Paylaş
Kadınlara yönelik dini söylemlerin tavan yaptığı ve toplumda huzursuzluk yarattığı son günlerde Tayyip Bey’in itirazı oldukça önemliydi. Kendisine ayrıca teşekkür ederim. Umarım artık okurken ve dinlerken utandığımız söylemler son bulur.
Beni düşündüren bir husus var; Tayyip Bey “N’oluyor?” demeseydi eğer, o zaman ne olacaktı? Millet olarak her sorunumuzun ille de Tayyip Bey tarafından onaylanması mı gerekiyor? Yetkililer harekete geçmek için neden ısrarla Cumhurbaşkanı’nı bekliyor?
Bu ve benzeri sorular kafama takılmıyor ve gelecek adına beni endişelendirmiyor değil.
Hazır, kafama takılıyor demişken; aklımı kurcalayan bir başka soru da Acun Ilıcalı’yla ilgili. Ben, Acun’un üretkenliğini, insanlığını severim. Fakat, bu yıl Survivor yarışma kadrosuna Nihat Doğan’ı dâhil etmesi beni hem şaşırttı hem hayal kırıklığına uğrattı.
“Ne alaka?” diyebilirsiniz ama benim özellikle Kadınlar Günü münasebetiyle gündeme getirmek istediğim husus; nasıl ki bir öğretmen, yönetici, doktor ya da din görevlisi haddi aşan sözlerinden dolayı görevinden alınıyorsa yani bir anlamda cezalandırılıyorsa, toplum önünde olan kişiler mükafatlandırılmamalı. Özellikle kendisini “halktan biri” olarak göstermeye çalışanlar…
Hatırlarsanız Türkiye’yi derinden etkileyen, Özgecan kızımızın öldürülmesinin ardından kendisi bir tweet atmıştı; “Siz de mini eteği giyip soyunup laik sistemin ahlaksızlaştırdığı sapıklar tarafından tacize uğrayınca da bas bas bağırmayacaksın.” diye.
Tepkiler üzerine o dönem Acun Nihat Doğan’ı yapılacak olan Survivor’un kadrosundan çıkarmıştı.
Aradan yıllar geçti ve Nihat Doğan, kadın yarışmacıların mini şort giydiği Survivor yarışmasına dâhil oldu. Kendisi “Laik sistemin ahlaksızlaştırdığı sapıklardan değil, Anadolu çocuğu (!) olduğundan” sorun olmadı sanırım.
Bir sözle insanını kariyerinin bitmesini onaylamıyorum amma velakin olayın ardından verdiği röportajda özür dileyeceğine gözümüzün içine baka baka şu sözleri söylemiştir;
“Bu ülkede bir sürü din düşmanı, vatan haini ve milli irade düşmanı sanatçı var; hepsine tahammül ettiler de, bir Anadolu çocuğuna tahammül edemediler. Attığı bir tweet, Türkiye’yi yerinden oynatacak kadar önemsenen bir adam; o önemsenmeyi medyadan değil, halkın kalbinden almıştır.
Zerre-i miskal kadar pişman değilim. 'Ben sokağa mini etekle çıkacağım' diyen birine; 'Bacım, sokağa mini etekle çıkarsan, dışarısı sapık dolu, seni taciz ederler' demişim. Bunda ne var?”
Kendisine gösterilen tepkiyi “önemsenmek” olarak algılayan Doğan’ın sözleri bana mı anormal geliyor sadece bilmiyorum ama bir kadın olarak dün de bugün de yarın da kabullenmem mümkün değil.
Ayrıca Nihat Doğan, bugünkü konumunu halkın kalbinden değil Seda Sayan’la birlikteliğinden almıştır. Bunu kendisi de pek âlâ biliyor da işi artistliğe vuruyor.
Zira Nihat Doğan, aynı söyleşide; “Seda Sayan ile magazinsel bir birlikteliğim olmuştu. O zamanlar toplumsal meselelere karşı bu kadar duyarlı değildim ve en çok parayı o dönem kazandım. Sayan'la birlikteyken mini eteklerini kesmiştim. Sayan'la birlikte olduğum zaman bütün mini eteklerini kesmiştim. Ben giydirmem kardeşim, giydiren giydirsin."
Hangi Anadolu çocuğu magazinsel birliktelik yaşayıp çok para kazanıyor bilmiyorum ama
Acun’un kadını bu şekilde değerlendiren ve konumlandıran bir erkeğin Survivor yarışmasının kadrosuna alması olmadı, yakışmadı.
Nihat Doğan’ın sözlerinden kadınlar kadar erkeklerin de rahatsız olması gerekmez miydi?
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR
Paylaş