Paylaş
Dugin diyor ki; “Rus uçağının düşürülmesinin arkasındaki güç, ABD ve ona hizmet eden FETÖ yapılanmasıdır. Türk hükümeti kandırılarak, Rusya ile ilişkileri bilinçli bir şekilde bozdurulmuş ve Erdoğan’a tuzak kurulmuştur”
Hatırlarsanız geçen yıl bu zamanlar hava sahası ihlali yaptığı gerekçesiyle Rus uçağı, Türk F-16’larla düşürülmüştü.
Rus uçağının düşürülmesiyle ilgili yurt içinde “Böyle bir gerginliğe gerek var mıydı? Düşürülmesi gerekli miydi?” sorularını soran herkesi bizim kralcı kardeşler vatan haini ilan etmişti.
Rusya dışında, ABD başta olmak üzere alkışlandığımızı da hatırlatmak isterim.
Allah’ın takdirine bakın ki, 15 Temmuz sonrasında uçağın düşürülmesini eleştirenler haklı çıktı. Bu ilk olay mı? Hayır elbette.
Ne ilk ne de son olacak. Kimse yaşananlardan ders almaya niyetli değil çünkü. Dün olduğu gibi yarın da ülke adına endişesini dile getirenler hain olmakla suçlanacaklar. Ta ki bir Rus ya da bir Amerikalı gerçeği söyleyinceye kadar…
Her muhalefeti her eleştiriyi Hükümet ve Tayyip Erdoğan düşmanlığı olarak algılayan kralcılarımızın varlığı devam ettikçe acı tabloyu yaşayacağız maalesef.
FETÖ’nün Sır Kapısı
FETÖ soruşturmasında itirafçı pilotun anlattıklarını okuyunca aklıma yıllar önce STV’nin reyting rekorları kıran ‘Sır Kapısı’ adlı yapımı geldi.
İtirafçı pilot şunları anlatmış; "…Yazılı sınavı kazandım. Sınavda olduğu gibi mülakata yönelik de çalıştırıldım. Mülakata giderken hazırlamam gereken evraklarda annemin başının açık fotoğrafının olması gerektiği söylendi. Durumu ilettiğim annem, talebe sıcak bakmadı. Bunun üzerine benimle ilgilenen abi evimize geldi. Başı açık fotoğraf çektirmek istemeyen annemi, daha önce aynı durumla karşılaşılan bir ailede, 'Çocuğun babasının rüyasına Peygamber Efendimiz gelmiş. Eşinin başını açtırarak fotoğraf çektirmesini söylemiş. Bu nedenle bu olayın dini yönden önemi çok büyük' diyerek ikna etti. Bu kişi annemle görüşmesinde, başı açık fotoğraf çektirmek günahsa kendilerinin bu duruma kefil olacağını söyledi."
Hatırlarsanız, Sır Kapısı programını sunan Reha Yeprem kendilerine vatandaşlar tarafından (!)
iletilen manevi olayları hikâyeleştirerek anlatırdı.
Çok iyi hatırlıyorum, hikâyelerin başrolünde de genellikle Peygamberimiz olurdu. Her gün başka bir itirafla karşılaştığımız yapının yarın “Sır Kapısı” itirafı gelirse hiç şaşırmayacağım.
Peygamberi kirli dünyalarına ortak edecek kadar gözü kararmış bir yapının temiz inananların dünyasına verdiği zararın bedeli var mı?
Paylaş