Paylaş
Hayrettin Karaman’ın “Başörtülü sigara” yazısına atıfta bulunarak ve Hayrettin Bey’i savunmayarak (!) kendi deyimiyle “Sadece başını kapatmakla tesettürlü olduğunu sanan bayanlara ‘Bu ne hâldir, nereye gidiyoruz?’ ” diye sordu.
Kendisisin de cafcaflı bir şekilde başını örten, gözlüklerini gözlerine değil de kafalarına takan kadınlar için bir itirafta bulunarak: “… Aslında modern kültürden, modern hayattan ve modern giyim biçiminden hoşlanıyorsunuz, hatta onlara karşı eziklik duyuyorsunuz, en azından imreniyorsunuz da onlara demek istiyorsunuz ki; ‘Benim başörtüsü bağlamama bakmayın. Gördüğünüz gibi, ben başımı farklı bağlıyorum, benim gönlüm aslında sizden yanadır, lütfen beni de modern kabul buyurun.’ mesajını verdiklerini” düşündüğünü yazdı. Hayrettin Bey’in de sözlerini bu anlamda söylediğini ama birilerinin işi iffet ve namus meselesine götürdüğünü de ifade etti ve ekledi; “Evet, şimdi bizim ‘Feminimsi Müslüman’ bayanlarımız kızıyorlar, alınıyorlar diye gerçekten bizim edebimizde, yani İslam edebinde var olan şeyleri söyleyemeyecek miyiz?”
Sanırım Karaman’a itiraz edenlerden olduğum için ben de ‘Femimimsi Müslüman’ bayanlardan oluyorum.
Faruk Bey, Trabzonlu; yani hemşerim. Düşünüyorum da acaba Karadenizli kadınlara “Senin örtün düzgün değil.” dese ne cevabı alırdı, onlara bu şekilde konuşabilir miydi?
Nedense laik kesimin de muhafazakâr kesimin de hedefinde her daim şehirli başörtülü kadınlar var.
Yıllarca karşı mahalle tarafından ‘siyasi simge’ olmakla suçlandık, şimdi ise kendi mahallemizin erkekleri tarafından ‘başörtümüzle birilerine mesaj vermekle’ itham ediliyoruz.
Zaman zaman tekrarlanan bu tartışmalar hepimizi yoruyor ve üzüyor. Anlamaya çalışmak yerine itham etmeyi tercih ediyoruz.
Bundan bir yıl önce sosyal medya fenomeni olmuş başörtülü kadınlarla söyleşi yaptığımda “Sizi tesettüre uymamakla suçluyorlar. Ne düşünüyorsunuz?” diye sormuştum. “O zaman bize tesettürlü demesinler, biz kendimizi ‘ölçülü giyinen kadınlar’ olarak tanımlıyoruz.” cevabını vermişlerdi.
Aslında bu konuların oturulup ciddi ciddi konuşulması gerekiyor. Dinlemek ve anlamak hepimize iyi gelebilir…
Fatih Bey’e bir soru….
Nuray Mert’in, Cumhuriyet gazetesi tarafından yazılarına son verilmesiyle ilgili olarak Fatih Altaylı; “Cumhuriyet Gazetesi için sorgulanması gereken, Nuray Mert’in yazılarına niye son verdiği değil, niye Nuray Mert’e yazı yazmaya başlattığıdır. Yeni Çağ Gazetesi’nde “Kürtçü” bir yazar, Akit’te “seküler” veya “ateizmi savunan” bir yazar olmaması, basın özgürlüğü açısından sakıncalı bir durum yaratmaz.” yorumunu getirdi.
Cumhuriyet gazetesinin Mert’le yollarını ayırma gerekçesini mantığım kabul etmiyor, etmeyecek ama bu konu üzerinde durmayacağım.
Fatih Bey’e bir soru soracağım; Ben dindar bir insanım ama Akit’te yazabilir miyim sizce?
Paylaş