Paylaş
Peki, Diyanet’in bağımsız olması mümkün müdür? Günümüz şartlarında zor. Bugün Diyanet görevlilerin maaşları devlet tarafından ödeniyor. Her ne kadar birileri bu maaşları gündeme getirerek kurumu aşağılamaya çalışsa da asıl tehlikeli olan durum, resmi geliri olmayan cemaatlerin zenginliğidir.
Defalarca yazdım, yine yazacağım; cemaatler (istisnalar var elbette) Ak Parti iktidarında kendilerini güvende hissedip aşırı zenginleşme yolunu seçmiş durumda. Meselesi din olan cemaatlerin maddi anlamda güçlenmek istemesi ve ticareti de bünyelerine katmalarının haklı bir sebebi olamaz.
Cemaatlerin denetlenmesi önemlidir fakat bunu Diyanet İşleri Başkanlığı’nın değil İç İşleri Bakanlığı’nın bünyesinde kurulacak ayrı ve bağımsız bir birimin yapması uygundur. Diyanet’in, cemaatlerle bu tarz diyaloglara girmesi doğru değildir; zira kamuoyuna yansıması farklı olacaktır ve birçok sorunun doğmasına da neden olacaktır.
Cemaatlerin veya vakıfların denetlenebilir ve hesap verebilir olması önemlidir, bunun en önemli katkısı da mevcut iktidarı arkasında bir güç olarak görmemesi ve bunun üzerinden gücüne güç katmaya çalışmaması olacaktır.
Cemaatlerin vatandaş nezdinde bu kadar yer edinmesinin nedenlerinden biri de kadınların camilerden uzaklaştırılmasıdır. Birkaç yıl önce “Neden ülkemizdeki kadınlar Cuma ve bayram namazlarına gitmiyorlar?” meselesini araştırmıştım, okuyanlar hatırlayacaklardır.
Ve Müslüman kadın – erkek ve çocuklar dünyanın neresinde olursa olsun Cuma namazlarını birlikte kıldıklarını, Cuma hutbelerini birlikte dinlediklerini gördüm.
Bugün ülkemizde büyük camilerde Cuma namazı kılmak isteyen kadınlara görevliler ve cemaat tarafından izin verilmemektedir. Kadınlara ayrılan bölümler de erkek cemaatin kalabalık olduğu gerekçesiyle kadınlara kapalıdır. Bizzat yaşadığım için net konuşabiliyorum.
“Biz mi daha iyi Müslüman’ız yoksa diğerleri mi?” diye sormayacağım ama Peygamberimiz zamanında kadınların da erkeklerle birlikte Cuma ve bayram namazlarını kıldığını biliyorum. Peki, ne oldu da Osmanlı’dan günümüze kadar gelen geleneksel anlayış, Peygamber zamanındaki uygulamayı ezdi geçti?
Kabul edersiniz veya etmezsiniz ama gerçek olan; Kadın-erkek konusunda arızalı bir anlayışımız olduğudur.
Kadınların camilerden uzaklaşmasının günümüz sorunlarıyla ne ilişkisi var diye soracak olursanız, söyleyeyim;
Camilerde Cuma hutbesi dinleyen erkekler bir nebze dini bir sohbet dinlemiş ve bilgi sahibi olmuş oluyorlar. Cami hocasıyla sohbet edip sorularını sorabiliyorlar.
Bu hususta eksik kalan kadınlar da kendilerine kim ulaşıyorsa ondan destek alıyorlar. Kadınlar arasında hurafe dediğimiz dinle ilgisi olmayan mevzuların yaygın olmasında bu durumun etkisi büyüktür.
Ülkemizde geleneksel yaklaşımlar dinin çok önündedir ve bunu sorgulamadığımız müddetçe sorun yaşamaya devam edeceğiz.
Gönül arzu ederdi ki, televizyonlarımızda bu mevzular tartışılsın, konuşulsun. Lâkin siyaset ve magazin dünyasının yoğun gündeminden dolayı mıdır bilinmez sıra bir türlü gelmiyor.
Televizyonda mütemadiyen aynı yüzler, aynı konular.
Umarım birileri bu iki dünyanın dışında da farklı dünyaların olduğunun farkına varır ve bir şeyler yapar.
Paylaş