sebebiyle TBMM Başkanımız Sayın İsmail Kahraman’a…

Kahraman, katıldığı bir törende İrem Derici’ye “Yılın En İyi Kadın Pop Sanatçısı Ödülü”nü vermek üzere sahnede beklediği sırada, ödül konuşması yapan Derici, “…Bildiğiniz gibi eşek cennetine gittim geldim.” sözlerini sarf etti.  İsmail Bey de bu sözlere “İrem Hanım'ın bir sözünü değiştirmemiz gerekiyor. Cennet cennettir, eşeklerin cenneti olmaz.” diyerek tepki gösterdi.

“Eşek cenneti” halk arasında sevilmeyen kişilerle ilgili kullanılan bir tabirdir.  Derici de bu sözü kendisi için kullanmış, herhangi bir art niyet yok yani.

İsmail Bey bir yanlışı düzeltmek istemiş olabilir ama bunu sahnede gayet mütevazı bir konuşma yapan genç bir kadını rencide etmeden yapabilirdi.   

Olmadı, yakışmadı…

Yazarın Tüm Yazıları