Deniz Seki’yi kahramanlaştıran kim?

‘Ramazanda Müslüman Türk toplumunun örfüne, adet ve geleneklerine uymayan davranış sahiplerinin medyada bayraklaştırılmasını’ kınayarak “Uyuşturucu satış ve kullanımında suçu sabit olan bir şahsın medyada marifet yapmışçasına halk kahramanı gibi takdimini doğru bulmuyorum. Özellikle medyanın gençlerimize olumsuz örnek teşkil edebilecek bu gibi konularda daha hassas davranmasını ümit ediyorum.” sözleriyle tepkisini dile getirdi.

Benim Tuğrul Bey’e itirazım var. Elbette uyuşturucu satışı yapan veya kullanan bir kimsenin halk kahramanı olarak takdim edilmesi doğru değildir. Lâkin Seki’yi kahramanlaştıran medya değildir, adeta ünlülerin arasından cımbızla seçerek cezalandıran hukuk sistemimizdir.

Faturanın Seki’ye kesilmesi ve adeta bir uyuşturucu baronuymuş gibi ceza alması onu mağdur yapmıştır.

Şayet Seki bu cezayı yalnız çekmeseydi o zaman kahramanlaştırılmayacaktı da.

Yakın tarihimiz, ister siyasetçi ister sanatçı olsun, hukukun cezalandırdığı ama toplum vicdanının cezalandırmadığı birçok örneklerle doludur.

MEHMET GÖRMEZ’İN İTİRAZI NEYE?

Diyanet İşleri Başkanımız Sayın Mehmet Görmez, “O Ses Türkiye” formatında hazırlanmış olup TRT'de yayınlanan “Kuran-ı Kerim'i Güzel Okuma Yarışması”nı eleştirerek “Kur’an ses yarışmalarının güftesi olarak kullanılacak bir kitap değildir.” açıklamasını yaptı. Programı kısaca izledim; Görmez’in itirazı programın formatına mı, yoksa genele mi bilmiyorum.

Yarışma bir müzik yarışmasının formatında değil de başka bir şekilde yapılsaydı, jüri değerlendirmeleri olmasaydı Kur’an ruhuna daha uygun olurdu diye düşünüyorum.

Uluslararası Kur’an-ı Kerim’i güzel okuma yarışmaları yapılmaktadır, Türkiye de bu yarışmalara iştirak etmektedir.

Ben Kur’an okuma yarışmalarının yanı sıra ezan okuma, tasavvuf müziği yarışmalarının da yapılmasından yanayım. Bu alandaki gençlerin kendilerini göstermeleri ve tanıtmaları açısından çok faydalı olacaktır.

Mehmet Görmez’in itirazını değerli buluyorum ama itirazına açıklık getirmesini bekliyorum. Kendisi gerek söylemleriyle gerek uygulamalarıyla Diyanet’e değer katan bir isim.

Herkes muhafazakâr bir partinin iktidarında Diyanet’in işinin çok kolay olduğunu düşünse de öyle olmadığı bir gerçek. Siyasi iktidara kızanlar Diyanet’i hedef alıyor, televizyon ekranlarına çıkan bazı hocaların açıklamaları ya da kişisel düşünceleri bile Diyanet’i zor durumda bırakabiliyor. En güzeli Diyanet’in bağımsız olması aslında. Her türlü zorluğa rağmen Görmez’in, görevini başarıyla yürüttüğünü düşünüyorum.