Paylaş
“Allah Allah hiç duymadım, bir yanlışlık olmasın?” diye sordum. “Yok yok” deyince “Araştıracağım.” dedim.
Bir iki gün sonra Maçkalı Eren Bülbül teröristler tarafından şehit edildi. Ardından adeta olayın azmettiricisi Volkan Konak ilân edildi.
Volkan Konak’ın bahsedilen konuşmasını internetten dinledim ve bir kez daha “algı yönetimi” denilen şeyin aklın önüne nasıl geçtiğine kahrolarak şahit oldum. Konak, 2013 yılında Çözüm Süreci’nde yaptığı açıklamada özetle şöyle söylemiş; “… Bazı siyasi partiler Güneydoğu’ya gidemiyor, bazıları Karedeniz’e. BDP’liler Karadeniz’e gelemeyecekse ülkem bölünmüş demektir, ben bunu kabul etmiyorum. Bu ülkenin seçilmiş insanları Sinop’a gitmeli, Trabzon’a gitmeli, Maçka’da benim evimde de kalmalı.”
Akıl ve mantık çerçevesinde bu sözleri dinleyen hiç kimse “PKK’lı teröristler benim evimde kalabilir. anlamını çıkarmaz, çıkarmamalı. Ancak, Konak’ı siyasi görüşleri veya duruşu nedeniyle hedef göstermek isteyenler istisna.
Benim isyanım iki şeye; Öncelikle bu sözleri teröre destek amacıyla yayan arkadaşlar zerre kadar yarını düşünmüyorlar. Öyle ki bugün sen iktidarsın tamam da yarın muhalefet olduğunda “Çözüm Süreci”ne destek olmuş siyasilerinin ve sanatçılarının aynı muameleye kalacağını neden akıl etmezsin?
İkincisi; bir insanı, hemşerisinin öldürülmesinden sorumlu tutmak, kendi yöresinde vatan haini ilân etmek haksızlıktır, vicdansızlıktır.
Eli silahlı teröristler bizi öldürsün, dili silahlı olanlar da bizi birbirimize düşman etsin. Bu mudur terörle mücadele?
Rodos Konsolosluğu’na özür ve teşekkür…
Hemşerim, komşum olan bir ailenin torununun denizde kaybolan çocuğu Emre’yi yazdım dün. Ailesi perişan ve tanıdıkları kim varsa arıyorlar, destek istiyorlar. Ben de kendilerine yardımcı olmak amacıyla bir yazı kaleme aldım.
“Rodos Konsolosluğu’nun anlaşılmaz sessizliği” konulu yazımda ailenin birinci elden verdiği bilgiler ışığında, Emre’nin bindiği botun akıntıyla birlikte Yunan Adaları’na sürüklenmiş olabileceğinden şüphelendiklerini ama Rodos Konsolosluğu’nun kendileriyle hiçbir şeklide iletişime geçmediklerini yazdım ve Konsolumuz Barış Kalkavan’a sitemli bir sesleniş yaptım.
Yazıma istinaden Büyükelçi - Bakanlık Sözcüsü Hüseyin Müftüoğlu aradı. Konsolumuz Barış Bey’in, Emre’nin kaybından haberdar olduğunu ve kaybolduğu gün olan 8 Ağustos’tan bugüne kadar yaptıkları çalışmaları anlattı. O kadar ki Emre’nin yakınlarını isim isim sayarak hangi tarihte görüştüklerini tek tek izah etti. Emre’nin fotoğraflarının dağıtıldığını, Başta Midilli olmak üzere Yunan makamlarıyla düzenli iletişim kurduklarını, göçmen kamplarında titiz araştırma başlattıklarını ifade etti.
Bu kadar çalışmaya karşılık ilgisizlikle suçlanmak hâliyle Barış Bey’i üzmüş. Aile kalabalık, bu yüzden yaşanan kopukluktan dolayı eksik bilgilendirme neticesinde üzdüğümüz Barış Bey’den şahsım ve aile adına özür dileriz.
Bir Türk vatandaşı olarak gurur duyduğumu da belirtmek isterim. Barış Bey ve ekibine Emre için ve bilgilendirme için teşekkür ederim.
En kısa sürede Barış Bey’i Türk Lokumu ve fındıkla ziyaret edeceğim.
Paylaş